Doğuda Vatan İçin Mücadele Var, Batıda Lale Devri Yaşanıyor

0
65

Düşünmeden dedikodu yapanların eleştirilerini hiç sevmem. Fakat konuların içerisinden konu çıkartanları çok severim. Makaleler yazarın ruh yapısını açığa çıkartır.

Bundan yaklaşık yirmi sene evvel, yurt dışında bir sinemada seyircilere gözlük dağıttılar. Ben bu gözlüklerin neye yaradığını ve ne şekilde kullanıldığını bilmeden, başladım gözümde gözlük sinemayı seyretmeye… Bir süre sonra seyircilerin panikle bağırdıklarını, telaşla koltuklarından hareket ettiklerine şahit olduğum sırada, benimde etrafımda binlerce farelerin dolaştığını gördüm. Seyirci heyecanı beni de bir anda içine aldı. O an korkuyla karışık gözlüğümü çıkardım. Etrafta fare aramaya başladım. Bir kere korku içime sinmişti. Meğerse üç boyutlu sinema seyretme tekniği bu şekildeymiş. Şimdiye kadar üç boyutlu seyretmeyi ilk defa o sinemada yaşadım. Çok kısa süre içerisinde Türkiye de bu tekniğe adapte oldu. Hatta TV’ler bile üç boyutlu yayınlarda… Tak gözlüğü, ekranın içinde kaybol!

Makalelerde üç boyutlu yazma tekniği işte aynen böyle… Düz yazı gibi görünen yazının içeriğinde incelikleri anlamak gayet kolay. Gözlüğe gerek yok, birkaç defa okunduğunda mesele anlaşılır. Yazıların altında yorum yapan kişiler bazen içerik dışında gezer. Ayrı yorumlar makaleyi yazanı da şaşırtır. Yazarı eleştirmek çok kolaydır. Bilir bilmez bir yorum yaz eleştirdin gibi. Biraz sonra ne yazdım da böyle oldu diyenler çıktığında pişmanlık neye yarar. Kendi duygularını kelimelerin içerisinden dışarıya çıkartmak…

Aslında anlayanın anladığını anlatır. Tek farklılık yorumlardır. Yazılanları göz ucuyla okuyup geçmek ayrı, içine sindirerek konuları anlayıp gerçekleri görmek ayrıdır. Dostlarım ile koyu sohbetlerimiz olur. Bazen ağabey-kardeş bazen de toplumsal sezgileri içeren serzenişlerimiz olur. Yazarlar kolay bulunmaz bu bir Allah vergisidir. Kalemi eline alan her kişi derin bir dünyada dolaşırken, o dünyadan bu dünyaya getirilen yorumlar mantıklı düşüncelerle çoğalmalı ki konular birden bire toplumsallaşmalı yobazlaşmamalı. Bir insan yaşarken asla yalınız yaşama lüksünün içinde olmamalı. Sevdiği ve düşündüğü şeyler birbirine sevecenlikle harmanlanmalı. Demokrasi denen şey aslında tüm yaşayan canlıların rehberi. Baskı altında olanlar sonunda dinamit gibi birden bire patlar.

Yakın tarihimize şöyle bir göz attığımızda kaybolan çok devletler görürüz. Rejimin değişmesi hiçbir zaman kansız olmuyor. Bir Arap Baharı yüzünden binlerce insan yok yere perişan oldu. Bazen rahatlığın bizleri de rahatsız ettiğini görüyor ve yaşıyoruz. İnsanın geninde var olan özgürlük denen şey yüzünden çok gençlerimiz hayatının baharında kahrolma riskinde. Hiç bir alaka olmadan koskoca bir Türk devletine baş kaldırma cüretinde olanların son halleri ortada! Kamuyu idare edenlere karşı yürüttükleri anlamsız kin sonucunda “Cevher misali evlatlarımız” şehit ediliyor.

Şehit Kaymakamımızın babasının şu hafızalarımızdan çıkmayacak derecede söylediği söz, bizi anlatıyor: “…Vatan, uğruna şehit olan varsa vatandır. Vatan uğruna ben de hazırım…” Kahpece katledilen vatan evlatlarımızın ahları eninde sonunda ortaya çıkacak. Huzur dolu ülkemi karıştırmak için çok çaba gösterenlerin yanında olanlar, düşünmeden ve uzaktan kumanda ekseninde güzel yurdumu darmadağınık etmek için uğraş içerisindeler ama buranın Türkiye olduğunu anladıklarında gerisin geriye gitmek mecburiyetindeler.

