Oruç Allah’a Sığınmaktır!

0
122

Ramazan Özel (Sanat Sayfası)

Değerli Okurlarım, Cenab-ı Allah’a hamd-ü senalar olsun ki, bizlere yine Mübarek Ramazan’ı gösterdi. Her zaman ilkyazımızda yine ayeti kerimelerden söz etmek istiyorum. Ramazan orucunun farz olduğunu ve oruçla ilgili temel hükümleri bildiren ayeti kerimeler Bakara suresinin 183-187 ayetleridir.

Bu ayetlerde Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: ‘Ey iman edenler! Sizden öncekilere de farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Gerek ki oruç sayesinde fenalıklardan korunasınız…’

Oruç Arapça bir kelimedir ve anlamı da “SAVM”dır. Tutmak, sakınmak anlamına gelir. Öncelikle içimizdeki şeytanı, yani nefsimizi tutmaktır. Yiyecekten, içecekten, şehvetten, nefretten, gıybetten, öfkeden, sevgisizlikten, nahoş hareketlerden kaçınmaktır.

Kur’an’ın bildirdiğine göre oruç, Hıristiyanlara da farz kılınmıştır. Hıristiyanlıkta oruç ve perhiz eş anlamdadır. Tutulan orucun en önemli amacı dünyada işlenmiş günahların cezasını, yine dünyada çekmeye başlamaktır.

İncil oruca büyük önem verir ve övgü ile söz eder. Hıristiyanların tuttuğu oruçlar (Şükran ve Kilise orucu) Protestanlar tarafından tutulmaz. Ancak Katolikler tutar. Hıristiyanlık, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri ile bazı yortuların arife günlerinde oruç tutmayı teşvik eder. Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın öldükten sonra dirildiğine ve göğe çıkarıldığına inanılan Paskalya’da oruç tutulması önemlidir. Paskalya öncesinde iki gün oruç tutmak dindar Hıristiyanlar arasında yaygındır. Cenab-ı Allah’ın; sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de, oruç farz kılındı buyurduğu oruçlar, sanırım bu oruçlar olmalı.

Oruç, İslam’ın beş temel ibadetinden biridir ve gerçekten çok önemlidir. Mümin’in kişiliğini etkileyen ve onu Yüce Allah’ın rahmetine, bağışına, affına ve sevgisine bağlayan, davranışlarını geliştirip huyunu güzelleştiren çok önemli bir kulluk halidir…

On iki Ay’ın Sultanı mübarek Ramazan hamdolsun yine teşrif etti, bu mübarek günler bütün âlemlere hayırlara vesile olmasını dilerim. Tuttuğumuz ve tutacağımız oruçların da Allah tarafından kabulünü dilerim. Oruç, sadece belli saatlerde aç kalmak değildir. Böyle düşünen sapıkları da burada uyarmak isterim. Balık baştan kokuyor. Bazı yobaz hocalar hala “namaz kılmıyorsan, boşuna aç kalma” diyorlar. Onların namazları göstermelik ve de oruç tuttuklarından da şüpheliyim. Zaten cehennem onlarla dolup taşacak.

Oysa Oruç Allah’a sığınmaktır, aynı zamanda orucun gözcüsü Cenabı Allah’tır. Burada temel amaç Yüce Allah’ın buyruğunu yerine getirmek, nefsi arındırmak, sakındırmak, iradeyi eğitme, ahlakı güzelleştirmektir. Oruç, Allah, kul arasında bir sırdır. Mükâfatı özeldir. Nefse zulmetmekle alakası yoktur. Kişinin yüreğinden kopup gelen sevgisine ve kararlılığına bağlıdır.

