MHP Milletvekili Ahrazoğlu; “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Yatırımlar Teşvik Edilmeli”

0
85

mehmet ahrazoğlu4Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet Ahrazoğlu, uluslar arası anlaşmaların onaylanmasının uygun bulunduğuna dair tasarılarla ilgili yaptığı konuşmasında, “AKP hükümetleri tarafından uygulanan doğal gaz ve petrol ithalatına dayalı yanlış enerji politikaları sonucunda enerjide dışa bağımlılık artmış, yüksek kaçak ve kayıp oranları bir türlü kabul edilebilir sınırlara çekilememiştir” dedi.

Dünyada söz sahibi bir ülke olabilmenin öncelikli şartlarından birisinin yeterli enerji kaynaklarına sahip olmak ve bu kaynakları doğru kullanabilmek olduğunu vurgulayan Milletvekili Ahrazoğlu; “Enerjide dışa bağımlı ülkeler gerek ekonomik gerekse siyasi politikalarda dışa bağımlı olmak zorunda kalmaktadırlar” diye konuştu.

Ülkede son yıllarda uygulanan doğal gaz ve petrol ithalatına dayalı yanlış enerji politikaları sonucunda enerjide dışa bağımlılığın giderek arttığını ifade eden MHP’li Vekil Ahrazoğlu; “Ancak son yıllarda ülkemizdeki petrol ve doğal gaz lobilerinin etkinliğinin artmasıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları yeterince değerlendirilememiştir. Bu amaçla ülke kaynaklarının üretime sokulmasına yönelik tedbirler alınamamış, alternatif enerji kaynakları alanında AR-GE çalışmaları, yatırımlar özendirilememiş, termik kaynaklı enerji üretim santralleri yenilenememiş, doğal gaza bağımlılık artmış, hidroelektrik üretimindeki su kaynaklarımız yeterince kullanılamamıştır. Ayrıca, ülkemizde enerji verimliliği de beklenen düzeyde artırılamamıştır. Elektrik enerjisi dağıtım ve kullanımında kayıp ve kaçakların önlenmesi, kullanılan teknolojinin geliştirilmesi ve enerji tasarrufu konusunda tüketici bilinçlendirilmesi maalesef oluşturulamamıştır” dedi.

Elektrik Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından kaçak elektrik kullanımının önüne geçilemeyecek duruma geldiğini savunan Milletvekili Ahrazoğlu; “Elektrik Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından bazı dağıtım bölgelerinde ve illerde kaçak elektrik kullanımları engellenememiş, elektrik fiyatlarında bir ucuzlama olmadığı gibi bazı illerde kullanılan kaçak elektrik bedeli tüm vatandaşlarımızın sırtına yük olarak binmiştir.

Gelecekte enerji ihtiyacı daha da artacak olan ülkemizde enerji üretiminin ve verimliliğinin arttırılması, enerji arz güvenliğinin sağlanması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımların teşvik edilmesi ve hızlandırılması kaçınılmaz olacaktır. Ülke olarak uzun vadeli enerji stratejileri çerçevesinde milli enerji politikaları oluşturarak şu temellere ulaşılması gerekir; Enerji hammaddelerinde dışa bağımlılığın azalması, bunun için kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi enerji ithalatında kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin arttırılması, etkin bir talep yöntemiyle enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde gerçekleştirilmesi gibi çalışmalar yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

Enerji arz güvenliğini sağlamlaştırılmaya yönelik somut adımlar atılmasının gerekliliğini de savunan Ahrazoğlu; “Enerji planlamasında ve yapılacak uluslar arası anlaşmalarda kaynak ve ülke çeşitliliğine gidilerek arz güvenliği güçlendirilmelidir. Doğal gaz depolama alanlarının sayısı, depolama ve günlük enjeksiyon kapasiteleri arttırılmalı, olağan üstü durumlar ve mevsimsel dalgalanmalara karşı yüksek yedek imkanlar oluşturulmalıdır. Doğal gazın elektrik üretimindeki payının makul bir orana dönüştürülmesi için uygun ve acil tedbirler alınmalıdır.

Enerji üretimindeki payın arttırılması için kapsamlı bir yenilenebilir enerji stratejisi oluşturulmalı, elektrik üretiminde rüzgar, güneş ve jeotermal kaynakların daha fazla değerlendirilmesi için etkili teşvik ve düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Hidrolik santral yapımında toplumda oluşan duyarlılığı gözeten yeni bir yaklaşıma gidilmelidir. Havza planlaması çerçevesinde ekosistemi tahrip etme riski bulunan projelerin, projelendirme safhasında takibi yapılmalıdır” şeklinde önerilerde bulundu.

Türkiye’de 2005 yılında ‘Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ kanununun çıkarıldığını ve bu noktada yatırımların önünü açmak için oldukça yol alındığını hatırlatan Ahrazoğlu; “Özellikle son yıllarda rüzgar tribününe özel sektör yatırımı artmıştır. Jeotermalde çalışmalar devam etmektedir. Türkiye çevre konusunda yolun henüz başındadır. Kyoto sözleşmesine yeni üye olan ülkemizin, AB’nin taahhüt ettiği kriterlere ulaşması güç görülmektedir. Türkiye’nin bu taahhütleri yerine getirebilmesi için birincisi mevcut kömür santrallerinin rehabilitasyonunu gerçekleştirerek daha az emisyona sebep olması, ikincisi de hidrojen, jeotermal, güneş zengini olan ülkemizin bu alanlardan daha fazla yararlanabilir şekilde politikasını gerçekleştirmesi gerekmektedir. Türkiye Mayıs 2007’de Enerji Verimliliği kanunu kabul etmiştir. Kanunla enerji kaynaklarının üretimden tüketimine kadar verimli kullanımı amaçlanmış ne yazık ki bu uygulamaya çok yansımamıştır.

Ülkemizde kaçak kayıp oranı hala çok yüksek olduğu enerji verimliliği ve yenilenebilir kaynaklar için çıkarılan yasaların içeriği hükümetlerin AB topluluk müktesebatına kısmen uyum sağlayabildiği ve nükleer enerji konusunda yasal çerçevenin tam olarak yeterli olmadığı gibi noktalar göze çarpmaktadır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here