Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Gezi parkı eylemleri sürüyor. Duran adam eylemleri de tabi. Birde dönen adamlar var şimdilerde. Herkes şu ya da bu şekilde tepkisini ortaya koyuyor. Hatay ve İskenderun’da çok şükür olaysız geçiyor bu eylemler. Bizde bu eylemlerin içindeyiz şu ya da bu şekilde. Duran adam sayısı arttı meydanda. Bizde duruyoruz ve kendimizi sınıyoruz ne kadar dayanabiliriz diye. Valla bir şey söyleyeyim mi eğer konsantre olursanız önceden de dediğim gibi gerçek bir terapi olur o duruş. Çünkü dünya ile ilişiğiniz kesiliyor ve tek noktaya odaklanıyorsunuz. Odaklanınca da bedenen her hangi bir rahatsızlık duymuyorsunuz. Sanki ayaklarınız yerden kesilmiş gibi oluyor.
Çevrenizde konuşulanları falan duysanız da algılamıyorsunuz. Daha sonra ancak kendinize geldiğinizde çok rahatlamış algılıyorsunuz kendinizi. Doğru nefes almış belleğiniz boşaltmış ağırlıklarınızdan kurtulmuş oluyorsunuz. Kitap okuyanlarda bence iyice gömülüyorlar satırların arasına ama gazete okuyanlardan emin değilim çünkü gazete okuyunca bazı haberler ve köşe yazıları ara, ara baya etkileyip sinirlendirebiliyor insanı ve dinginliğimizi bozabiliyor. Bu yüzden en doğrusu bence öylece durmak ve odaklanmak aklımızdan ne geçiyorsa ona.
& & & & &
Ve şu yol hikayeleri. Valla tozdan dumandan herkesin nevri şaştı. Alerji oldu, mikrop kaptı gözleri falan birde gürültü yok mu ah o gürültü. Tamam, şikayetimiz yok dedik ama kardeşim bizde duyarsız duygusuz garip bir şeyler değiliz yani. Bütün yapılan işler değişik zamanlarda yeniden yapılıyor. Yok su borusu için ayrı zamanda yolları yarala-berele doğal gaz için ayrı yara berele. Elektrik için ayrı yarala berele. Üç değişik yolları kazım işleri ve bir sürü çevre kirliliği ve ses kirliliği. Merak ediyorum. Cahilliğimi bağışlayın. Bu işlemler aynı zamanda yapılamaz mı acaba? Birisi ben denizi aydınlatsın yapılamazsa neden yapılamaz onu anlatsın.
Çünkü artık fenalık bastı gürültüden, toz dumandan bunları tekrar, tekrar yaşamak istemiyoruz. Bazılarımızda bütün bunlara rağmen bir garip yani, araçlar çalışıyor, etraf toz duman sular çamurlar bir arada millet kapı önüne oturmuş izliyor…
Yani sakın ola bu insanların rahatlığı yanıltıyor olmasın yetkilileri. Ne yaparsak bunlar susuyor zaten görüntüsü vermeyelim yani. Sustuk, sustuk zaten her şey için çok uzun zaman. Tamam hizmet var ama lütfen bu sıcakta hem çalışanları hem de sokak sakinlerini düşünün. Ve işleri birleştirebiliyorsanız birleştirin, yapılacak bir şey varsa lütfen çabuklaştırın.
Amacımız asla köstek olmak değil ancak bizde sabır küpü değiliz. Ve dayatmalara da gelmiyoruz artık. Gördüğünüz gibi.
Ve sahil maşallah havalar ısındı millet yayıldı çimenlere Allah rahatlık versin. Ama keşke şöyle bir dönüp baksalar neler değişmiş sahilde. 11 tane heykel değişik yerlere yerleştirilmiş ama gördüğüm kadarı ile en az bir sokak lambası kadar ilgilerini çekiyor bu sere serpe uzanmış çay yudumlayan sevgili vatandaşlarımızın ve onlardan sayıca nerdeyse daha çok olan Suriyeli göçmenlerin. Keşke yanılıyor olsam..
Ve sevgili okuyucularım. Keyfim çok yerinde değil çünkü uykularımı almıyorum gürültüden. Gece saat 01 gündüz erkenden yani benim için. İstediğin kadar kapı pencere kapat evin içi kırmızı tozla kaplı. Yeminle keyifsizim ama şikayet değil bu ama kabul etmekte de zorlanıyorum bu işlemlerin garabetini. Ve yine en güzel şeylere sarılmak istiyorum ağaçlarımdan sonra en güzel şeye. Şiire tabiî ki. Ve şimdilik sağlık ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım her şeye herkese inat birlik ve beraberlik içinde. Yase
Günün Şiiri
Gözlerinde Sevgi Kendisi Neşe
Hep
Ansızın çıkar gelir.
Çok uzaktan…
Bir eli kapının tokmağında
Bir ayağı eşikte.
Gözlerinde sevgi
Kendisi neşe
İçeri bir adım atar.
Sonra hemen durup utangaç bakar..
“ben geldimmm” der şarkı söyler gibi.
Çok özlemiştir..
Gözlerde “hoşgeldinn özledim “bakışını.
Bakar içeri ta içeri , en içeri..
Korkak bir gülüş dudaklarında
Kırılma noktasında.
O
Hep uzaktan
Hep uzaktan gelir
Gözleri sevinç kendisi neşe
Yakaladımı gözlerde “hoş geldin” bakışı
Çözülür
Güler laleler bülbüller sümbüller
Gönlünde. Boy verir
Sel olur sevgisi kahkaya bürünür.
O
Hep ansızın gelir
Uzaktan
Çok uzaktan gelir.
Gözlerinde sevgi
Kendisi neşe..
Denizde ay
İndi solgun ve ılık
Ayışığı denize
Bal rengi bir tatlılık
Çöktü gözlerinize
Baktınız uzun uzun
Bu sulara baktınız,
Sulara ruhunuzun
Tadını bıraktınız.
Bu tatla aydınlanan enginlere aktınız.
Halit Fahri OZANSOY
Hava Karanfil Kokuyor
Hava karanfil kokuyor,
Canımın tezgahın da biri,
Baygın yanık türkülerle
Bez dokuyor.
Alaca bez dokuyor.
Yine ben 0 çocuğum;
İçi yufka
Yüreği yalınayak
İlhami Bekir Tez in Kırk üçünden.
Bir Tanem!
Son mektubunda;
“başım sızlıyor
yüreğim sersem!”
diyorsun.
“seni asarlarsa
seni kaybedersem”
diyorsun,
“yaşayamam”
Yaşarsın karıcığım,
Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı
En fazla bir yıl sürer.
Yirminci asırlarda
ölüm acısı.
Nazım HİKMET
Senlik Benlik Nedir Bırak
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül âlemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt’ü Türk’ü ne Çerkez’i
Hep Ademin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Kuran’a bak İncil’e bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Binbir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi
Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden, hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu âlemi yaratan bir
Odur külli şeye kâdir
Alevi Sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası…
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Dost
Bir gece habersiz bize gel.
Merdivenler gıcırdamadan
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzünde olsun kanatlarımız.
Dokunarak uçalım.
İnsanlardan buz gibi soğudum
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.
Cahit KÜLEBİ
Günün Fıkrası
“Hayrola nereden?”
“Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum”
“Ne vardı radyoda?”
“Spi spi spi spiker sı sı sınavı vardı”
“Ee ne oldu?”
“Bırak ya ya ya hu kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.”
Günün Sözü
Hayatta Hiçbir Şeyden Korkmayın, Yalnız Her şeyi Anlamağa Çalışın.
Marie Kurie