Karayalçın: “Hiç Heveslenmeyin, Bizi Silemezsiniz”

0
98

CHP’li Murat Karayalçın, Belen’den Hükümete Seslendi

Uzun yıllar yerel ve genel yönetimlerde görev almış, başbakan eski yardımcılarından CHP’li Murat Karayalçın, geçtiğimiz hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi Belen İlçe Yönetimi tarafından düzenlenen ‘Belen Hayır Diyor’ halk toplantısına katılarak, referandum sürecini ve yapılacak anayasa değişikliğini değerlendirdi.

Sürdürdükleri ‘Hayır’ kampanyalarını parti ismi, amblemi kullanmadan yürüttüklerinin önemle altını çizen Karayalçın; “‘Hayır Demezseniz Ne Olacak?’ ismiyle hazırladığımız broşürde CHP’nin adı, amblemi yok. Biz böyle bir siyaset izliyoruz. Bu bizim partimizin sorunu değildir diyor tüm arkadaşlarımız. Bu tavrımızı sürdüreceğiz. Sevgili AKP ve MHP’li kardeşlerim, burada CHP kimliğimle değil Murat Karayalçın olarak sizlere sesleniyorum” diyerek konuşmasına başladı.

Türkiye’de daha önce de halk oylamalarına gidildiğini ancak 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referandum en önemli ve kritik oylama olduğunu savunan Karayalçın; “Türkiye için kritik diye adlandırılabilecek, yaşamsal diye değerlendirilecek bir dönemeç önümüzde durmaktadır. Türkiye’nin anayasasını oylayacağız. Önemli olan bu yeni dönemin bize neler getireceğidir. Buna ister sistem, ister rejim deyin. Sonuçta çok önemli bir anayasa oylaması yapılacak. Anayasa metni, bir yurttaşın yaşamının en önemli siyasi belgesidir. Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti nasıl, nerede örgütlenecek, devletin, anayasanın kendisine yüklemiş olduğu görevlerin yerine getirilmesinde nasıl işleyeceği oylanacak. Anayasa metninde bir de yurttaş olarak haklarımız, özgürlüklerimiz yer almakta. Bunu oylayacağız. Bu yüzden konu çok önemli” şeklinde konuştu.

Siyasi açıdan tüm tecrübe, bilgi ve deneyimlerine rağmen bu anayasa değişikliğinin neden yapılmak istendiğini bir türlü anlayamadığını söyleyen Karayalçın; “Acaba AKP ve AKP’ye destek veren Sayın Bahçeli ve arkadaşları bu anayasa değişikliğini neden getiriyorlar? Bu değişiklikle neyi öngörüyorlar? Her girişimin bir nedeni bulunmalı. Niye geldi bu madde, bu paket? Hangi gerekçeyle Anayasayı değiştirmek istiyorlar? Ben bunu önemsiyorum. Bunun gerekçeleri söylenmelidir. Açıklanmalıdır, ona göre oy vermeliyiz. Gerekçelere ilişkin kararımızı vermeliyiz, oyumuzu kullanmalıyız. Ben hem yerel yönetimlerde bulundum hem genel merkezde görev yaptım. Bu konulara meraklı bir yurttaş olarak AKP’nin, Devlet Bahçeli’nin bu değişikliği neden getirmiş olduğunu çıkarabilmiş değilim, gerekçesini anlayabilmiş değilim. Bunu bilmeye hakkım var. Bunu bilmeye hakkınız var. Tüm yurttaşlarımızın hakkı var. Ne oluyor, niye getiriyorsunuz? Neydi derdiniz, hangi tıkanıklıkları gördünüz de bunu getirmektesiniz?

Sistemin yani devletin işleyişinin daha hızlı olacağını söylediler. Dediler ki ‘Anayasa değişikliği olursa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha hızlı işler. Bu Anayasa değişikliği ile devlet yönetimindeki çift başlılık ortadan kalkacak’ Bunları gerekçe olarak söylediler.

