Okullar ve Ahilik

0
108

Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Bugün okullar açıldı… Tüm öğrenciler okulun yolunu tuttu. Kimisi heyecanlı, kimisi sevinçli kimisi de okulların açılmasından pek memnun değil. Umarım bu eğitim öğretim dönemi çocuklarımıza, öğretmenlerimize ve velilerimize hayırlı uğurlu olsun!

Bu hafta bir de Ahilik Haftası… Bakalım Ahilik neymiş, ne zaman doğmuş…

Ahilik

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır sevgili okuyucularım. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır.

Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran’a Ahi Baba da denir.

Ahilik Sözcüğünün Kökeni

Bu konuda esas olarak iki iddia mevcuttur. İlk iddiaya göre kelime Arapça kökenlidir. Buna göre “Ahi” kelimesi Ahiyye’nin tekili olan “ah” kelimesine birinci tekil “ya”sı ilave olunarak “ahi” şeklinde telaffuz olunmuş halidir. Bu fikre göre ahi’nin sözlük manası “kardeşim” demektir. Bu iddianın güçlü yanı, Ahiliğin ilk olarak Araplarda Fütüvvet Teşkilatı adıyla çıkması, dolayısıyla Ahilik ile ilgili terimlerin Arapça olması gereğidir. Ancak bu kanıt yeterli değildir.

İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu görüşün haklılık payı oldukça yüksektir. Zira bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman-zaman Ahi Baba şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Buna göre kelimenin Arapça manası ile düşünüldüğünde “Kardeşim Baba” diye bir tabir uygun düşmüyor. Fakat Divânu Lügati’t-Türk’te akı, eli açık, koçak, selek, cömert, yiğit, delikanlı gibi manalar ifade eden Akı kelimesiyle düşünüldüğünde “Ahi Baba” tabiri daha mantıklı görünüyor.

Ahi Evran ve Ahilik Teşkilatı’nın Kuruluşu

Orta Asya’da hüküm süren Oğuz Yabgu Devleti yıkılınca, Oğuz Türkleri yavaş yavaş Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu’ya göç etmeye başladı. Ekseriyeti göçebe olan Oğuzlar, kopup geldikleri Orta Asya steplerine benzediği için daha çok Orta Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ediyorlardı. Dolayısıyla Orta Anadolu’nun Türkleşip İslamlaşması hızlı olurken, şehirlerde bu dönüşüm yavaştı. İslam dini de, yerleşik hayatı gerekli kılıyordu.

İşte bu sebeple, göçebe Türkmenlerin İslamlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle Ahi teşkilatı Anadolu’da kuruldu. Kısacası Anadolu’da Ahiliğin şekillenmesi ve köylere kadar teşkilatlanması politik ve sosyo ekonomik bir mecburiyetin ürünüdür.

Ahiliğin Kuruluşu ve Anadolu’da Yayılışı

Bazı araştırmalar Ahiliğin Kırşehir’de ortaya çıktığını ileri sürer. Diğer bir görüşe göre, Bağdat’ta büyük üstatlardan ders alan Ahi Evran, Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatı’ndan etkilenerek, 1205’te Anadolu’ya gelmesinden kısa bir süre sonra ilk olarak Kayseri’de Ahilik Teşkilatını kurmuştur.

Tarihi kaynaklardan, Ahi Evran zamanında Anadolu’nun şehir ve kasabalarında ortaya çıkan Ahi kurumlarının, Ahi Evran’a bağlı merkezi bir teşkilat olabileceği imajı çıkıyor. En azından bu kurumlar, onun koyduğu ilkelere bağlı kalmış olmakla, manen Ahi Evran’ın liderliğindeki geniş bir teşkilatın şubeleri gibidir.

Ahilik Teşkilatı”nın Sonuçları

Ahilik, Anadolu’da köylere kadar yayılarak Anadolu’nun daha kısa sürede Türkleşip İslamlaşmasını sağlamıştır. Göçebe Türkmenler yerleşik hayata geçirilerek hem İslami uyum kolaylaşmış, hem de Türk şehirciliği hız kazanmıştır.