Oruç tutan sevgili dostlarıma söylüyorum… Orucu herkes kendisi için tutmaktadır. Bu nedenle oruç tutuyorum havalara girmenize gerek yok. Fetva vermeye kalkmayın, mübarek günde üzülmeyin. Böyle haller sizin üstünüze vazife değildir. Durup dururken günahkâr olmayın. Sizlere hakaret edildiğinde “BEN ORUÇLUYUM” diyerek oradan hızla uzaklaşın. Bu şekilde Allah’a daha hızlı yaklaştığınızı hissedeceksiniz.

Değerli Müslümanlar, Ramazan hayır hasenat ayıdır. Bugün iftar sofranıza iki öksüz davet edin, onlarla iftar edin. Onlar çok mutlu olacaklardır. Bu yaklaşım Cenabı Allah’ın da hoşuna gidecektir. Bu mübarek günlerin tüm insanlara çalışma arkadaşlarıma da hayırlara vesile olmasını dilerim. Tuttuğumuz oruçları Yüce Allah kabul ve makbul eylesin… Âmin!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Dostları Ziyaret ve Sabır

Değerli okurlarım, şerden beladan kaçınmak, insani görevlerimizle birlikte, dini görevlerimizi de elimizden geldiğince yerine getirmek, Allah’a sığınmak en iyisidir dersek hiç de yanlış olmaz.

Efendim, Af ve Mağfireti bol aylarda, Hıristiyanların yortularında sizlere sunduğum dinsel makalelerimde sadece belli bir kesime sesleniyorum. Herkese hitap etmeye özen gösteriyorum. İnsanlar hakkında olumlu ya da olumsuz şekilde karar vermek üstümüze vazife değildir. Tepeden baktığımız, hakir gördüğümüz kişiler muhtemelen Yüce Allah’ın hoşnut olduğu kullardır. Cennet, sadece Müslümanların gideceği mekân değildir. Cennet Allah’ın hoşnutluğunu kazanan, O’na yakın olan kulların itibar göreceği müstesna yerdir.

Altını çizerek söylüyorum ki; Yüce Allah tüm güzellikleri kulları için yaratmıştır. Onları iteleyerek öne çıkamayız. Yaşamımızda sadece bir kez en önde oluruz, imam efendi de dâhil herkes arakamızdadır ama biz musalla taşındayız, dönüşü mümkün olmayan son yolculuğumuza çıkıyoruz. İmam şöyle seslenir; “Er Kişi Niyetine” ya da “Hatun Kişi Niyetine” diye seslenir. “Malın mülkün, paran pulun, varsa çoluk çocuk hepsi geride kaldı artık…”

Ey faniler, yaşarken Allah’ı unutmadıysanız, elinizden geldiğince, hayır hasenatta bulunduysanız, eksik eteğe yan bakıp kandırmaya çalışmadıysanız, tüyü bitmedik yetim hakkı yemediyseniz, insanlara tepeden bakmadıysanız… Allaha şirk koşup, gıybette bulunmadıysanız, çevre dostu olduysanız, ailenizin nafakasını içkiye kumara, şans oyunlarına vermediyseniz, hangi dinden olursanız olun, dini vecibelerinizi elinizden geldiğince yerine getirmeye özen gösterdiyseniz… Özellikle nefsinizi yenmekte metanet ve sabır gösterdiyseniz, şuna inanın ki, gideceğiniz yer bellidir kardeşim. Çünkü bu güzellikler sizinle beraber gelecektir. Sorgu-sual ve sırat köprüsü sizler için sorun olmayacaktır.

Sadece, adam gibi adam olalım yeter. Adam gibi adamlık, yukarıda saydıklarımı, unuttuklarımın hepsini kapsamaktadır. Sabırlı olmayı, sabretmeyi bileceğiz. Öyle insanlar Yüce Allah’ın sevgili kullarıdır. Sabretmek her zaman iyidir, ferahlamanın anahtarıdır. İsyan etmek, itiraz etmek yok, Yaradan işini bilir ve o kimseden akıl almaz. Herkesin rızkını da verir, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Rivayete göre, cennette yoksulların, bir rivayete göre de, varlıklı olanların daha fazla olacağı ifade edilir. Yoksulun yaşamı eza, cefa içinde, çile ile geçmiş ama, yoksulum diye de kimseyi dolandırmamış, Allah’ı, Peygamberi istismar edip rant sağlamamış. Bunların cennette olmaları bana göre çok doğal.

