Erkek ve Baba Olmak

0
97

Değerli Okurlarım, bir babalar gününde yine sizlerle beraberim. Günler ne çabuk geçiyor değil mi? Her geçen günler, hepimizi Azrail’e verdiğimiz randevuya yaklaştırıyor. Yapacak bir şey de yok. Günleri de iyi yaşamak gerekiyor. Erkek olmak kolay bir hadise değildir. Daha yetişme çağında erkek olmanın dayanılmaz ağırlığı çöker omuzlarınıza. Ağlamayacaksın, fazla gülmeyeceksin, racona ters düşmeyeceksin, yanındakileri koruyacaksın, duygularını belli etmeyeceksin, zayıflık göstermeyeceksin falan…

Büyüme çağında model alacağınız erkek ki; genellikle bu babalardır. Büyüdüğünüzde, yetişkin olduğunuzda sizin nasıl biri olacağınızın da aynasıdır da diyebilirim. Büyümenin de koşulları vardır. Kaç yaşında olursanız olun, babanız yaşadığı sürece asla büyüyemezsiniz ama bir gün onu yitirdiğinizde… “BABA” diye seslendiğinizde yanıt alamayacağınızı anladığınızda…

Bir mezarlıktan çıkarken artık yalnız olduğunuzu hissettiğinizde… Bundan böyle danışacak kimseniz olmadığını bildiğinizde… Babanıza sorulması gereken sorular gelip size sorulduğunda… Ve kim bilir kaç gün el ayak çekildiğinde… Aidiyet duygusunu kaybetmiş, merkezini yitirmiş, sessiz-sessiz ağladığınızda… Demek ki Büyüdünüz!

Zaten bu ülkenin babaları yeryüzünün en şanssız babalarıdır bence. Ekonomik açıdan bakalım önce… Yetersiz aylıkların, güvensiz işlerin, belirsiz yarınların, zar zor sağlanmış küçük birikimlerin, ayın sonuna doğru tükenen harçlıkların kahrı içinde bocalar… Sessizleşir… Söylemek ister asla söyleyemez…

İSTEMEK İLE YAPAMAMAK ARASINDA EZİLİR BABA… Ya da sosyal yaşamda, çocuklarına “iyi insan” olmayı öğretmek gibi en kutsal görevi ile yüz yüze geldiğinde, bir yanda kimlikli-kişilikli, onurlu-yürekli-özgür bir birey yetiştirme arzusu… Öte yanda o minik bireyi, kaypaklığın, kimliksizliğin, onursuzluğun, riyakârlığın hüküm sürdüğü bir dünyaya hazırlamanın kaçınılmazlığı…

Baba ezilir. Anlatmak istese de, anlatamaz… Baba susar… “OĞLUM” sözcüğünü babalar kadar kimse güzel söyleyemez. Babam bana “Oğlum Allah acını göstermesin” demişti. O oğlum sözcüğü hala aklımda. Benim acımı görmedi ama ben O’nu ellerimle toprağa verdim. Onsuzluğa alıştığımı söylersem yalan olur inanın. Baba olmak kolay değildir…

Yarın “BABALAR GÜNÜ” Gidin babalarınızı öpün koklayın, ucuz yollu bir tane de çakmak alın götürün. Koşun babalarınıza… Büyümeden… Anladınız mı? Büyümeden…

Gazetedeki çalışma arkadaşlarımın da Babalar Gününü en iyi dileklerimle kutlar, Rızkullah Terbiyeli’ye sağlıklı uzun ömürler dilerim. Hayatta olmayan babalara da, Tanrı’dan rahmet diliyorum, hepsine de şu mübarek günlerde dualarımı gönderiyorum…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Baba Gözündeki Pırıltılar

Değerli Okurlarım, nedendir bilinmez ama, babalar evlatlarına bakarken, sevgilerin en yücesiyle bakar. Hiç kimseye öyle bakmamıştır, nedense… O gözlerdeki pırıltılar kısa sürede sese dönüşür, babalarını anlayan çocuklar için. Bir şiirdir, bir romandır o pırıltılar. Suskunluğu da çok şeylere gebedir.

Bu Babalar Günü yazılarımda duygusallıktan öte, bilimsel olmak istiyorum. Zaten yazıya konsantre olduğumda epeyce gözyaşı döktüm. Çoğu zaman annelerin gölgesinde kalıp, sevgilerini belli etmeseler de, babaların yeri bir başkadır. Hiç bir karşılık beklemeden hayatı boyunca size daha iyi bir gelecek sunmak için çalışan babalarımızı en azından bu pazar günü unutmayın. Onlarla kucaklaşın, günün anlamını taşıyan değerli bir hediye alın. Hediyeniz ne olursa olsun, onun yanında çok değerlidir.

