Devlet Bahçeli ve MHP! Doğruya Doğru, Eğriye Eğri…

0
91

Seçmenin aklından geçirdiği, geçmiş döneme ait toplumsal fikirler, son günlerde değişim gösteriyor. Siyasi partilerin üst düzey kişilerinin, il ilçe gezilerinde sürdürdükleri ön araştırma kayıtlarına göre, ‘vatan için elini taşın altına koyan’ her kim olursa olsun, vatandaşlar tarafından sempati ile karşılanıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de son 15 Temmuz olaylarından öncesinde ve sonrasında sergilediği dik duruşunu korumasını hep bildi. Kalbinin ritminin değişimine aldırış etmeden ruhen ve beyinsel bildiklerini devamlı söylemekten çekinmedi. Asla bildiği konuların haricinde başka fikirler ortaya atmadı. Son seçimlerde aldığı düşük oy potansiyeline aldırış etmedi. Kafasında tasarladığı “ülkücü” disiplinini seçimlerde alınacak yüksek oylarla bağlaştırmadı. Ülkücü söyleminin, “siyaset üstü” görüşünü her daim yeniledi.

15 Temmuz sonrası görüşlerinin gerçeğiyle karşılaştı. Vatan toprakları tehlikeye girdiği an milyonlar onunla birlikte ayağa kalktı. İşte gerçek MHP doktrini bu! Şu makalem sonrası çoğu dostlarım bana gücenebilirler. Varsın gücensinler, ben bu konuda kalbimin sesini dinleyerek yazarım.

Vatan toprakları uğruna takındığı olumlu tutumlar neticesinde; MHP’nin ‘yurt genelinde oy potansiyelini artırdığı’ görüşü yurt genelinde hâkim. Geçtiğimiz aylarda özellikle MHP içerisinde oluşan muhaliflerin kazan kaldırmasıyla, partiye zor günler yaşatanlar, şimdilerde sessiz ve sakinler. Bu yolla kurulan duygusal ilişkilerin müspet ve menfi sonuçlarını değerlendiren çoğu muhalif kişilerin Devlet Bahçeli’ye karşı güttükleri sinir ve nefretler de tükenmiş vaziyette. Karar aşamasında olan kararsızların parti içerisinde oluşan bu başkaldırışın anlamsız olduğunu Acabalarla” fikri çelişkilerde olan vatandaşlarımızın nihai kararları da son aşamaya göre olumlu çizgilerde belirlenmeye başladı.

Özellikle MHP  ile  özel ilişkiler içerisinde olan ”ülkücü” topluluklar hızla bir birleriyle kenetlenmeye başladı. Partiyi karıştırarak, yılların köklü geleneğine sahip partinin ani atraksiyonlarla yön değiştirmesini bekleyenlerin iştahları kursaklarında kaldı. Vatan’ın zor günlerinde vatanı yalnız bırakmayan MHP, bu alışkanlığı için kimseden övgü ve muhteşemlik beklemeden görevini tam manasıyla yapmıştır. Onlar ne olursa olsun vatanı için gözünü kırpmadan ölmeye şartlanmış insanlar topluluğudur. Küslük asla bu partide olmaz. Dava mevzu bahis olduğunda akan sular durur.

Geçtiğimiz yıl, MHP’nin Diyarbakır miting öncesinde, çeşitli dalgalanmalar yaratan bozucu kitleler, miting sonrası başlarını utançlarından sessizce öne eğdiler. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Diyarbakır’da, barış dolu sözlerini o kadar derin ve anlaşılır şekilde söyledi ki, miting akışını ilgi ile izleyen vatandaşlar, Genel Başkan Bahçeli ile ummadıkları bir sahneyi yaşadılar. Esasında içinde bulunduğumuz şu günlerin buraya kadar nasıl geleceğinin mesajlarıydı o konuşması…

Önemli tehlike olarak görülen MHP’nin parçalanması uğrunda dış mihraklar yoğun bir çabaya giriştiler. MHP içinde hiç görmeye ve duymaya alışmadığımız sözlerle parti içten içe çökertilmeye çalışıldı. Partinin en güvenilir kişileri dahi ‘Devlet Bahçeli bir an önce gitsin de ne olursa olsun’ hesabındaydı. Aslında 15 Temmuz MHP için de bir dönüm noktası oldu. Ak ve kara ortaya çıktı. Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır mitinginden sonra başlatılan harekâtın da sonu gelmiş oldu.

gün ışığı11

Diyarbakır Mitingi esnasında Devlet Bahçeli’nin dikkat çeken sözlerinden bazı alıntıları yazmadan geçemeyeceğim;

