Futbol Argosunun Lügatı (3)

0
37

Değerli okurlarım, futboldan söz ederken, onu sakinleştirici, mutlu edici, sevindirici, yaşamımızın bir parçası olarak kabul ederseniz, sorun yaşamazsınız, yani oldukça rahatlarsınız. Futbolsuz günlerde deli koyun gibi, sudan çıkmış balık gibisinizdir. Hayat susmuştur dersem hiç de mübalağa değil.

O suskunluk içinde, tesadüfen sokak aralarında çocukların oynadığı “ilkel futbolu” izlemeye koyuluyorsunuz. İşin gerçeği şudur: Futbol tam bize göre, bizim yapımıza göre bir temaşa.

Umutsuzluk yoktur bu ayak oyununda! Özel bir çaba göstermiyorsunuz, koltuğunuzda ya da uzandığınız yerde ve hatta uyumak üzereyken, birden bire ayağa fırlayıp kazandık diyorsunuz. Bu kadar kolay! Tribünlerdeki, kafiyeli küfürlü tezahürattan daha da kolay, ağzını bile açmıyorsunuz. Parmağınızı kıpırdatmadan kazanıyorsunuz, özel bir çaba göstermeden rakibinizi yenmiş oluyorsunuz. Bundan daha iyi spor mu olur?

Tribünlerde mide bulandırıcı, yüz kızartıcı, anayı bacıyı araya sokmadan, kulağa hoş gelen o tezahüratlar var ya belli bir ya da iki statta yapılmıyor. Anadolu Kulüplerinin de bu işte emekleri bulunmaktadır.

Yüzlerce önemli statlarda maç izlemiş olun ve ilginç sloganlar işitmiş, kahkahalara boğulmuş olun. Taraftar öylesine argo bir dil kullanıyor ki, etkilenmemek, eğlenmedim diyebilmek mümkün değil. Kitle ruhuyla bir arınma yaşamı var oluyor.

Avrupa’daki ülkelerin naklen maçlarını da izliyoruz. Her defasında dikkatimi çekmiştir. Tribünlerdeki tüm sporseverler askeri nizam içinde oturuyorlar sanki.  Onlara ait derby maçlarında taraftarların biraz gergin olduklarını hissedebiliyoruz. Bu gerginlik de doğal bir hadise. Tribünlerden atılan sloganlar da genel olarak şiddet içermiyor.

Öyle derbyler var ki, döner bıçaklı, baltalı, tabancalı, yani hem canlı ve hem de heyecanlı. Dünyada bu türden 10 derby olduğunu biliyoruz. Fakat üç tanesi çok ünlü! En önde geleni, Arjantin Liginden Boca Juniors ile River Plate. River Plate zenginlerinin takımı olarak bilinirken, Boca Juniors halk takımı olarak öne çıkmıştır.

İkinci sırada, İskoç Liginden Rangers ile Celtic var. Her iki takımda Glasgow kökenli, geçmişte Rangers Protestanları, Celtic ise Katolikler ve İrlandalı Cumhuriyetçileri temsil ediyor görünmüş. Her iki derbyinde tarihi olaylar ve şiddetle dolu.

İnsanoğlu doğası gereği kendini güvende hissetmek ister. Bunu garanti altına almanın en kolay yolu, bir guruba ait olmaktır. Kişisel olarak en fazla zorlandığımız zamanlar, en çok grubumuzun kazanmasına ihtiyaç duyduğumuz anlardır.

Derbylerin temelinde bu saydığım faktörler konunun özünü oluşturmaktadır. Yine derbylerin kanlı ve tehlikeli müsabakalar olarak lanse etmek de hiçbir yarar yoktur. Aklı başındaki insanlara faydası da olamaz. Futbol çok güzel bir temaşadır, bu da böyle biline!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here