Türkiye’nin Suriye gibi olduğunu düşünmek korkunç! Bakın sağa sola komşumuzun parçalanan insanları el avuç açmış şekilde görüyoruz. Aileleri yok oldu gitti. Namusları ise ayrı düşünülecek konu. Şimdi ülkelerinde huzur sağlansa da eskisi gibi asla olamayacaklar. Ekonomileri, malları, gelecek hayalleri kayboldu. Allah bizleri koruyor. Geçmişimizdeki yapı bizleri ayakta tutuyor. Maazallah o pislik dolu gücün altından bizler nasıl kalkabilirdik.

gun-isigi6

Vatanımız dünyada bir tane. Gerçek özgürlüğü bizler yaşıyoruz. Her insanımız karınca kararınca geçinip gidiyor. Demokrasi denilen şeyin en kralı bizde! Bakmayın etrafta oluşan ufak tefek karışıklıklara. O kadarı da olsun artık. Komşu ülkeler; Düşman çizmeleri altında ezildikçe eziliyorlar. Kurtuluşları ABD ve Rusya odaklı! Türkiye yanı başlarında ama bize nedense nefretle bakıyorlar.

&&&&&&

Doğuda bana karşı gelenlerin karşısında canını seve-seve verenlerin karşısında onurlanıyor, şerefleniyoruz. Batıda ise her şey güllük gülistanlık! Emniyet güçleri trafiğin akışından sorumlu! Genelde motosiklet avında! Basını takip ettiğimizde fuhuş olayları ve benzer olaylarla haşır-neşir…

Geçtiğimiz günlerin birinde tarih 12.11.2016 günü, saat 10.30 civarıydı. Sayek Petrolün içinde pusuya yatan sivil emniyet güçleri, gelen geçen motosikletleri durduruyor. Ehliyet ve ruhsat kontrolü yaptıkları ve durdurdukları bir kişi de yeğenim. Beni aradı ”Nuri amca gel yanıma beni yakaladılar” dedi ve olay yerine gittim. Korku dolu gözleriyle bana bakıyordu. Etrafta heyecanlı ve korkmuş motosiklet sürücüleri vardı. Çoğu üçü-beşi bir araya getiremeyen fakir insanlar. Adeta polislere yalvarıyorlar. Memura rica ettim “bu çocuk iş yerimden motoru almış benzin almaya gelmiş buyurun ehliyetimi” dedimse de dinletemedim. “Ben devletim kardeşim, cezasını çekecek..” Kardeşim sen devletsen bende devletim, ben de bu ülkenin vatandaşıyım dedimse de laf anlatamadım. Orada birikenlerin çoğu mağdur, hepsi ağlamaklı ve perişan… Kesilen ceza ise akıllara durgunluk derecesinde… Tam tamına 1.690 TL. Devlet bu kadar gaddar mı? Bu insanlar Türkiye vatandaşı, bu kadar gaddar şekilde bu insanlara yaklaşılmaz. Yazıktır, günahtır.

Hatta memurun bana karşı ifadesi de çok yanlış “gel vur” diyor “git şikâyet et” diyor. Şu yaşıma geldim bunca emniyet güçleriyle dostluklarım oldu, babası yaşında bir kişiye böyle acımasız bir hakaretle gelinmesiyle sarsıldım ve gözlerimden yaş geldi. “Sahipsiz bir memlekette miyim?” diye kendi kendime gücendim. Bunca makaleler yazdım hep vatanım ve ulusum üzerine ama böyle bir olayla ilk defa karşılaştım.

Tuttukları sanki vatan haini, acımasız sabırsız ve aşağılayıcı… Kardeşim bu iş böyle olmaz. Bu vatan hepimizin! Tabi ki sen görevini yapacaksın ama görev yaparken de tuzluyu tuzsuza karıştırmayacaksın. İskenderun Kaymakamımız Sayın H.Hasan Özyiğit ile İskenderun İlçe Emniyet Müdürümüz Sayın Zeki Balcı’nın derin sağduyularına sığınarak, şunu söylemeliyim ki bu gibi yapılan yol kesmelerin daha ılımlı şekilde yapılması vatandaşlarımızın arzularıdır.

Yakalanan bir garibana karşı yapılan söz ve kelamların, karşıdaki kişiyi rencide etmeden anlayışla sürdürülmesi gerektiği kanaatindeyim. İnsanlarımızın cebinde parası olsa son model araçlarla keyfi yaşar. Parası olmadığından ulaşımını motosikletlerle yapıyor.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here