İki Çizgi…

0
116

Sınıfların birinde zeki ve kıskanç bir öğrenci varmış. Bu öğrenci diğerlerinin başarılarını sabote etmeye çalışırmış. Konuşurken sözünü keser, başkalarının defterlerini karalarmış. Öğretmen durumu fark edince öğrenciyi tahtaya kaldırmış ve neden böyle davrandığını sormuş. Öğrenci itiraf etmiş:

“-Öğretmenim kimsenin benim kadar başarılı olmasını istemiyorum. Bu nedenle başkalarına zarar  veriyorum.”

 Öğretmen tahtaya eşit büyüklükte iki çizgi çizmiş. Öğrenciye:

“-Bak burada aynı uzunlukta iki çizgi var. Birisi benim öbürü de senin olsun. Seninkinin daha uzun olması için ne yaparsın?”

“-Sizin çizgiyi silgiyle kısaltırdım öğretmenim.”

Öğretmen:

“-Bunun bir yolu daha var üstelik senin metodundan daha akıllıca” demiş ve tebeşirle öğrencisinin çizgisinin boyunu uzatmış.

“-Bak bu şekilde benim çizgim seninkinden daha kısa oldu, hem de senin çizgin eskisinden daha uzun oldu. Başkalarından daha başarılı olmak istiyorsan onları sabote etmek yerine daha çok çalışmalı ve kendi yeteneklerini geliştirmelisin…”

*Akıllı Kim?

Adamın birisi akıl hastanesinde çalışan doktor arkadaşını ziyarete gider. Her zaman aklına takılan soruyu sorar: “-Birinin deli mi akıllı mı olduğunu nasıl anlıyorsunuz?”

Doktor cevap verir:

“-Bizim her zaman kullandığımız bir yöntem vardır. Bir küvete doldururuz. Sonra da deliye bir bardak, bir maşrapa bir de kova veririz. Ondan sonra sorarız. Küvet en hızlı ne şekilde boşalır?”

Adam:

“-Anladım, kovayı seçerse akıllı, diğerlerini seçerse delidir. Çünkü kova öteki kaplardan büyük…”

“-Aslında doğru cevap bu değil, küvetin en hızlı boşalması için tıpasını çekmek gerekir…”

++Gerçek akıllı kişi; kendine sunulan seçenekler dışına çıkıp en iyi çözümü bulabilendir!

*Yağmur Yağıyor

Bir zamanlar hükümdarın biri ressamları çağırıp ‘huzurun resmi’ni yapmalarını istemiş. Birinciye ödül verilecekmiş. Ülkenin hemen-hemen tüm ressamları yarışmaya katılmış. Ressamlar resimlerini birer-birer hükümdara sunmuşlar.

Resimlerden ikisi finale kalmış. Birisinde, durgun bir göl manzarası, gökyüzünü süsleyen şirin bulutlar, gölün kenarında otlayan kuzular ve heybetli ağaçlar varmış. Bakanlar huzur buluyormuş.

Ötekisinde ise cadde resmedilmiş. Gökyüzünde şimşekler çakıyor, yağmur yağıyor. Yağmurdan ıslanmamak için koşuşturan yayalar, etrafta kırık dökük evler. Evlerden birisinin duvarındaki kovuğa yapılmış bir kuş yuvası. Yuvadaki anne kuş yavruları besliyor, baba kuş ise vakur bir şekilde etrafı seyrediyor.

Hükümdar düşünmüş ve ikincisini tercih etmiş. Demiş ki:

“-Huzur; sıkıntının, gürültünün, koşuşturmanın olmadığı sakin bir hayat değildir. Huzur, bunlara rağmen insanın kendini mutlu hissedebilmesidir.”

*Sen Neden Ayağa Kalkmıyorsun?

Diyojen, Büyük İskender zamanında yaşamış bir filozoftur. Çağdaşı âlimler, tüccarlar ve halk Büyük İskender’in önünde eğilip ona yalakalık yapmasına rağmen Diyojen asla böyle bir şey yapmamıştır. Bir gün Büyük İskender şehri gezerken fıçı içinde yaşayan bir adama rastlar. Adam güneşin altında mayışmış bir şekilde yatmaktadır. Tüm serveti, bir parça çul-çaput ile günlük olarak kullandığı malzemeleri koyduğu torba olan bu adam Diyojen’dir ve Büyük İskender’i karşısında görmesine rağmen istifini bozmadan güneşlenmeye devam eder. Askerler Diyojen’i bu saygısızlığından ötürü tartaklayacakken Büyük İskender engel olur ve:

“-Herkes Büyük İskender geliyor diye ayağa kalkıyor, kimileri saygısından yerlere kapanıyor, sen neden ayağa kalkmıyorsun, yoksa sen Büyük İskender’i tanımıyor musun” diye sorar.

*Ben Kimim?

Diyojen: “-Tanıyorum ve iyi biliyorum” diye cevap verir.

Büyük İskender: “-Öyleyse söyle bakalım ben kimim?”

Diyojen: “-Sen benim esirimin esirisin” der.

Bu söz Büyük İskender’i şaşırtmıştır. Atından iner ve: “-Ne demek bu” diye sorar.

Diyojen: “-Sen toprak için, mal için insan öldürüyorsun. Hâlbuki bunlar benim değer vermediğim şeyler, benim esirim. Sen ise benim esirime köle olmuşsun. Kim kime ayağa kalkacak?”

Büyük İskender Diyojen’in kimseye minneti olmayan  büyük bir filozof olduğunu anladı ve kıyak çekmek istedi: “-Dile benden ne dilersen!”

Diyojen: “-Güneşimi kesiyorsun, gölge etme başka ihsan istemem!”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here