Masal Dinlemek İçin Çok Büyüdükkk Çokkk…

0
56

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? İskenderun’un ulusal basında böylesine yer alması tabi ki çok canımızı sıkıyor sayın başkan. Bunun herhangi bir partinin başkanı olmakla bir ilgisi yok.  Çünkü bir başkan,  Başkan olduğu andan itibaren herkesin başkanıdır. Bir partinin ya da cemaatin değil. Bizim bildiğimiz budur ve bunu söyleriz.

Keşke böyle haber olmasaydık bütün kanallarda gün ve gece boyu hatta bugün. Ancak bir hata yapılmış ki affedilir gibi değil. İnsanlar, makineler hatta her şey hata yapabilir. Ama hatalar düzeltilmek ve fark edilmek içindir siz sorumlu fabrikayı dava edeceğinizi söylüyorsunuz. Peki gelen bayrakları açmadan incelemeden direk asılmak için gönderenlere ve göndere asanlara ne yapacaksınız?

Ve biz, siz bunca sinirlendiğiniz ve üslubunuzu sertleştirdiğiniz için ne yapmalıyız, ne düşünmeliyiz? Şov diyorsunuz. Kimsenin şov yapmaya ne zamanı ne de meyli var. Zaten şov yapanlardan bu konuyu ele alanlara yer kalmıştır ya aslında. Bendeniz başkan olsaydım. Kesinlikle bu durumda bu işi takip eden elemanlarımla birlikte istifa ederdim. Çünkü konu bayrak olunca akan sular durur. Ya da savunma yapacağıma üslubumu sertleştirip surat asacağıma kısa ve öz olarak gerekenlerin yapılacağını söylerdim ve bu hatadan dolayı  özür dilerdim. Şahsen dünkü basın toplantısında başkanı hiç bu kadar agresif göreceğimi sanmıyordum.

Bizler kesinlikle bu olayın kasti ya da her hangi bir amaçla yapıldığını düşünmüyoruz. Yani en azından bendeniz düşünmüyorum. Ancak hatanın bedeli ödenmeli diyorum. Çünkü İskenderun adı böyle anılmamalıydı ve böylesi bir hatayı herkes yapabilir ancak belediyelerin yapmaması gerekirdi. Ancak yinede kabul ediyorum büyük bir talihsizlik keşke bütün bunlar yaşanmasaydı.

& & & & &

Ve bu Miami sevdası nerden çıktı anlayabilmiş değilim doğrusu. Biz İskenderunlular böyle mi görünüyoruz uzaktan? Ya da yapılması düşünülen Amanos tüneli mi iştahları kabartıyor. Yani belediyeler şu günlerde Allah aşkınıza, sadece sosyal faaliyetinde hazır ve nazırlar. Bunu herkes biliyor. Ya çocuk şenliğindeler bir dolu gazeteci ile ya da kutlamalarda ya da ne bileyim hangi yerin açılışında falan. Tabi ki bütün bunlarda yapılmalı ancak şehri güzelleştirmek için bir adım atan yok bütün işler durmuş. Çöpler bile keyfi toplanıyor.

Valla her şeyi  kabul ettik ama lütfen  İskenderun’u İskenderun olarak bırakın; zaten bir şey yapmak istediğiniz zaman  benzetiyorsunuz her tarafı. Örneğin sahildeki eski meyan kökü fabrikasının yerine dikilecek olan 5 yıldızlı otel… Bendeniz için felaket, KARABASANIM gibi bir şey orası. Gece gündüz çalışılıyor, adını bilemediğim araçlar girip çıkıyor, egzoz dumanları ve çimento rüzgârı altında sahil… Neymiş beş yıldızlı otel oluyor…

Ve yollar bozuk ve  bu yaşıma geldim görmedim ama bir müddetten beri sık, sık görür olduğum cardonlar (büyük fareler) sokaklarda fink atıyor. Biz Miami diyoruz. Çocuklar sokaklarda mendil satıyor, kocaman adamlar el açıp dileniyor. Biz Miami diyoruz. Doğrusu İstanbul’da Feshane’de Miami sohbetleri? Çelişkiye bakar mısınız?… Kulağı tırmalıyor valla. Valla biz diyoruz ki, biz ekmeğe razıyız, pastalar sizin olsun. İskenderun’a kimse dokunmasın Miami isteyenin olsun. Masal dinlemek için çokkkkk büyüdük yaaaa.

