Dövmelerin Sakalların Esrarı (4)

0
95

Değerli Okurlarım, sporcu olmakla birlikte, spor ahlakını özümsemiş olmak önemli bir meziyettir ve bir sanattır. Güzellik konuşmaktan, yere sağlam basmaktan, güzel giyinmekten söz etmiyorum. O sakallılar bunların hiçbirini beceremezler de ondan… Sporda da özel yaşamda da bu sakallılar ikiye ayrılır. Genç sakalılar, Yaşlı sakalılar.

Sporu seven ve hatta bu işi fiilen icra eden genç sakalıları birazdan gündeminize getireceğim de, öncelikle spordan hoşlanmayan midesine düşkün yaşlı sakalılardan söz etmek istiyorum. Ailelerinde sakallı yaşlıları olanlar beni daha iyi anlayacaklardır. İstisnalar kaidemizi bozmaz.

Bu muhteremler hep başköşeye oturmak isterler. Yemeği çok versinler diye tabakları hep havadadır. Televizyona bazıları gâvur icadı derler ama bir gözü de hep beyaz camdadır. Hele bir dansöz, oryantal çıktığında günah derler ama ağızlarının suyu akar. Bomboş konuşurlar, duygu sömürüsü yaparlar, saygın olmak isterler. Beleşçilik kanına işemiştir onların. İçlerinde mutlaka spor aşığı ve sosyal yapıda olanlar da vardır eminim. Nedense bana hiç rastlamadım. Umarım bundan sonra olur.

Din istismarcılığı almış başını gidiyor. Futbolumuzda bundan, bu riyakalıktan etkileniyor, ters yönde etkileniyor. “Türk Futboluna Bakınca, Türkiye Daha İyi Anlaşılıyor…” Bu başlığı yarınki nüshamızda ayrıntılı biçimde açacağım. Sporu sevmeyen o yaşlı sakallılardan fazlaca söz etmek istemiyorum. Onların yolları kısa, aynı minval üzere devam etsinler.

Bizim sorunumuz, hem genç, hem faal sporcu olan modaya uyar gibi gözüken ve de dövmeli gençlerimiz. Televizyonların hep olumsuz yönlerinden söz ettim. Faydalı tarafları da var. Örneğin Kasımpaşalı arkadaşımı ve yamağını da izleyebiliyoruz. Bu şekilde hasret gideriyoruz. Özellikle, meşin yuvarlağı tekmeleyen futbolcularımızı da yakından görebiliyoruz. İyi taraflarından birisi de bu. O zaman bu yönünü irdeleyelim.

Arkası sırlı camdan, yani aynadan söz etmiştim daha önce. Bunlar acaba hiç aynaya bakmıyorlar mı? Bunların hanımları, sevgilileri yok mu? Bunların zevki de mi yok? Birkaç maçtır sol kolunda bant olan birisi var. Yani bir büyük takımımızın kaptanı aynı zamanda… Biz tanıdığımız için onun futbolcu olduğunu biliyoruz. Tanımayanlar şöyle düşünebilirler… “Bu adam meyhaneye gideceği yerde, tesadüfen stada girmiş ve rahmetli Kemal Sunal gibi rol gereği futbol oynuyor…”

Onların kendilerine bile saygıları yoktur eminim. İnsanlar ve de sporcular aynayla dargın olmamalı. Bu tipler çıkan olayların öncüleridir, kartları da hazırdır. Bazen çift sarıdan kırmızı, bazen de direkt kırmızı. Arkadaşlarının emeğini çalıyorlar yazık değil mi? Sakalsız olup da, emek hırsızı olanlar yok mu? Tabi ki var. Onları da yarınki sayımızda anlatacağım. “Allah Belanızı Versin” hakaret midir Beddua mıdır? Yarına…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here