Değerli okurlarım, her şeyde olduğu gibi en güzel işler, hareketler ve yaklaşımlar da insanlar içindir. İktidarın uyguladığı hızlı tren (38 kişi canından olmuştu) insanlar içindi. İhalesi yapılan yollar ve köprüler, alt yapısı gerçekleşmeden, allanıp pullanarak ve de açışı görkemli bir biçimde yapılarak hizmete yani, insanların hizmetine sunuldu ama en fazla bir ay sonra, tekrar onarılmaya başlandı. Bunların ücretleri de yine insanların cebinden türlü vesilelerle alınmakta ve tüm çalışmaların insanlar için olduğu ayakkabı kutuları içinde sunulmaktadır.
Biz bunları neden söylüyoruz acaba anlaşıldı mı? Konuya şöyle bakalım dilerseniz. Bir futbol müsabakası başlıyor ve 90 dakika sonunda hakemlerin düdüklenmesiyle bitiyor. Futbolcuların ve hakemlerin kurallara uyup uymadığı, iki takımdan hangisinin daha pozitif düşünüp performansını yükselttiği gözler önünde değerlendirmeler sağlıklı olarak yapılabilir. Kendi kalesine “Gol” atan oyuncu olduysa ya da ofsayttan gol veya goller yapıldıysa ve özellikle bunu hakemler görmediyse; birisi çıkıp da, buna “İlahi Kader” demez, diyemez!
Sporda durum böyle iken, ihalelere fesat karıştıranlar, başkaları adına ihaleye girenler, bu işten anlamadığı halde kendini “taşeron” ilan edenler, ihale parasını peşin cebine indirenler sözde insanlara hizmet veriyorlar. Yollar, köprüler, futbol sahaları, özel hastaneler falan…
Aslına bakarsanız, futbolumuzu yönetenler kadar, şu özel hastaneler de insanların ümüğünü sıkmaya başladı. Hastane sahipleri tam anlamıyla birer kapitalist! Yüksek ücretle transfer olan doktorlar, onlara istedikleri parayı sağlamasınlar bakalım, derhal gönderirler. Golcü futbolcular kaleciklere acımazlar ya, onlar da doktorlara acımıyorlar.
Muhtemelen futbolcular da özel hastanelere gidiyorlar ama bir göz damlası için (kan-idrar tahlili) istenmesine de çok dikkat etmeleri, ya da dikkat edilmesi gerektiğini de unutmamak şart. Sonuçta ücretin çok büyük bölümü devletin cebinden çıkıyor. Kasımpaşalı bunlara yüz verdi ama neyse şimdi konumuzun dışına taşmayalım…
Her şeye layık olan insanlar da birazcık tuhaf değil mi? Bazı insanlar duru, berrak bir göletteki su gibidir. Taşkınlığı, akacağı yer bellidir. Yani sakin insanların sözlerinden neler kastettiği kolayca anlaşılır. Yakından tanıdığınız futbolcular gibidir. Kalitesini, performansını bilirsiniz. Bazı insanlar da, sürprize açık futbol takımları gibidir, ürkektir ama yine de ürkütücü, müsabakanın önemine göre korkutucudur da. Bunu insanlarla özdeşleştirecek olursak, bulanık ve nereye aktığı belli olmayan su gibidir.
Ne zaman ne yapacağı belli olmadığı gibi, sözlerinin her kelimesini ayrı-ayrı değerlendirmek gerekir. Futboldaki dış politika gibi, milli çıkarın tanımı gibi… Savaşmayan asker gibi (askerlik yan gelip yatma yeri değildir) gibi… Bunları yarınki sayımızda açıklayacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA