Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Havalar sıcak dünya sıcak sanki öfkeden kandan nefretten besleniyor her tarafta dolu-dolu bir öfke! Dolmuşta sokakta kahvede pazarda… İnsanlar en çok işsizlikten ve ayrım gayrımcılıktan şikâyet ediyor, dayın varsa sözü yeniden hortladı bütün vahşetti ile görüşmeye gittiğinde ilk soru hangi tarafsın hiçbir taraf değilim okulumu bitirdim ve bir iş istiyorum askerliğimi yaptım vergilerimi ödüyorum bu yetmiyor mu? Yok yetmiyor. Valla bu yüzden şikâyet etmeyen bir tek Allah’ın kulu yok en azından Gazipaşa da ki burası kendi kendine yeten zengin bir ilçe.
Toprağı güzel suyu güzel seraları zeytinlikleri meyve sebze bahçeleri ile küçük büyük her kesin çalıştığı bir yer buna rağmen insanların en büyük sıkıntısı bahçecilik yapmak istemeyen gençlerin iş bulamaları. Ve” dayın” varsa sözü burada en çok duyduğum söz bu oldu “nerde ayrım-gayrım yapmayacağız diye verilen sözler. Hani her kesimi kucaklayacağız diyenler? Hatta bendeniz Berke yi Emre yi bile canım istemse kucaklamam “demiştim artık bu sözden gına geldiğinden bunlar nasıl kucaklayacaklar işte buradan anlaşılıyor ki verilen sözlerinde hükmü taraf olanlara…
& & & & &
Ve şehitlerim var yine onun içinde sözler verilmişti ama şehitler arka arkaya geliyor. Yine ateşler düşüyor yuvalar yıkılıyor hayaller sona eriyor. Hatay şehidi için ağlıyor hepimiz ağlıyoruz, hepimizin yüreği yangın yeri. Nur içinde uyuyun kardeşlerim başsağlığı dilemek gerçekten zor oldu ama başka çaremiz yok. Birileri sağ ve sağlıklı olmak zorundaki bu gidişe dur diyebilsin. Nur içinde uyun sevgili Mehmetçikler hepimiz size minnettarız. Vatan sağ olsun. Allah sabır versin ailelerine…
Ve Atatürk heykeline saldırılar devam ediyor bu nasıl bir öfke bunu da anlamak mümkün değil var oluş nedenimiz ülkemizde özgür ve hür olarak yaşamamız bize bunu armağan edenlere yapılan saygısızlığı anlamak gerçekten zor.
Ve sevgili okuyucularım ne yazın nede tatilin tadı tuzu var. Eğer çevren mutsuzsa sen mutlu olabilir misin?
& & & & &
Ve Kore ile ABD arasındaki saçma sapan sürtüşme üçüncü dünya savaşı sinyalleri veriyor. Neyi paylaşmıyor bu insanlar anlamak mümkün değil?
Ve sevgili okuyucularım her şeye rağmen dünya dönüyor ve yaşamaya devam ediyoruz o zaman yaşadığımız zamanın her anının değerini bilelim sağlıkla sevgiyle yaşamaya çalışalım ayrım gayrım yapmadan hep birlikte… Yase
& & & & &
Ve sevgili anne babalar, çocuğunuzdan mektup var. Okuyalım bakalım ne kadar kendimizi bulacağız bu mektupta…
Sevgili Anneciğim, Sevgili babacığım,
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her zaman her yerde koruyup horlamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem, daha iyi öğrenirim. Bırakın, kendi işimi, kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım yoksa. Büyümeyi çok istiyorsam da, ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin, ama beni şımartmayın da. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe, almadan edemiyorum.
Bana yerli, yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca, sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurullar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlamayınca, ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce, hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan yapamıyorum. Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup, çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri ben pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi bir iz bırakır. “Ben senin yaşındayken” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni yaramazlıklarım için kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece, cezama katlanabilirim. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin, hiç değilse, çabamı övün. Beni başkaları ile karşılaştırmayın. Umutsuzluğa kapılırım. Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı gördüğünüzde ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam da, soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki, bende sizi başkalarının önünde güç durumda bırakabilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca, açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz, size olan sevgimi azaltmaz, tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin zor olmadığını d biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse, birçoğundan vazgeçebilirim, yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın. Benden “Örnek çocuk” olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz anne-baba olmanızı beklemem, severek ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sizi seviyorum. Çocuğunuz.
Günün Şiiri
Sen Burada Bir Yabancısın….
Bu rüzgârın tadı senin hiç tatmadığın
Bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor
Konuştukları dil ömrünce duymadığın
Gözlerini sakla sen burada bir yabancısın.
Akşam tren raylarına yağmur yağıyor
Devrilmiş bir sokak ayak basmadığın
Çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor
Karanlıkta bir kadın tanımadığın
Bir şeyler söylüyor anlamadığın
Şüpheli oteller üstüne geriniyor
Sen burada bir yabancısın saklanmalısın
Akşam tren raylarına yağmur yağıyor.
Attila İLHAN
Ve rahmetli Bülent Ecevit’ten bir şiir…
Pülümürün Yaşsız Kadını
Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu
yaşını sordum bir giz gibi güldü
kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
yüzüne baktım bir giz gibi güldü
bir asa vardı elinde
bir solmuş krallığın
kadifeden harmanisi üzerinde
bir Hititliydi o bir Selçukluydu
bir ermeniydi bir Kürt’tü
bir Türk
yaşını sordum bir giz gibi güldü
koluma girdi bir soylu kadınca
tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini
beni tek gözlü sarayına götürdü
köy yapısı kulübesinin
Zamanı onda yitirdim ben
Yitik zamanlara onda eriştim
En soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında
Bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim
Bülent ECEVİT
Bilgi: Pülümür Doğu Anadolu’nun en yoksul yörelerinden biridir. Binlerce yıldır birbirlerine eklenen uygarlıkların bu deprem yöresinde tek kalıntısı insandır.
Giden Gençliğe
Umudum, heyecanım bitmez pınardı bitti.
Gençliğim deli dolu esen rüzgardı, gitti
Neydi o sarhoşluklar dünyaya boş vermeler
O başka bir mevsimdi; bir ilkbahardı gitti
Çektiler elimden ellerini sevgililer.
Bir zaman bu gönülde kimler yaşardı gitti.
Hani hiç bitmeyecek sandığım güzellikler
Ne sevinçler gülüşler ve neler vardı gitti
Kalakaldım ben orada öylece paramparça
Her gelen yüreğimden bir şeyler kopardı gitti.
Hey benim doyamadığım deli fişek gençliğim
İçimde bir zamanlar bir kor yanardı gitti.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Günün Sözü
Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma
Benjamin FRANKLİN
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
W.Emerson
İnsanlara her gün balık vereceğinize, onlara balık tutmağı öğretin, sonunda siz rahat edersiniz.
Confuctus