15 yıldır iktidardasınız hangi çift başlılık yaşadınız. Meclis çoğunluğuna sahipsiniz. Tek başına bir Hükümet var. Çok partili sisteme geçtiğimiz günden bu yana, Türkiye’nin en uzun süren tek başına Hükümeti, ne oldu da hızlı çalışamadınız? Bunun sorumlusu, bunun müsebbibi sistem midir, siz misiniz? Bunun kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı anlaşıldı. AKP yöneticileri de bunu gördüler. Bir süre sonra hepimizi çok üzen yaralayan bir açıklama yoluna başvurdular. IŞİD, PKK, FETÖ de Hayır diyormuş bunlar hayır diyorsa evet denmesi gerekirmiş. Böyle bir gerekçe kabul edilebilir mi? Bu da bırakıldı…

AKP yöneticileri arasında çarpıcı açıklamalar çıkıyor. Birisi kalkmış aklı sıra Mustafa Kemal Atatürk hakkında laf ediyor, birisi 90 yıllık parantezden söz ediyor. Birisi 200 yıllık esarete son veriyoruz diyor. Bu, bu kafayı taşıyanların, bu Anayasa değişikliği yoluyla, akılları sıra bizleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün peşinde gidenleri silmeye çalışmalarıdır. Buna asla izin vermeyeceğiz. Siz kim oluyorsunuz? Siz kafayı mı yediniz Allah aşkına ya? Bu memleket bizim. Bu memleket hepimizin, bu cennet bizim bu cehennem bizim. AKP’lisiyle-CHP’lisiyle Türk, Kürt, Arap ve Çerkez’iyle benim memleketim, bizim memleketimiz. Bu sizin haddinize değil. Bizi silemezsiniz, hiç heveslenmeyin o nedenle size, ‘hayır’ vereceğiz” diye konuştu.

Yapılacak değişikliğin ayrıntıları ile ilgili hükümet kanadından hiçbir net açıklama yapılmadığını, vatandaşların neyin değişeceğinden bihaber olduğunu kaydeden Karayalçın; “Yurttaşlarımıza uygulanan anket sonuçlarını izlemeye çalışıyorum. Bir anket sonucunu gördüm. Anayasa değişikliğinin ne olduğunu biliyor musunuz sorusunu soruyor? Değişiklik yapılacağını biliyor ama neyin değiştirileceğini bilmiyor yurttaşlar. %78’inin bu konuda bilgisi yok. %78 bilmiyor ve biz oylamaya gidiyoruz. Yurttaşların %78’i bilmiyor. %50’ye indiğini düşünelim. Oylayacağımız metin bizim geleceğimiz. Bunu oyluyoruz. Yaklaşık 55 milyon seçmen sayısı, bunun yarısı bilmiyorsa sen aslında neyi oyluyorsun? Bu nasıl sonuçlar getirecek? %49.9’a %50.01 ile evet çıkarsa kabul edilen  anayasa içimize sinecek mi? Benim anayasam diyebilecek miyiz? Bu kabul edilemez. Vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum” dedi.

Partili cumhurbaşkanlığının bize göre olmadığını savunan Karayalçın; “Partili cumhurbaşkanlığı bize gitmez. Bizim yapımıza uymaz. Hem devlet başkanı, hem parti başkanı olmaz. Bunu yalnızca Erdoğan için söylemiyorum. Kılıçdaroğlu olsa o da olmaz, ona da karşıyız. Devlet başkanı, cumhurbaşkanı hepimizin başkanı olmalı. Benim cumhurbaşkanını ayağa kalkarak selamlamam için parti başkanı olmaması gerekiyor. TSK’nın başkomutanı, bir partinin genel başkanı olabilir mi? Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şey kabul edilemez. Ben bunu içime sindiremiyorum. Aslında AKP’li dostlarımızın da buna sıcak bakmadığını, bunu doğru bulmadığını biliyorum.

Çevremizde devletler çöküyor. 80’den bu yana Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’da bunalımlar yaşanıyor. Tüm yanlışlıklarına ve sorunlarına rağmen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayakta. Biz bu nedenle ayaktayız. Biz değerlerin bileşkesiyiz. Bunu sürdürmeliyiz” dedi.

Devleti oluşturan güçlerin birleştirilmesinin ve birleştirilen gücün tek kişiye verilmesinin çok büyük tehlikeleri de beraberinde getireceğini sözlerine ekleyen Karayalçın; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti üç gücün toplamıdır. Yasama-Yürütme-Yargı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu üç gücün toplamıdır. ABD kuruluşundan itibaren, Fransız devriminden sonra tüm dünya devletleri bu güçleri birbirinden ayırmıştır. Tüm dünya devletleri, en büyük yanlışlığın bu üç gücün bir elde toplanması olduğunu dile getirmişlerdir. Siyaset bilimcileri hukukçular bu konuda kitaplar yazmıştır. Eğer siz devletinizde yürütmeyi yasamayı yargıyı birleştirirseniz çok yanlış yapmış olursunuz. Hele de birleştirip bir tek kişinin eline verirseniz daha büyük bir yanlış yapmış olursunuz” dedi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here