Plaj Sporu Medeniyettir (4)

0
60

Değerli Okurlarım, bu makaleyi yazmaya başladığımda sıcakların hatırı sayılırdı. Batı bölgemizden ve de İstanbul’dan söz ediyorum. Biz insanlar her şeyin en iyisini istiyoruz. Rahmet biraz fazla yağsa şikâyet ederiz. Kuraklık olduğunda da dört gözü dört çeşme oluruz. Oysa bizleri yaradan yapacağını kimseye sormaz. Bunu bir içimize sindirsek…

Bölgemizin kendine has özelliği vardır. Nem oranımız fazla olduğundan, Nisan ayında bile kravat takılmaz, ceket giyilmez ama bazıları Ağustos ayında bile Grand tuvalet. Kendileri bilir. Cumhurbaşkanı seçilen Kasımpaşalı arkadaşım da öyle.

Yaz mevsimi geldiğinde, sıcaklardan kaçacak yer aradığımız günlerde denizi olan yerlerde aklımıza hemen plajlar geliyor. Şehrimiz bu konuda oldukça fukara. Deniz gözünün önünde, kumsal alabildiğine her şey mevcut, nedense, insanların serinleyeceği, rahat edeceği bir plajımız yok maalesef. Bildiğiniz gibi, İskenderun’dan Arsuz’a kadar sayısını bilmediğim deniz evleri mevcut. Sözünü ettiğim kumsallarda oraların sakinleri yararlanmakta. Mendireklerde alabildiğine çok ve hem de yasal. Bir yabancı girdiği zaman herkes soru soruyor.

İskenderun Gazetesi olarak; Plaj ve plaj sporunu bıkmadan usanmadan gündemde tutmaya devam edeceğiz. Bu işler belli olmaz. Bakarsınız ki sosyal birileri çıkar ve plaj konusunu halleder. Plaj sorunu çözümlenirse, plaj sporuna ortam hazırlanmış oluyor. Ancak, başka birileri çıkıyor ve “Arsuz ve Gülcihan var ya” diyor…

Arsuz, Gülcihan güle-güle olsun. Ülkemizin en büyük ilçesinin önünde uzanan masmavi deniz ve harika kumsalı varken, 30-40 km yol kat etmenin ne anlamı olabilir ki? Konuya biraz da ekonomik yönden bakmamız gerekmez mi? Tek başınıza da gitseniz, ailenizle beraber olsanız, tamamen yıkım! Hem de çok büyük ekonomik bir yıkım.

Plaj ve plaj sporu derken başka konuları da gündeme getirmek istiyoruz. Plajların olduğu ve plaj sporunun yapıldığı sahillerde her şey mevcut! Bir belde gibi ve esnaf para kazanıyor. Böylesine dört dörtlük bir konuyu düşünmemek, şehrimizde görmemek çok büyük şansızlık! Böyle şansızlık da olmaz olsun.

Bu konuyu kimlerle görüştüysem, olumsuz yanıt almadım. Hepsi de “Çok iyi olur, harika olur” dediler. Böyle düşünenlerin hemen hepsinin denize sıfır evleri var. Kapılarında da “Şahsi Mülktür Girilmez” yazılı. Şimdi söyler misiniz? Bu ne nane, bu ne lahana turşusu? Bir şehrin gerçek yerli halkı bulunmazsa bundan iyisi olmaz ve de üvey evlat muamelesi görür ifadesi ağırlık kazanıyor. Umutsuz değiliz ve umutlarımız da yarınlarda saklı…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here