Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

0
110

Günaydın sevgili okuyucularım. Dün 30 Ağustos Zafer Bayramımızdı yarın da Kurban Bayramı… Herkes farklı bir telaş içinde… Hadi gelin birlikte okuyalım Kurban Bayramı nedir, nerden gelir? Sağlık ve sevgiyle kalın sevgili okuyucularım… Yase

& & & & &

Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram. Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine ‘Eyyâm-ı nahr’ (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke’de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.

Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmî tatil ilan edilir. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir.

Hicri takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar güneş temelli miladi takvimden 11-12 gün kısadır. Bu nedenle Kurban Bayramı her sene 11-12 gün daha erken kutlanır. Yaklaşık 33 senede bir bayramı aynı tarihlere tekabül eder.

Kurban’ın Istılahı Anlamı

Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kur’an ‘da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler: “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc 22/36;37)

Tarihçe

Tanah’a göre İbrahim’in Eşi Sara’dan bir çocuğu olmuyordu ve İbrahim Sara’dan bir çocuğu olması durumunda bunu Tanrı’ya Kurban olarak adadı. Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”, 8-9-10-11-12-13: İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler. Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. Ama RAB’bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi. Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.” İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu.”(Yaratılış: 22:2-8-9-10-11-12-13)

Kur’an metinlerinde bahsi geçen çocuğun “yumuşak huylu bir erkek çocuk” olmasından bahsedilip ismini belirtilmemiştir (Sâffât Sûresi: 101). Fakat genelde İsmail olarak tefsir edilir ve Müslümanlar çocuğun İsmail olduğuna inanırlar.

Diğer İslami kaynaklara göre, İbrahim Peygamberin eşinin kısır olması nedeni ile bir çocuğu olmayınca (bazı rivayetlere göre 125 yıl Allah’a yalvarır, dua eder. Kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevi bir şekilde oğlu olur. Çocuk biraz büyüdüğünde, İbrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür. Oğluna “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” der. Peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve İbrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür. Ancak Allah’ın emriyle bıçak çocuğu kesmez. Bu esnada Cebrail kucağında bir koç ile gelir. Bu imtihan başarı ile geçildikten sonra tüm İbrahim’i dinlerde Zilhicce ayının 10. günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur. İslam peygamberi, Hac gibi terk edilen İbrahim geleneği, tekrar hayata geçirmiştir.

Bayram Namazı

Bayram sabahı, Bayram Namazı kılınır ve Bayram hutbesi okunur. Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın son ikindi namazı dahil her farz namazdan sonra aşağıdaki teşrik tekbirleri okunur: Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi`l-Hamd

Çeşitli Bölgelerde Kurban Bayramı Kutlamaları

Kurban Bayramı’nda misafirlere sunulmak için hazırlanmış bir tabakta yaprak sarması, kavurma ve börek yer alır. Bu yiyecekler Kurban Bayramı sırasında Türkiye’de sıklıkla sunulan ve hazırlanan yiyeceklerdir; özellikle kavurma, kurban etiyle yapılan ve Türk kültüründe Kurban Bayramı ile özdeşleşmiş bir yiyecektir.

Türkiye

Güneş’in doğuşundan 45 dakika sonra bayram namazı kılınır ve kurban genelde ilk gün kesilir. Kesilen bu etin üçte biri akrabaya, üçte biri fakirlere dağıtılır. Kalan üçte bir ise kurbanı kesenindir. Kesilen kurbanın etinden yapılan yemekler bayram boyunca misafirlere ikram edilir. Tanıdık ve akrabalar ziyaret edilir, çocuklara harçlık ve hediyeler verilir. Çocuklar büyüklerinin elinden öper ve bayramda tüm küslükler son bulur.

Türkiye’de her yıl çok sayıda hayvan Kurban Bayramı esnasında kesilmektedir. 2012 verilerine göre Türkiye’de 753 bin büyükbaş ve 1 milyon 930 bin küçükbaş hayvan kurban edildi.

Diğer Dinlerde Kurban Kavramı

İslam’daki gibi belirli bir bayram zamanı ile ilişkilendirilen büyük bir kurban eylemi bugün varlığını sürdüren İbrahimi Dinlerde nadir görülse de diğer İbrahimi dinlerde de kurban kavramı mevcuttur. Arapça kurban sözcüğü ile ilişkili olan İbranice korban sözcüğü de sözlükte “yakınlaşmak” anlamına sahiptir ve dinî bağlamda, şeklî uygulama açısından İslam’dakine benzer bir tür kurban etmeyi öngörür. Bugün Musevilerin büyük bir kısmı hayvan kurban etmeyi kesmişlerdir bunun en büyük sebebi Tapınak’ın var olmayışıdır; bununla birlikte hayvan kurban etmenin özellikle Tapınak mevcutken düzenli bir şekilde yapılan bir ibadet olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte bu hayvan kurbanı büyük oranda günahlardan arınmak için yapılırdı ve İslam’daki Kurban Bayramına benzer bir uygulama bağlamında ele alınmazdı.

& & & & &

Kurban Bayramı ile İlgili Ayetler

Şu halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (108/2) “(Ey Muhammed!) Onlara Adem’in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat! İkisi birer kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmiş; diğerininki ise kabul edilmemişti…” buyrulmuştur. (Maide Suresi; 27) Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir. Ayrıca diğer bazı ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur. (Saffat Suresinde 107) “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.” (Hacc Suresi, 2)

Günün Şiiri

Eskidendi, Çok Eskiden

Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken,
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.

Murathan MUNGAN

Sevgilerde

Sevgileri  yarınlara bıraktınız,

Çekingen tutuk saygılı

Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı;

Bitmeyen işler yüzünden

( Siz böyle olsun istemezdiniz )

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek

Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği,

aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı

Gecelerde ve yalnız

Vermeye az buldunuz yahut

Vakit olmadı.

Behçet NECATİGİL

Günün Fıkrası

Fransız ve Amerikalı

Fransız delikanlı, Paris’in bulvar kafesinde oturmuş, tipik kahvaltısını yapıyor. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında çikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş, sohbet başlamış. Amerikalı: “O ekmeğin hepsini yiyecek misin?” Fransız: “Tabii” Amerikalı: “Biz yemeyiz, içinden biraz alır yeriz, kalan bir fıçıda toplanır, fabrikaya gider, kruvasan yapılır, Fransa’ ya satılır.” Fransız cevap vermemiş. Amerikalı: “Reçel de yer misiniz?”

Fransız (Öfkeli): “Tabii” Amerikalı: “Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlara satarız.” Fransız: “Peki siz kullandığınız prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsınız?” Amerikalı: “Atarız tabii” Fransız: “Biz atmayız. Bir fıçıda içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, çiklet yapar, Amerika’ya satarız!”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here