Atatürk’ü Saygıyla, Minnet ve Sevgiyle Anarken…

0
63

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Kurtuluş savaşı vermiş, bize bir ülke armağan etmiş, büyük insan büyük, Türk büyük devrimci, dünyayı kendine hayran bırakmış Atamızın sonsuza intikalin 81. yılında onu özlemle anmaya devam ediyoruz. Özlemimiz her zammınkinden daha çok büyüyerek -ki dün mahşeri kalabalık vardı anıtkabirde gözyaşlarımıza sahip olamadık o manzara karşısında- ancak onu ve ilkelerini anlamayanların anlıyormuş gibi olduklarında ayrımında olmak ta bizi derinden üzmeye devam ediyor.

Bu sabah Atamızı, emanetine bütün samimiyetimizle sahip çıkarak kendi yazdığı şiirleriler ve diğer yazarların şiirleri ile anmak istiyorum. Ayrıca ilgimi çeken sözleri ve hutbelerinden bir demetle.  Özellikle okumanın önemine dikkat çektiği bir sözünü hemen yazıyorum. Büyük Türk Atatürk bakın ne demiş; “Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım.”

Bugün okumaktan çok ezbere konuşmayı tercih ediyor çoğumuz ne yazık ki. Ve Atatürk’ün az bilinen hutbelerinden biri. Orijinali ve günümüz Türkçesi ile…

& & & & &

Atatürk’ün Balıkesir Hutbesi

“Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenâb-i Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizami, hepimizin bildiği Kur’ân-ı Azimussan’daki açık ve kesin hükümlerdir.

İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’tır.

Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazret-i Peygamber’in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.

Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hâkimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.

Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.”
07 Şubat 1923 BALIKESIR – Zagnos Paşa Camii
Kaynak:http://tr.wikisource.org

& & & & &

Ve Atatürk’ün anılarından biri

Toplantıda kendisinden evvel söz söyleyenlerden biri Atatürk’e nereden ilham ve kuvvet aldığını sormuştur. Büyük insan bu soruya millet hizmetinde bulunan insanların ilham kaynakları hakkında, uzunca bir tahlil yaparak cevap verdi… Sonunda karşısındakilere demiştir ki ; ”Efendiler… İlham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir; milletin müşterek arzusu, gerçek teyamülüdür. Varlığımızı, istiklalimizi kurtaran bütün teşebbüs ve hareketler; milletin müşterek fikrinin, arzusunun azminin yüksek tecellisinden başka bir şey değildir.”

Kaynak: İlköğretim Okulları İçin Hazırlanan Türkçe Dersi Öğretmen Kılavuzu

& & & & &

Atatürk Özdeyişleri

“En uzakta sandığımız bir olayın bize bir gün dokunmayacağını bilemeyiz. Bunun için insanoğlunun hepsini bir gövde ve bir ulusu bunun organı saymak gerekir. Bir gövdenin parmağının ucundaki acıdan öteki bütün organlar etkilenir. Dünyanın filân yerinde bir rahatsızlık varsa, bana ne dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu ilkeden şaşmamak gerekir, işte bu düşünüş, insanları, ulusları ve hükümetleri bencillikten kurtarır” (1937)

& & & & &

İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. Dünyanın barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve başarılı olmasıyla mümkün olacaktır.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım bir zamanlar Atatürk çocukları idik, gençleri olduk ve sonsuza dek öyle kalacağız.    Atatürk ilke ve inkılapları ile ve onları koruyarak, anlatarak, yaşayarak ve yaşatarak… Bir kez daha büyük Atamızı ve bütün şehitlerimizi saygı ve sevgiyle, minnetle anıyoruz, ruhları şad olsun. Sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman ayrımsız gayrımsız… Yase

& & & & &

Bir Askerin Mezarına

Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,

Beyaz taş var, onun altında bayraklar

Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken…

Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt

İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir

Asker yatıyor…

Onun hâbı istirahate çekildiği şu

Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.

Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar

Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.

Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin

Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,

Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin

Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan

Ona nâilini intizar olmuş!…

Mustafa Kemal

Harbiye Talebesi İken Yazmıştır.

Günün Şiiri

Atatürk Kurtuluş Savaşında

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası
Selam durdu tayfası

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından
Bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemal Paşanın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in halini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar
Cahit KÜLEBİ

10 Kasım Türküsü

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,

Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya,

Ulusun egemen olduğunu

Özgür olduğunu

Haykıracağım haykıracağım işte,

Senin sustuğunca!

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;

Ana baba oğul kız,

Dere tepe bucak köy,

Yeryüzü yaşamalarımla değil

Oralarda, Senin gittigince!

Atatürk, taşıyacağım

Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al,

Senin taşıdığını;

Yurdun gök ülküsü

Dalgalanırken,

Senin bayrağını yücelteceğim.

Senin çıktığınca.

F.Hüsnü DAĞLARCA

 

Mustafa Kemal’i Düşünüyorum

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Yeleleri alevden al bir ata binmiş

Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri…

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında

Destanlar yaratıyor cihanın görmediği

Arkasından dağ dağ ordular geliyor

Her askeri Mustafa Kemal gibi.

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel

Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.

Al bir ata binmiş yalın kılıç

Koşuyorlar zaferden zafere…

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Ölmemiş bir Kasım sabahı!

Yine bizimle beraber her yerde.

Yaşıyor dört köşesinde vatanın

Yaşıyor damar damar yüreklerde.

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum:

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.

Uykularıma giriyor her gece.

Ellerinden öpüyorum.

Ü.Yaşar OĞUZCAN

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here