Ve düşünüyorum ki, başkanın yardımcıları ya da danışmanları ne iş yapar? Kimse mi öz eleştiri yapmaz. Kimse mi hataları söylemez? Öyle mi  olmalı aslında? Ah daha ne sorular var dağarcığımda kendimin bile bilemediği ancak bildiğim bir şey varsa darmadağınız hallaç pamuğu gibi, doğru yanlış her şey iç içe havada uçuşuyor!!!

Ve şimdilik sağlık ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım aklıselim, vicdanen rahat. Hep birlikte el ele ayrımsız gayrımsız. Yase

& & & & &

Ve bir kıssadan hisse okuyalım en iyisi…

İyilik İçin Söylenen Yalan

Vaktiyle bir padişah, ellerindeki esirlerden birini, diğer esirleri kışkırtıyor, isyana teşvik ediyor, diye cezalandırmak istedi. Bu tür suçların cezası da idamdı. Esir bunu bildiği için, “Ölümden öte yol yoktur” felsefesiyle, kendi dilinde padişaha sövüp saydı, iyice içini döktü.

Padişah esirin dilinden anlayan bir vezire, “Neler söylüyor bu adam?” diye sordu Vezir, temiz yaratılışlı, iyilik yanlısı biriydi. Esirin küfürler savurduğunu değil de “Ben bir hata ettim bir padişah olarak sana yakışan ise affetmektir, Allah da bağışlamayı ve bağışlayanları sever, diyor” dedi. Vezirin bu sözleri üzerine padişah merhamete geldi ve esiri affetti. Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli bir başka vezir müdahale etti: “Padişahım, bu esir söylenenlerin tam tersine size en ağır küfürleri savurdu, ağzına geleni söyledi” dedi.

Padişah yerinde bir soyluluk gösterisinde bulundu. Kötü yürekli vezire hitap ederek; “Önceki vezirimin söylediği yalan, senin söylediğin doğrudan daha çok hoşuma gitti. Senin gammazlığına itibar etmiyorum” dedi ve af kararını geri almadı.

Günün Şiiri

Fırtınamsın
çoban oldum gidiyorum
yapayalnız bu diyardan
kırbacını vurma yüzüme
düşürür halim zor aah
düşürür halim zor aah

kar’ın oldum eriyorum
güneş olma yamacımda
ırmağın olurum senin
sularım önünde durma

yolum uzun
gör güzelim
vakit doldu ben gideyim
küçük yaşta ağlar oldum
fırtınamsın benim
sen estikçe ben titrerim

çoban oldum gidiyorum
yapayalnız bu diyardan
kırbacını vurma yüzüme
düşürür halim zor ah
düşürür halim zor ah

karın oldum eriyorum
güneş olma yamacımda
ırmağın olurum senin
sularım önünde durma

yolum uzun gör güzelim
vakit doldu ben gideyim
küçük yaşta ağlar oldum
fırtınamsın benim
sen estikçe ben titrerim

yolum uzun gör güzelim
vakit doldu ben gideyim
küçük yaşta ağlar oldum
fırtınamsın benim
sen estikçe ben titrerim

Hayko Cepkin

Günün Fıkrası

Fıkra Gibi

Erzurum’a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu’ndan Mansır Bey anlatıyor… Bir iş yerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon: “Kardeşim sizin anlattığınız kimi yapirem fegat program düzgün çalismiir.”

Teknik servis elemanı sorar: “Nasıl yapıyorsunuz?”

“Senin anlattığın kimi…”

“Hata ne?”

“Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmiir.”

“İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?”

“Tamam” diyor ve başlıyor, anlatmaya.  “Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattığın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir: Kaydetmek ister misiniz? E/H yazısı çikiir. Ben de diyirem Hee…”

Günün Sözü

Kim başkasını severse kendisi de sevilecektir. Başkalarını kazandırmış olan kendisi de kazanmış olacaktır. Tüm insanlar kendileri arasında karşılıklı bir sevgi hissederlerse, güçlüler zayıfları avlayamazlar, sayıları çok olanlar daha az sayıdakileri, baskıları altına alamazlar. Zenginler yoksulları asla baskıları altına alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsızlık, kişisel sevgide yanılmayı önler; tarafsız sevgi kişisel sevginin de güvencesidir.

Mu-Ti

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here