‘İntelijansiya’ Dünyasına Giriş!

1
722

“İntelijansiya nedir?” diye soruyor Cemil Meriç, entelektüelin soy ağacını araştırdığı Mağaradakiler adlı kitabında ve yanıtlıyor: “Bir ülkede hür düşünen insanlar topluluğudur.”

Akıl, zihin, idrak kök anlamlı Latince “intelekt”ten geliyor “intelegtia” kavramı.. “Kavrama, anlama ve  yargılama yetisi”  olarak tanımlıyor  B. Akarsu, Felsefe sözlüğünde söz konusu kavramı.. “Kuvvei zihniye” kavramıyla özetliyor O. Hançerlioğlu da..

“Entelektüel” deniyor, hakikat yolunda kuvvei zihniyesiyle söz ve yazı üretenlere..

İntelijansiya dünyasını gören gözlerimizden Cemil Meriç, entelektüel kavramının Batı tarihini şöyle özetliyor Mağaradakiler adlı kitabında:“Aydının en eski ceddi sofisttir, Orta çağda rahiptir, 16.asırda hümanist, 17.asırda liberten. Aydınlıklar arası filozofların torunları 19.yüzyılda yeni bir ad takarlar kendilerine: Entelektüel!” Ya doğu tarihi? Meriç, “Bizde fikir adamı ya bilgedir, ya arif ya fazıl” diyor söz konusu kitabında ve ekliyor: “Tanzimat’tan sonra isim arayan müstağriblerimiz kendilerine münevver demişler.. Hakikatte ise Türk entelektüellerini ifade edecek tek kelime vardı; müstağrip”

Müstağrip, Batı anlamlı garp ile aynı kökten geliyor ve garabet içinde tuhaflaşmayı, şaşakalışı tanımlıyor.. Meriç, müstağrip aydının, ‘müsteşriklerden’ beslendiğini biliyor.. Şark kökünden gelen müsteşrikin Batı’daki karşılığı ise, doğu bilimci anlamıyla oryantalist oluyor.. Oryantalistler, yani Batıda Doğu hakkında yazanlar, Batı’nın sömürgeci ve emperyalist çıkarlarına hizmet ediyor.. Oryantalizm, yani şarkiyatçılık sömürgeciliğin kültürel keşif kolu oluyor.. Dolayısıyla Meriç, Batının sömürgecilik kültürü üzerinden oluşturduğu ekonomik, bilimsel, teknolojik, edebi, felsefi, sosyolojik, megaloman hegemonyasını kayıtsız şartsız kabul eden sömürgeleştirilmiş zihinleri müstağrip kavramında topluyor.. Ki, alim, hakim, arif, fazıl hırkasını atıp ‘oryantalist entel gözlüklerini’ takarak kuvvei zihniyesini Grek, Latin köklü Batılı kavramlara ipotek eden müstağripler, hakikaten garip, tuhaf, şaşılası, çarpık bir “intelijansiya” oluşturuyor!

Tekamül kürsüsü müderrisi Zihni Hak, hakikat talep eden öğrencilerine kuvvei zihniyenin hareketi üzerine ders veriyordu.. Talebelerin, rahle-i tedristen başlarını kaldırmadan dinlediğini görünce, önlerindeki kâğıtlara not almalarını istedi.. Talebeler, “Deniz kavramı, deniz gerçeğinin anlamıdır. Kavramdan hareketle denizi bulmaya yönelmek gerçeği bilmeye yönelmektir. Denizi görmek gerçeği bulmaktır. Fakat bu yetmez, çünkü marifet denize girip yüzebilmektir” notunu yazmışlardı ki müderris, semaya hazırlanan bir derviş gibi usulca ayağa kalktı.. Derslikteki bir pencereyi açtı.. Rüzgâr içeriye dolarken ders notu tutmayan öğrencisine “kapıyı tut” dedi ve diğer pencereye yöneldi.. Ders notu tutmayan öğrenci kapıyı da tutamayınca rüzgarla açılan kapı nedeniyle derslikte her şey uçuştu.. Müderris, cereyana tutulan ders notlarını tutmaları için öğrencilere “evrak, evrak” diye seslendi ve “ders bitmiştir” dedi..

Talebelerden Zihni Katip, ders notlarıyla birlikte derslikte yaşananları, “İntelijansiya Dünyasına Giriş Üzerine Bir Tahlil” başlığı altında topladı ve hocasının “takdim” yazısıyla birlikte “İlimi Mecmua” editörü Zihni Atıf’a gönderdi.. Editör, makaleyi, tavsiyesini almak üzere Tasfiye Heyeti’ne iletti.. Tasfiye Heyeti Başkanı mukallit kürsüsünden Prof. Zihni Batıl, gönderilen her makaleyi tavsiye etmeden, ‘oryantalist entel gözlüklerini’ takarak tesviye ederdi.. Yine öyle yaptı. Tesviyesini, “Bir İntihalcinin Cehaleti Üzerine Deneme” başlığı altında yazarak editöre tavsiye etti. Takdim ve tesviye şöyleydi:

Zihni Hak’ın Takdimi: “Misk derler, bu lâftır, miskin anlamı kokusundadır! Gerçeği bulmak için cevizin dış kabuğunu soymak yetmez. Marifet sert kabuğu kırıp içteki özü yemektir. Özü bilmeyen cevizi hep kabuk zanneder!”

Zihni Batıl’ın tesviyesi: “İntelijansiya Dünyasına Giriş Üzerine Bir Tahlil” adlı makalede intihal vardır. Dip notta belirttiğim “evrak, evrak” sözleri Batı’dan çarpıtılarak aşırılmıştır. Kaldı ki buna ders notu değil “anekdot” denir. İntihalci Hoca,  Batı’yı iyi analiz edememenin cehaleti yanında, Garplıların, tüm bilimsel sözlerin filmini çektiğinden de habersizdir. Global dünya intelijansiyası, yaşamını çepeçevre kuşatan ürünlerle birlikte kendini Batı’nın filmlerinde bulur. Şayet Batı üzerine biraz film izlemiş olsaydı intihal ettiği bilimsel sözlerin aslının orijinal kaynaklarda “evrak, evrak” değil “evraka, evraka” olduğunu görürdü.

Dip Not: “Buldum, buldum” anlamlı bu sözler, Evropa, Evropa ya da Grek, Latin mucizesinden Arşimet’e aittir..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

1 YORUM

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here