Hocalı Katliamı 26 Şubat 1992

1
68

Hocalı, Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesinde 10 bin nüfuslu, sulak, her tarafı yemyeşil cennet gibi bir kasaba idi. Ta ki Ermenilerin, Rusların desteği ile burayı işgal edip cehenneme çevirmesine kadar… 1991 senesinde bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın milliyetçi ve basiretli lideri Ebulfez Elçibey, Rus kuvvetlerinin derhal Azerbaycan’ı terk etmesini istemiş ve en kısa sürede de bu isteğini gerçekleştirmiştir. Çünkü Elçibey şunu çok iyi biliyordu ki toprakları içinde yabancı silahlı kuvvetleri barındırmak, tam bağımsızlığa karşı büyük bir engeldir. Ama Ermeniler için durum tam tersine Ruslarla her zaman iç içe yaşamışlar ve onların sadık uşakları olmuşlardır. Neticede Ruslar her zaman Türklere karşı kullandıkları Ermenileri tekrar kullanmışlar, onları Azerbaycan’a karşı kışkırtarak Kafkasya’nın karışmasını sağlamışlardır.

İşte 26 Şubat 1992 “Hocalı Katliamı” denilen insanlık dışı olaylar, arkalarına Rus kuvvetlerini alan Ermenilerin, Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ’a saldırması ile başladı. Ermenilerin işgal ettikleri yerler arasında en fazla zulmü Hocalı halkına yaptıkları söylenir. Burada katliama uğrayanların tamamı sivildi. 613 Azeri Türk; kadın, çocuk, yaşlı demeden hunharca öldürüldü. Hatta resmi rakamların gerçekleri tam olarak yansıtmadığı, gerçek rakamın 1300 civarında olduğu bile söylendi. Tabii ki burada katledilen insanların sadece sayısının değil, dünyanın gözü önünde suçsuz ve masum, üstelik asker olmayıp tamamen sivil olan insanların vahşice katledilmesinin önemi vardır. Yani bu tam anlamıyla bir “Soykırımdır..!” Soykırım büyük bir suçtur. İnsanları sırf kendilerinden olmadıkları için katleden, onları bulundukları yerden söküp atmak için öldüren Ermeniler suçüstü yakalanmışlardır. Bu konuda yazar Oktay Ekşi’nin bir yazısından örnek vermek istiyorum:

“…O gün Hocalı’ya giren Ermeni ve Rus askerlerinin yaptıkları katliam, vahşetin akıl almaz örnekleriyle Hocalı sokaklarını kan gölüne çevirdi. Vusal Aliyev’e göre kasabanın 3 bini aşan nüfusunun 613’ü o gece öldürüldü. Bu arada 106 kadın, 63 çocuk ve 70 ihtiyarın başları kesildi, gözleri çıkarıldı ve derileri soyuldu. Hamile kadınlar süngü ile delik deşik edildi.

Bakın o vahşeti yaşayan ve sonra Beyrut’a yerleşen Ermeni Gazeteci Daud Kheyriyan, ‘For the sake of cross’ (Haçın hatırı için) isimli kitabında (sayfa 62-63) ne anlatıyor… Gaflan denilen ve ölülerin yıkanması ile görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 km batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar haçın hatırı için savaşa devam ettiler…”

Ermeni Gazetecinin kitabındaki bu satırlar, her yıl 1915 olaylarını çarpıtarak Türkiye’yi zor duruma düşürmek isteyenlerin maskelerini de düşürüyor. Türkiye Cumhuriyetinin işte böyle gerçekleri yazmaktan çekinmeyen yabancıların, yazılarını belge olarak kullanıp bir şeyler yapması lazım. Dışişlerimizin atak olması ve dünyaya, 1915 olaylarının sadece bir göç hareketi olduğunu, soykırım olmadığını ama daha dün denilecek kadar yakın bir zamanda, yani 26 Şubat 1992 yılında Hocalı’da yapılan bu vahşetin ise bir soykırım olduğunu dünyaya duyurması gerekir.

Her yıl Türkiye’yi, 1915 Ermeni göçünde meydana gelen istenmeyen olaylar sebebiyle, dünya önünde zor duruma düşüren Ermeni Diasporasına karşı etkili bir mücadele, gerçek bir soykırım olan Hocalı katliamının dünyaya duyurulması ile olur.

Nüfus cüzdanlarında T.C. kaydı olan ama her fırsatta ortaya atılıp, hepimiz Ermeni’yiz diyen bazı aydın geçinenlere de bir çift sözümüz var: “Hocalı soykırımını ne zaman konuşacaksınız?”,  “Hepimiz Türk’üz” diyebilecek misiniz?

1 YORUM

oğuz için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here