Sevgili gençler: Annemi doya-doya göremedim, en ihtiyaç duyduğum zamanda ayrılmak zorunda kaldık. Bu ayrılığın faturasını çok ağır ödedik. Rahmetli babamla ayrı-ayrı şehirlerdeydik, ne hikmetse sık-sık görüşemiyorduk ve aynı zamanda telefon teknolojisi de gelişmiş değildi. Beraber olsaydık bile, onunla aramdaki kalın saygı duvarı, yaklaşmamı engelliyordu. Şunu anlatmaya çalışıyorum.

Babama doya-doya sarılıp, bir defa bile öpmüş değilim. Ziyaretine gittiğimde, elini öperdim, oda alnımdan öperdi. Törelerimiz ve aşırı kurallar yüzünden bir ölçüde baba-oğul olamadık ve o nedenle de sol yanım acıyor, içim kan ağlıyor.

Babalar çocuklarına göre efsanedirler. Bütün çocuklar için baba kavramının anlamı çok büyüktür. Hep anne diye seslenirler, anneden ister, anneden beklerler ama, çocuklar bilir ki, düşseler hemen arkalarında kendilerini kaldıracak babaları vardır. Güvenle adım atmayı böylece öğrenirler. Elinden tutup kaldıracak, öpüp acısını geçirecek babanın varlığını böylece tüm yaşantısı boyunca yanlarında hissederler.

Çocuklar için anneler baş tacı, babalar ise yaşam boyu gönül yoldaşıdır. Anneler duygusallıkları, babalar ise mantıklarıdır çocukların. Kız çocukları için ayrı, erkek çocukları için ayrı anlamları ve yerleri de olsa, hiç bir baba çocuklarını cinsiyetleri açısından ayırt etmez.

Kız çocukları için babalar örnektir, modeldir. Hayatını birleştireceği erkeklerde bile, babasının özelliklerini arar, daima babası ile mukayese eder o kişiyi ya da kişileri. Erkek çocuklar için babanın yeri ve önemi gerçekten çok başkadır. Onlar için baba her şeydir. Emniyet sübabı, paratoner ve de bir pusuladır.

O nedenle, özellikle erkek çocukları için, babaların ölmesi daima erkendir. Yaşı başı ne olursa olsun, birden bire boşluğa düşüyor. Başka çınarların gölgesi artık serin değil, sıcaktır.

Çok enteresandır, babalar açık-açık gözyaşı dökmezler, çocuklarına göstermezler. Tek istedikleri bizim başarımız ve mutluluğumuzdur. En yakını da en uzağı da onlar görür, daha sağlam basarak inanarak, güvenerek adım atmamızı isterler, yani tüm yaşantımız boyunca biz çocukların yanındadırlar.

Bazen el ele göz göze, bazen de hiç görünmeden! Gazetedeki arkadaşlarımın ve tüm insanların babalar gününü kutlar tüm babaların ellerinden saygıyla öperim.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

BİR BABADAN OĞULA…

Yarın Babalar Günü ya. Hediyelerin yanı sıra duygusal anlar da yaşanır ve bazı yazışmalar da olabiliyor. Bazı evlatlarda, bir babalar gününde babasına aldığı çakmağı, ne hikmetse üç babalar günü yutturmaya kalkıyor. O da Allah’tan…

Bu güzel ve özel günde, bir baba bu ifadeleri ikinci kez kullanıyor ve yayınlıyor. Muhtemelen bu ifadelerden çok etkilenmiş olmalı. Yaşamının büyük bölümünde baban yanında olmayabilir. Futbol maçlarını da izlerken de yalnız kalabilirsin. Yarınların için tek başına mücadele vermek durumunda kalabilirsin. Sana yardımcı olamayabilirim, belli nedenle.

Sana bıraktığım miras tükenmez, yine de tü­ketmemeye özen göster. Parayla satın alamazsın. Sen, inançlı, merhametli, tok gözlü ve de güzel, akıllı bir çocuksun. Sana yarınlar için inanıyor, güveniyorum. Gözüm arkada kalmayacaktır.

Seni beş kişi seviyorsa, Birisi benim…

Seni iki kişi seviyorsa, Birisi benim…

Seni bir kişi seviyorsa, O kesin benim…

Seni seven kalmadıysa, BİL Kİ BEN ÖLMÜŞÜM…

İşte, bir baba oğluna böyle sesleniyor. Bütün babalara saygılar sunarım…

Günün Sözü

Erkek olmak kolay değildir…

Öcal’dan İnciler

Baba olmak daha zordur…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here