Futbol Tam Bize Göre (1)

0
47

Değerli okurlarım, bundan uzun yıllar önceydi. İstanbul’da sadece tek stat var ya adı da DOLMABAHÇE idi. Vefa stadı ve Beykoz çayırı da vardı ama onlar günün koşullarına cevap vermiyordu.

Biz maç izlemek için ta İstanbul İnönü Stadı’na (Dolmabahçe) giderdik. Ve hem de, maçtan bir gün önce… Bir gün önce, yağmurda çamurda, kış kıyamette, İstanbul’da ne yapardık acaba? Şu anda düşünürken tüylerim diken oluyor ama o zaman hiç de öyle değildi. Büyük keyif alıyorduk ve aynı zamanda İstanbul’da oturanlardan daha öncelikli, karizmatik görüyorduk kendimizi…

Gitmeye gittik de, karanlık basıp da, gece olduğunda ne yapıyorduk? Söyleyeceklerime inanmanız da pek mümkün değil ama inanın A’dan Z’ye doğru ve de dosdoğru! Hava kararınca doğru İnönü Stadının saçakları altına gider ve bizler gibi gurbetten gelmiş takımdaşlarla beraber olurduk.

Öncelikle, İstanbul’da ikamet eden takımdaşların getirdiği semaverlerle çay demler ve bir iki lokma ekmek yedik. Bu ikramlar gece yarısına kadar devam ederdi. Bu saate kadar birkaç kez ekip gelir ve bize gözdağı verip giderdi. O zamanlar gözdağı da vardı, dayakta…

Belli bir süre battaniyelerin altında büzüşür ve uyumaya da özen gösterirdik. Uyuyunca donacağımızı biliyorduk. Saçakların altında sabahlamazsak, ertesi günü bilet de bulamayız, o zaman da emeklerimiz boşa gider. Bilet şansımızı yitirtirsek, Karınca Ezmez Şevki Ağabey’i de (Allah rahmet etsin) her zaman bulabilmemiz mümkün olmayabilir.

Sizleri temin ederim ki bu anlattıklarımı, şu anda, ülkemizde yaşayan milyonlarca insan yaşamamıştır. Buna ihtimal de veremiyorum. Gidenlerde bizim kuşaktı, şu anda yaşayanlar da bizim kuşaktan. Bizim kuşak sağlamdı canım…

Sabah güneşi doğduğunda, herkesin gözü kan çanağı gibi, uykusuzluktan olmalı diye düşünüyorum. Gece maçı yok, bütün maçlar gündüz oynanıyor. Işıklandırma o yıllarda yapılmış değil. Bir süre sonra yapıldı ya, onu da anılarımla birlikte başka bir makalede sizlere sunarım.

Evet, kendimizi toparladık ve kuyruğa girdik, kuyruklara kimse yaklaşamaz, cinayet çıkar. Tribünde yerimizi aldık ama kimse kimseyi tanımıyor genelde. Şunu demeye çalışıyorum. A takımı, B takımı iç içe. Düşünün bu güzellikleri de yaşadı bu gariban. Forma, kaşkol lüksü yok. Herkes sesiyle temayül ediyor. Daha sonra n’oluyor? Onu da yarın anlatacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here