Neden mi Vazgeçtim?

0
120

Değerli Okurlarım, vazgeçmek, belki geçici bir duygu olabilir ama vazgeçtim diyen bir kişinin, ruhen tekrar dönmesine ihtimal vermiyor. “Vazgeçmek” fiziki olarak terk etmek olmasa bile, kırılan gönlü, ufalanmış onuru, o kişiyi bir köşeye hapsetmiştir. Her tarafı uçurumdur artık. Orada bile parçalanmış kalbini tamire çalışmaktadır.

Bu konuda bir Gazeteci-Yazar bakın neler söylüyor… Gözyaşlarımla maziyi andığımda, beni küçülttüğün, yanımda olmadığın için “Vazgeçtim…!” Canım sıkıldığında, beni daha çok üzüntüye ve mutsuzluğa gark ettiğin için “Vazgeçtim…!” Bana beraberliğimiz boyunca, hiç doğruları söyleme gereği duymadığın için “Vazgeçtim…!” Benimle uyumak ve benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin bir çıkmazda olduğunu anladığımda “Vazgeçtim…!” Duygularıma, düşüncelerime ve de değerlerime gereken değeri veremediğin için “Vazgeçtim…!” Ağrılarımı dindiremediğin ve bana her seferinde doktoru tavsiye ettiğin için “Vazgeçtim…!”

Sadece dünyalık peşinde olduğun ve beni hiçe sayıp, varlığımı kabullenemediğin için “Vazgeçtim…!” Yazılarımda ve şiirlerimde sanatı ön koşul olarak görüp ama kendimi çizemediğim için “Vazgeçtim…!” Bencil olduğun ve kendinden başka kimseleri düşünmediğin için “Vazgeçtim…!” Bana o çocuğu verdiğinde, senden vazgeçmemin anlamsız olduğunu düşünmüştüm. Ama olumsuzlukları alt alta yazdığımda, yekûn hanesinde; senin benden daha önceleri, belki de yıllarca önce vazgeçtiğini gördüm. İçim burkuldu, gözlerim karardı, kalbim parçalandı ama “Bende Senden Vazgeçtim…!”

Efendim, insanların değişik duyguları vardır. Sadece insanlarda mı? Bütün canlılar kendi ölçülerinde duygulara sahiptir. Kızmak, sinirlenmek geçicidir, telafisi de vardır. Kalben uğranılmış bir zafiyet yoktur sonuçta. Ancak, gönül kırgınlığı hiçbir şeye benzemiyor, telafisi de bana göre pek mümkün değildir. Bu nedenlerle hareketlerimize ve ağzımızdan çıkanlara çok dikkat etmeliyiz. Kaybetmek kolay da, kazanmak zordur! Yıkmak çok kolay da yapmak çok zordur!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Meyvenin Sarhoşluğu

Değerli Okurlarım, sebzeyi-meyveyi sakın ola ki fazla kaçırmayın, sonucu sizin için hiç de iyi olmaz. Yolunuzu şaşırabilirsiniz, kendi eviniz yerine, başkalarının evine girebilirsiniz. Boyutlarınızı aşıp sağa sola saldırabilirsiniz. Sebze-meyveyi fazla kaçırırsanız, bunların hepsi de olasıdır.

Efendim, şu yaşıma geldim, sebze-meyve yiyerek sarhoş olmadığım gibi, kafayı bulan hiç bir Allah kuluna rastlamadım. Acaba diyorum, kıyı da köşe de böyle tipler var mıdır, onu da bilmiyorum.

Bir defasın da, badem bıyıklı Kasımpaşalı bir arkadaşım bana şöyle uyarıda bulundu: “İçki içmeyin, günahının altından kalkamazsınız, cehennem de yanarsınız. Size şefaat eden olmaz. Ayrıca, alkol nerelerden elde ediliyor? Meyvelerden ve de sebzelerden elde edildiğini biliyoruz, tabi ki üzümlerden de elde ediliyor, diğer toprak ürünlerinde de belli oranda alkol bulunuyor duyduğum kadarıyla, onları afiyetle tüketin” diyor, bademli bıyıklı Kasımpaşalı delikanlı arkadaşım.

Ben bu uyarıyı şöyle değerlendiriyorum… Zil zurna sarhoş birine soruyorlar: “Rakımı içtin şarap mı? Bu kadar içecek ne vardı ki?” “Keşke onları içseydim. Üzüm, karnabahar, pırasa, havuç, kiıaz, biraz da salatalık yedim. Hepsini karıştırınca işte böyle gözümün önünü görmez oldum, yolumu şaşırdım. Bu bana bir ders olsun. Ya rakı ya da şarap içeceğim.”

Demek ki, Yüce Yaradan, sebze-meyve yemeyip de, alkolle kafa bulanlara hesap soracağı anla­şılıyor. Toprak ürünlerinde de alkol olduğuna göre, sadece su içerek yaşamımızı idame ettirelim en iyisi. Oysa yüce Yaradan, tüyü bitmedik yetim ve kul hakkı yemeyin, affı yoktur diyor. Bunu hiç söylemiyorlar. Bu arada “Gemiciklerden” hiç kimse söz etmiyor. Hiç bir şey suç sayılmıyor veya günah olmuyor da, efkâr dağıtmak için bir duble aslan sütü neden günah olsun, anlamakta güçlük çekiyorum.

Meyve-sebze yiyerek, alkol ihtiyacınızı giderin, diyenler, onun na­sıl alkol olduğundan da bî haberler. Alkolün elde edilme aşamalarında, meyveleri bir kaba kokuyorsunuz, tabi kapatıyorsunuz, mikro organizmalar aracılığıyla fermantasyon oluyor ve de orada şekerler alkole dönüşüyor.

Şeker pancarından alkol ediliyor ama öncelikle şeker elde edildikten ve geri kalanlarıyla (posasıyla) alkol elde ediliyor.

Hal böyle olunca, hangi meyve olursa olsun, bunları tüketerek midemizde alkol meydana gelmesi söz konusu değildir. İyi ki öyle… Tüketilen meyve ve sebzeler midemizde alkol olsaydı, acaba üzümün kilosu kaç lira olurdu?

4-5 avratlı olmak, hile hurda, rant, gemicik, yığınla dosyalı olmak onlar için problem değil. Ama bir duble rakı onlara batıyor. Nerelerine batıyor bilemiyorum. Ülkemizde alkolizm tehlikesi yoktur ama bunu alkolizmle mücadele anlayışıyla bağdaştırmak nereden çıkıyor, neden gündem oluşturmak isteniyor, anlamak oldukça zor.

Doğrusunu isterseniz, bu badem bıyıklılardan çok çekiyoruz. Az kaldı!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Allah Dünyayı Güzel Yaratmış

Gökdelenleriyle, futbol maçlarıyla, yatlarıyla katlarıyla değil. Onları oluşturan ve de icra eden insanlarıyla güzeldir dünya. Ve de zengini, fakiri, açları, toklarıyla, milyarlarca insanı ile güzeldir dünya. Sözünü etmeye çalıştığım bu güzelliklerde bazı şeylerde gizlidir adeta. Bunun için de dikkatli davranmakta yarar vardır diye düşünenlerdenim.

Gürültülü yerlerde sükûnetle dolaşmalı ve sessizliğe zarar vermemeliyiz. Başka türlü davranmak gerekmedikçe, insanlarla dost olmakta da yarar vardır. Ödeyemeyeceğin kadar borçlanıp, onurunu gururunu ayaklar altına almanın bir anlamı yoktur. Kişilerin konumu ne olursa olsun, aşağı görmeyip, onları dinlemeyi denemeliyiz. Unutmayalım ki, herkesin bir yaşam hikâyesi vardır.

İşimizi namus olarak görmeliyiz, ondan ekmek yiyorsak o bizim umudumuz olmalı. Olduğumuz gibi görünmeliyiz, bukalemun gibi renk değiştirmemeliyiz. Kendimizi aldatmış oluruz. Yıllar iyi ya da kötü geçecektir, sinirlenmeye gerek yok. Geriye baktığımızda iyi şeylerle teselli olmalıyız.

Kâinatı yargılamak bizim işimiz değildir, zaten bu mümkün değildir. Yaşamın güzelliğini bozmamak için, çok insanlarla kavgalı olsak bile, kendimizle barışık olmalıyız.

Günün Sözü

Aklın Yoksa Yandın, Kalbin Yoksa; Yoksun!

Öcal’dan İnciler

Bizim Kuşağın İçinde Hep Bir Genç Vardır!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here