Hırs ve Kibir Aklın Önüne Geçerse

0
830

“Ayna-Ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı?..” Pamuk Prenses masalı dünyada meşhurdur. Çocukluk yıllarımız bu masalı dinleyerek, okuyarak geçti.

Kibirlik, insanın kendini dev aynasında görme, herkese tepeden bakma duygusudur. Şöyle çevrenize bir bakın, kibir düşkünü insan örnekleriyle bolca karşılaşırsınız. Kibirlik, yani kendini beğenmişlik, azgın ve dizginlenemeyen bir tutkudur. İnsanın kendini başkalarından üstün görmeye yarayan aldatıcı ve geçici bir doping ilacıdır. Zamanla etkisi azaldıkça balon gibi söner, gerçeklerle yüz yüze kalınır.

“Dünyayı ben yarattım” havası, nefislere yenik düşme, iradesizlik ve üstünlük taslamak, kibirliğe tapınma hevesinden başka bir şey değildir.

Kibrin kaynağı ve çıkış noktası beyinde başlar, fiziksel ve ruhsal olarak bütün vücuda yayılır. Milyarlarca beyin hücresi kibrin kuşatması altına girince de duygu karmaşalığı başlar.

Kibirlikte doyuma ulaşmanın yolu insanın bir şekilde kendini kabul ettirmek için değişik yöntemlere başvurmasıdır. Tatmin olma duygusu, her şeyin üstündedir. Çılgın ve hararetli arzular nefse yenik düşmeye neden olur. İradesiz bir kişilik, kibirliğe tapma duygularıyla kamçılanır.

Kibirlik, kimi insanların özünde, hamurunda, yaradılışında mevcuttur. Genetik ve sosyolojik açıdan da çevreden etkilenme faktörü eklenince ortaya “kibirlik abideleri” çıkar.

Kibirliğe tutsak olanlar başkalarının bilgi, beceri, yetenek ve başarılarını hazmedemezler. Birçok üstün değerlere sahip olan kimseleri bulundukları yüksek mevkilerden aşağılara çekme çabalarına girerek, onlarla aynı seviyeye geleceklerini sanırlar.

Gösteriş ve üstünlük taslama budalaları doyumsuzdur, elde ettikleriyle yetinmezler. Güç zehirlenmesi onları rahat bırakmaz sürekli dürter. Kibirlik rüzgarı şiddetini arttırıp fırtınaya dönüşünce ruhlarının kimyasını bozar.

Kibirliği bir saplantı haline getirenler, böbürlenme seanslarıyla herkesin onlara hayran olduklarını sanırlar. İlgi ve övgüden haz duyarlar. Kendilerinden söz ettirmeye çabaladıkça, bunlara saygı duyulmaz, başkalarının gözünde küçülürler.

Toplum bu insan türlerini umursamaz, saygı gösteriyormuş gibi davranır. Kibirliğe sırılsıklam âşık olanlar, kendi kendilerini yıprattıklarının farkına bile varmazlar.

Kibir, insanın ruhunu saran örümcek ağı gibidir. Bu ruh çirkinliği, istenildiği kadar makyajlansın, istenildiği kadar maskelensin, davranış bozukluğu eninde sonunda açığa çıkmaya mahkûmdur.

Hırs ve kibir aklın önüne geçerse, “ruhsal, fiziksel ve zihinsel” sorunlar başlar.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here