“Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.” -Mevlana-
Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yine şehit haberleri, yine kırmızı bayrağa sarılmış tabutlar dizi-dizi. Can buna nasıl dayana? Ah bu can nelere dayanıyor artık kendisi de şaşırdı, acısını, isyanını, şaşkınlığını yüklenmiş, ayakta durmaya çalışıyor, sadece üzerinde bulunduğu kaypak zeminde. Haklarını helal ederler mi acaba hayalleri, düşleri, gençlikleri, hayatları, bir anda ellerinden çalınan 7 genç insan? Nur içinde uyusunlar, mekanları cennet olsun dilerim. Ama onların hayatını çalan, ailelerini, toplumu dayanılmaz acı içinde koyan teröristler nerden olursa olsun, kim olursa olsun, cehennem ateşinde kavrulsunlar dilerim, dünyada da ahirette de. Artık “Allah akıl versin” demiyorum. Çünkü bunlar şeytanla iş birliği içindeler! Allah ülkemizi bu şeytanlardan korusun diyoruz ve vatan sağ olsun. Şehitlerimizin cennet makamları olsun, ailelerinin ve sevdiklerinin başı sağ olsun.
Zemin kaypak, gündem tıklım tıklım, doğru yanlış, güzel, çirkin karışmış, sözler, silah olmuş, söylenmeyenler söylenmiş gibi algılanmış! Ve biz gündelik hayatımızda her şey yine mış gibi yaşayıp gidiyoruz. Zenginmiş gibi, mutluymuş gibi, sağlıklıymış gibi! Dostmuş, seviyormuş hatta gülüyormuşuz gibi valla bendenizin bile içindeki çocuk ölmüş bu günlerde çünkü gülüşümde miş gibi olmuş!!! Oysa gülüşüm her ortamda içimdeki çocuğun masumeyi ile birlikte parlardı!
Sanırım şimdilerde sağlam durmaya çalışmak çok önemli yani kocaman cumhurbaşkanlığı külliyesinde bile ayakları sakat sandalyeler varmış ki sayın Ekrem İmamoğlu’nun sandalyesinin ayağı kırılmış, kocaman adam, gözümün önüne geliyor yere oturmakla oturmamak arasındaki mücadelesi! Düşene gülünür ya o da nedense?
Ve tahliyeler ve Sayın Uğur Dündar’a verilen günde iki saat okuma cezası valla gülsek mi ağlasak mı bilemedik?
Ve sevgili okuyucularım günlerin, saatlerin hatta anların nelere gebe olduğunu bilemiyoruz ama gibi yaşamımıza devam etmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ve gibi yaşadığımız bu hayatta sevmek, sevilmek aşık olmak bu duyguyu ilk kez yaşamak çok ama çok güzel, bu güzel duyguları şu anda her kimler yaşıyorsa dilerim bu ayrıcalığın ayrımında olurlar ve bu güzelliklere bütün yürekleri ile sarılırlar.
Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım özelikle mış gibi olmayanından ayrımsız gayrımsız.
Günün Özeti; Akrep
Hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışırken yanına bir akrep gelir. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını akrebe uzatır ama akrep onu sokar. Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar.
Yakınlarındaki başka biri ona, sürekli onu sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama Hintli adam şöyle der: Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim? Yase
& & & & &
Ayının Dostluğu
Bir ejderha, bir ayıyı yakalamış parçalamaya çalışıyordu. Yiğit bir adam, yolda giderken ayının bağırmalarını duydu. Hemen koştu, her ne kadar ejderha daha güçlü idiyse de, o adamın hem gücü hem de hilesi vardı.
Ayı, ejderhadan kurtulunca Ashab-Kehfin köpeği gibi o adamın peşine takıldı. Adam hasta olup yere baş koyunca da ayı onu bırakmadı, başında beklemeye başladı. Oradan geçen birisi:
-Ey kardeş, dedi, bu ayıyla ne işin var? Adam, ejderha olayını anlattı. Bunun üzerine o şahıs:
-Ayıya güvenme, dedi, ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir.
– Sen bunu hasedinden söylüyorsun. Ayıya bakma, bana olan sevgisine bak.
-Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir. Benim bu hasedim onun sevgisinden iyidir. Gel benimle bir ol da o ayıyı uzaklaştır gitsin!
-Git başımdan hasetçi herif, kendi işine bak!
-Ben bir ayıdan daha aşağı değilim ya. Başına bir şey gelecek diye yüreğim titriyor. Sakın böyle bir ayı ile ormana gitme!
Bu sözler adamın kulağına girmedi:
-Git başımdan, dedi.
-Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen kendine iyilik etmiş olursun.
-Uykum geldi, beni bırak, işine git!
-Benim gibi bir dosta uy da, himayemde uyu. Adam:
-Bu galiba bir katil, diye düşündü, uyuyunca beni öldürecek. Ya da benden bir şey umuyor, bir dilenci.
Adamın yola gelmediğini gören nasihatçi kızarak ve içinden “La havle…” diyerek oradan ayrıldı.
– Ben ona ciddiyetle nasihat ettim, o ise benden daha kötü şüphelendi, diye düşündü.
Adam da uyuyakaldı. Yüzüne sinek konuyor, ayı da onu kovalıyordu. Sinek kovulunca kalkıyor, fakat inadına tekrar aynı yere konuyordu. Bu böyle sürüp gitti. Ayı, sineğe kızdı, gitti kenardan koca bir taş getirdi. Sineğin yine adamın yüzüne konmuş olduğunu görünce, o koca taşı sineğe fırlattı. Taş, uyuyan adamın yüzünü paramparça etti.
Ahmağın sevgisi, ayının sevgisidir. Kini sevgisi, sevgisi kinidir. Ahdi gevşek, sözü büyük, vefası zayıftır. MESNEVİ’DEN
Günün Şiiri
Terketmedi Sevdan Beni
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…
Ahmed ARİF
İçerde
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
Ahmed ARİF
Yalnızlığa Övgü
Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.
Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.
Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.
Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var..
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
Özdemir ASAF
Çağrışımlar
Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi..
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi..
Gecikmiş bir gizlemİ,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..
Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..
Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mI..
Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
YaŞadınız mı..
Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı..
Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..
Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..
Özdemir ASAF
Günün Sözü
Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.
Mevlana
Kalbinde sevgiyi koru. Onsuz bir hayat, çiçekler öldüğü zaman güneşsiz bir bahçe gibidir.
Voltaire