Futbolda Şans ve Dil Kondisyonu (5)

0
44

Değerli okurlarım, ülkemiz futbolu giderek kan kaybediyor ve günün birinde, “Er kişi niyetine” derlerse ağlamaya gerek yok, hiç şaşmayalım. Mevta olmuş olan bu sporu, ayağa kaldıramıyoruz, dualar da yetersiz. UEFA Kupalarında, milli müsabakalarda, Avrupa’da oynayan futbolcularımızın hemen hepsi de kurallara göre futbol oynuyorlar. Türkiye’ye geldiklerinde yerlisi yabancısı birer canavar kesiliyorlar. Ülkemizde kural yok mu? Onları uygulayan hakemler yok mu?

Nasıl olmaz! Türkiye Futbol Federasyonu var. Başkanı da var. Merkez Hakem Komitesi var, onun da başkanı var. Hem de burunlarından kıl aldırmayan, havalarından geçilmeyen insanlar. Bunlar, müsabakalar için görev verdikleri hakemlerin onurunu, gururunu koruyamıyorlar ki… Futbolumuz gibi hakemlerimiz de yerler de sürünüyor. Hakemlerimiz ne yapıyorlar? Ya “Vatan, Millet, Sakarya” diye devam ediyorlar ya da “Onur gurur neymiş, parası tatlı canım” diye aşk ile devam edip, Türk futboluna katkıda bulunmaya çalışıyorlar garibim.

Hepinizin de malumu olduğu üzere; “Sportmence davranmak” deyimini telaffuz ettiğimizde, dürüstlükten tokgözlülüğe, mütevazılıktan ağırbaşlılığa, bir dizi erdem çağrıştırmış oluruz. Heyhat ki heyhat! Sadece Türkçemizde değil, diğer pek çok dilde de mevcut olan bu deyimin artık bir kıymet-i harbiyyesi kalmadı. Dil alışkanlığı kullanıyoruz dersek yeridir. Sporcunun kişiliğini ve spor ahlakını bir kenara bıraktığınız takdirde spor dünyanın en gereksiz, en çekilmez işi gibi görünür.

Sporu belleğimizde değerli kılan şey, bedeni kabiliyetle zihni disiplin arasındaki sağlıklı irtibatlardır ve sırf bu nedenle, olimpiyatlar aynı zamanda bir karakter şölenidir. Burada, yeri gelmişken bir gerçeği daha vurgulamak isterim. Genel temayüle herkes gibi ben de inanıyorum. Ülkemizde “Taraftar” dediğimiz topluluğun temel sorunu hayattaki eksikliğini, tutkunu olduğu oyun üzerinden çıkarmaktır. Böyle bir teşhisin ardından futbolun alt sınıf sporu olduğu ve işin nedenli şiddet, ne denli hiddet boyutunda ekonomik nedenlerin yattığı tespitini kolayca yapabiliriz ama böylesine salt bir düşünce, bizi yanlışa götürür.

Çünkü alt sınıflar kadar burjuvazi sınıfının hayatta bir takım eksikleri olduğunu ve bu eksiklerin futbol üzerinden çıkarıldığını futbol müsabakalarını devamlı ve bir taraf olarak izleyenler çok iyi bilirler. Futbolu oynamak da, futbolu oynatmak da kolay değildir. Bu ayak oyununun normal koşullarda 90 dakika olduğunu bilmeyen var mı? Burada bütün mesele kondisyonunu 90 dakikaya yayabilmektir. Dil kondisyonun gelişmişse tükenmişsindir altından kalkamazsın. Müsabakalarda az konuşan kazanır.

Yüksek form gösteren takımların rakiplerini yenmeleri kolaydır, hocaları içinde bu bir şanstır. Bu şansın devam etmesi için, her mevkiinin her an oynayabilir durumda yedekleri olması şarttır. Çünkü futbol takımını ya da formda olan oyuncuları, formda tutmak teknik direktörler için o kadar zordur ki. Hele onlarla devreyi ya da sezonu noktalamak mümkün değildir. Bu işi yapan bilir!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here