“…Geçmişte vatan topraklarımıza göz dikenlere karşı yurt genelinde topyekûn ayaklandık ve özgürlüğümüze el uzatanlara karşı kurtuluşumuzun destanını hep birlikte yazdık. Milliyetçi hareketin mesajını, çağrısını sizlere getirdim. Aramıza inşa etmeye çalıştıkları bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdik. Ekmeğimizi suyumuzu özlemlerimizi mahallelerimizi paylaştık. Balkanlarda birlikteydik. Yemen’de yan yanaydık. Çanakkale’de şahadet şerbetinden birlikte içtik. Hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalistlere karşı direndik.

Birlikte güldük, birlikte ağladık. Sevgimizi bölüştük ama insanımızı bölmedik. Kız aldık kız verdik. Sıla özlemini hep beraber duyduk. Alın terlerimizi şehit kanlarıyla kazandığımız vatan topraklarına düşürdük. Deliloy’la, Esmerle-Çaçanla, tek ayakla, çift ayakla birlikte oynadık, birlikte güldük. Asırlarca el birlik güç birliği yaptık. Aynı güneşle ısındık. Benzer düşleri kurduk. Yunus’tan Mevlana’dan aynı hissiyatı aldık. Aynı gülün yaprakları gibi açtık. Duamız bir, yakarışımız bir, safımız bir oldu. Adımız bir, acımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük, Türk milleti olduk. Şu an vatanımızı bölmek isteyenlerin topyekun karşısındayız. Partimiz olarak bizi içten bölenlere karşı seferberlik halindeyiz…”

Bahçeli bunları dedi ve daha sonraki günlerde MHP tam manasıyla karıştırıldı. Allah’tan Devlet Bahçeli hem parti içindeki muhaliflere, ayrıca da dıştan destekli muhaliflere karşı kesin tavrını ortaya koydu. Tek başına kellesi istendi, o savaştı kellesini vermedi ve verdiği bu anlamlı mücadeleden de muzaffer çıktı.

‘Türkiye modern bir ülke haline geliyor. İl ve ilçelerimiz hızla modern yapılara kavuşuyor’ dense de terör ve bizi içten yok etmeye kalkışan FETO örgütü yüzünden vatandaşlar ne denli korku içerisinde olduklarını, 15 Temmuz günü derin şekilde anladı. Bela bir yerden değil değişik kollardan üzerimize geldi.

Büyük kentlerimizde vatandaşların araçları yakılıyor. İzinsiz gösterilerle karışıklık çıkartıyorlardı. Her şeyin farkında olan Devlet Bahçeli’nin sözleri bundan bir kaç ay evveline kadar kulak arkası ediliyordu. Tek çare ‘Devlet Bahçeli MHP çatısından kopsun da ne olursa olsun’ diyenler, şimdi şapkanızı öne çıkartın ve düşünün. Devlet Bahçeli hakkında ne denli yanlış düşündüğünüzün farkına varın. Bu vatan hepimizin! Elimizin tırnağında çıkan bir yaranın, tüm vücudumuzu etkisi altına alacağını bildiğimiz halde; parmak mı kesilmeli yara mı tedavi edilmeli. Benden bu kadar! Kim aksini söylüyorsa hala onun bu vatan için çarpan kalbinin ritminin bozulduğunu anlarım.

Şu ana kadar millet ayakta idi. Hangi parti olursa olsun Türk bayrağını kapan gönül insanları meydanlardaydı. Allah kendi öz benliğimizi şu günler gibi devamını sağlasın. Şunu sakın unutmayalım: Bizim bizden başka dostumuz yok! Bu dostluğumuzu bozmadan bu son vatanımıza sahip çıkma büyüklüğünde olalım.

MHP bu ülkenin şah damarıdır. O damara sakın ha sakın dokunmayın! Dokunduğunuz an eyvah dersiniz ama iş işten geçmiş olur. Siyaset ayrı, MHP ayrı!

NOT: Geçenlerde yayınlanan bir nüshamızda ‘İskenderun yaşanmaz halde’ şeklinde makalem yayınlanmıştı. Makalemin içinde de değindiğim ‘Trafik Sorununun’ o kadar içindeyiz ki İskenderun Gazetemizin Sahibi Rızkullah Terbiyeli, bu trafik canavarından son anda kurtulmuştu… Kaburga çatlağı tedavisi nedeniyle bir süre Hastanede de yatan Sayın Terbiyeli’ye ‘Geçmiş olsun’ dileklerimi sunuyorum.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here