13.yy’ın ikinci yarısına kadar çoğunlukla Türk olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret işlerine Müslüman Türkler de katılmış ve hızlanma kazandırmıştır. Türk esnaf ve sanatkârları arasında sağlanan dayanışma ve yardımlaşma sayesinde Ahilik önemli bir güç haline gelmiş, hız kazanmış, asayişin bozulduğu zamanlarda kendi otoritesini yürütmüştür.

Ahilik Teşkilatının Özellikleri

Ahilik Teşkilatı, Selçuklular döneminde ekonomik ve ticari faaliyetlerinin yanı sıra, askeri ve siyasi faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklarında olduğu gibi Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda ve güçlenmesinde de etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı’nın kurulmasında etkin olan dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilatı’na mensup şeyhlerdir.

Ahiliğin 7 Kuralı

Ahi olmak ve peştamal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir;

1-) Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak.

2-) Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak.

3-) Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak

4-) Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak

5-) Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak

6-) Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet kapısını açmak

7-) Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.

Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım hep birlikte ayrımsız gayrımsız. Yase

Günün Şiiri

Olalım Ahi Evran

Kardeşliktir Ahilik,
İyiyi güzeli aramak.
Düşünmektir kendinden önce başkasını,
Muhtaca sıcacık dost elini uzatmaktır

Adalettir Ahilik, fazilettir,
Öfkeye sabretmek, güçlüyken affetmektir.
Baharın verdiği ilk cemre gibi,
Ilık ılık gönüllere gitmektir…

Saygı vardır alın terine,
Hürmet duyulur emeğin kendisine.
Yaratan aşkına sevilir her canlı,
Yoktur sınır paylaşımda, hoşgörüde

Olamaz hiç din, dil, ırk ayrımı,
İlkesidir savunmak, korumak vatanı.
Atalarım kenetlenip ant içmiş,
İndirmemek için semalardan bayrağı

Olalım hepimiz Ahi Evran,
Uzak dursun bizden hile ve yalan.
Nefret edip boynunu büksün,
Sevgimiz Yunus olsun,

Hoşgörümüz Mevlana’dan
Fatma Gül YÖRÜK

Ahilik

Eskiden, Türklerde ahilik vardı,
Ahilik, kardeşlik demekti dostum;
Herkes birbirini sever, sayardı
Ahilik, mutluluk demekti dostum.

Yoksullar, garipler çok korunurdu,
Toplum, zalimlerden tüm arınırdı;
Halkta huzur, düzen hep aranırdı
Ahilik, disiplin demekti dostum.

Hiç kimse, kimsenin hakkın yemezdi,
Mal, can, namusuna hiç göz dikmezdi;
Hile, yalan, dolan nedir bilmezdi
Ahilik, dürüstlük demekti dostum.

Bolca kazanılır, bol harcanırdı,
Konuklar, garipler ağırlanırdı;
Yürekler, inançla sevdalanırdı
Ahilik, cömertlik demekti dostum.

Güçlüyken, affetmek, tüm şiarıydı,
Kızgınken, sabretmek, iftiharıydı;
Muhtaçken, vermenin bahtiyarıydı
Ahilik, yiğitlik demekti dostum.

Çıraklık, kalfalık, ustalık yolu,
Ahi esnafının, kutsal okulu;
Pirinden feyz alan, olurdu ulu
Ahilik, eğitim demekti dostum.

Ahi Evran idi, ulu pirleri,
Âlim Edebali, bundan birleri;
Bosna’dan Kırım’a var tesirleri
Ahilik, adalet demekti dostum.

Dilim, ne söylese, tarif edemez,
Güzelliklerini hiç tüketemez;
Günümüze, örnek olsun nice kez
Ahilik, fazilet demekti dostum

Günün Fıkrası

Tekrar Deneyin

Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: “Tekrar deneyin.” Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur: “Tekrar deneyin… …” En sonunda sinirlenen Temel: – “Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi…”

Günün Sözü

Ahilik; din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeyen, herkese eşit muamele yapılan bir anlayışın simgesidir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here