Varlıklı olanlar da şehrimizde bir yere beş yıldızlı otel yaptırmaya kalkmamış, hanımının üzerine Samandağ’ı parsellememiş. Peki, ne yapmış; fakirleri korumuş ve kollamış, aç insanları doyurmuş, öksüzleri, yetimleri sevindirmiş ve bunları yaparken de kimseyi aşağılamamış aksine onore etmiş. Bu insanların da, bana göre cennette bulunmaları doğaldır.

Ramazan mübarek birer-birer eksiliyor. Böyle kutsal günlerde hasta ve de büyükleri ziyaret, Allah katında çok makbuldür. Durumu mütevazı olanlardan başlamak da fayda vardır. Herkes oruç tutuğu için “İKRAM” söz konusu değildir.

İnançlı bir kişi, bir dostunu ziyarete gittiğinde yetmiş bin melek “Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret yapan bu kulundan razı ol” diye uda ederler. Allah’u Teala kendisi için yapılan ziyaretlere o kadar değer verir ki. Yüce yaratan şöyle buyuruyor: “Kulum beni ziyarete geldi, bana da onu ağırlamak düşer.” O af tanrısıdır, hikmetinden sual olmaz, böyle biline!

Şimdi öyle değil. Bayramlarda evi terk etmeler, bitişik komşusunun bile hatırını sormamak, ziyaretlerden menfaat beklemek! Ziyaretler menfaat için değil, Allah rızası için yapılmalıdır. Tutuğunuz oruçları Yüce Yardan kabul etsin, Allah’ın selamı hepinizin üzerine olsun. Âmin!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

İstiğfar Duası

Bu istiğfar duasını sadece Ramazan da okunmaz diye yazmıyorum. Her zaman okunabilir ve her an Allah katında geçerlidir. Ancak, her namazdan sonra, üç kere “estağfurullah el’azim ellezi la ilahe illa huv el-hayyel kayyüme ve etebü ileyp” okuyanın hadisi şerifte bütün günahları affolunur buyruluyor. Aynı hadiste, istiğfara devam edeni çok okuyanı, Allah’U Teala dertlerden sıkıntılardan kurtarır, O’nu hiç ummadığın yerden rızklandırır buyruluyor. Kısaca estağfurullah da senin fazileti çok büyüktür. Bunu yirmi beş kez okuyanın odasında, ailesinde, evinde ve şehrinde hiç kaza bela olmaz. Günde en az yüz estağfurullah söylemek çok faydalıdır. Kazayı belayı defeder. Her zaman ve her yerde ve namazlardan sonra, yatarken estağfurullah demeyi ihmal etmemelidir. Estağfurullah; yüce Yaratandan, işlediğimiz günahlara karşılık özür dilemek demektir. Özür dilemenin de kimseye bir zararı dokunmaz. Efendim, öncelikle iyi niyet ve samimiyet şart. Ne yaparsak yapalım bunlar geçerlidir. Samimiyetsiz göstermelik ibadet de yapılmaz, estağfurullah da denilmez. Hayırlı Ramazanlar!

Günün Ayeti

“Bu kitabın indirilmesi; mutlak, güç sahibi, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır bulan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O’nadır…

Günün Hadisi

Kıyamet gününde, üç çeşit insanın hasmı olacağım. Benim adıma yemin edip sözünü tutmayanlar. Hür bir insanı köle diye satıp, parasını yiyenler ve işçiyi alıştırıp da parasını ödemeyenler…

Günün Sözü

Gücün Yoksa Oruç Tutma

Öcal’dan İnciler

Herkesi Kandırırsın da O’nu Asla!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here