Dersimiz Demokrasi!

0
319

Sevgili arkadaşım Can. “Bakmak ve Görmek” başlıklı mektubuma yanıt olarak gönderdiğin gülen yüz imajlı “teneffüs hakkımız” itirazlı hak arayışımızı tekrarlayan kısa mesajını okudum. Hak arayışımızla ilgili yeni bir öyküyü de bu mektupta yazmak istiyorum.

Eylül ayında Orhun sınıf başkanı seçilmiş, Tuna, “Yeni seçim 4.sınıfta mı olacak?” diye sormuş, T.Uçmaz, “Ben daha hiç aday bile olamadım” demiş, birçok arkadaşım da; “Bize başkanlık sırası galiba hiç gelmeyecek” şeklinde sitem etmişti. Öğretmenimiz de, “Her ay seçimi yenileriz” diye söz vermiş ve sırasıyla T.Şirin, Derin, Deniz sınıf başkanı olmuştu.

Geçen hafta öğretmenimiz; “Deniz’in başkanlığından memnun olduğunu” söyleyerek seçimi ertelemek istedi. Biz de “seçim, seçim” sloganıyla tempo tutarak hak arayışını başlattık. Öğretmen, “Deniz’in kurallara uymayan bir tutumu mu var?” diye sordu. Sude; “Sizin var, çünkü siz her ay seçim olacak diye söz vermiştiniz” dedi. Dilara; “Deniz’in başkanlığından siz memnun olabilirsiniz fakat bunu sınıfa da sormalısınız” dedi. Orkan; “Sormak, seçimi yenilemek demektir” dedi.

Dersimiz, Oyun ve fiziksel etkinliklerdi. Bahçeye çıkmayı beklerken, öğretmenimiz, “seçim var” dedi. Dilara; “Oyun hakkımız engellenemez” diye itiraz etti. Öğretmen, “Seçim veya oyun. Tercih sizin” dedi. Tüm sınıf “oyun, oyun” diye bağırdı. Öğretmen, “Oyun varsa seçim yok” dedi. Sınıf, “seçim, seçim” diye tempo tuttu. Elif; “Zorla tercih yaptırıyorsunuz” dedi. Derin; “Oyun saatimizde neden seçimi seçmek zorunda kalıyoruz?” diye sordu. Beril: “Serbest etkinlikler dersinde serbestçe seçim yapabiliriz” dedi. Öğretmen, “Dersimiz Demokrasi” dedi ve Deniz, Rüya, Asel ve Efe’nin adını adaylar olarak tahtaya yazdı.

Göktürk; “Adayları neden siz seçiyorsunuz?” diye sordu. Beril; “Demokrasi sizin seçtiğiniz adaylara oy vermek mi?” diye sordu. Enes; “Başka kişiye oy vermek istiyorsak ne yapacağız?” diye sordu. T.Uçmaz; “Ben kimsenin adını yazmayacağım” dedi. Çınar; “Sınıfta herkesin seçme ve seçilme hakkı var” dedi. Sınıf, “Aday olmak hakkımız” sloganıyla tempoya başlayınca, öğretmen, “tamam, aday olmak isteyenler ayağa kalksın” dedi. Tüm sınıf ayağa kalktı. Öğretmenimiz, “Oturun, tartışalım” dedi. Ada, Türkan, Kâtibe, Tuna; “Kurallara uyan aday olsun.” Efe; “Kurallara herkes uymalı.” Arda; “Kurallar herkese eşit uygulanmalı.” Toprak, Yunus, Mehmet; “Başkan bazılarını kayırıyor.” Ege; “Sanki kurallara yalnız ben uymuyormuşum gibi her teneffüste adımı tahtaya yazıyor.” Çınar; “En çok gürültü de zaten başkan haksızlık yaptığında çıkıyor.” Orkan; “Başkanın susun diye bağırmasını bile duyamıyoruz.” Dilara; “Biz, birisi bize bağırsın, bizi sustursun diye başkan seçmiyoruz.”

T.Uçmaz; “Ben Deniz’in adaylığını kabul etmiyorum” diye itirazını açıkça söyleyince Deniz; “Adaylıktan çekiliyorum” dedi. Çınar; “Başkanlık koltuğu boş kaldı” dedi ve tartışmanın yönü değişti. Göktürk; “Başkanın koltuğu değil sandalyesi olur.” Efe; “Koltukta yayılarak, sandalyede dik oturulur.” Dilara; “Yani sandalyede ciddi oturulur.” Elif, Emre, Orhun; “Dik oturmak, sorumlu olmak demektir.” Derin; “Dik oturmayan düşer.” T.Şirin; “Biz zaten sınıfta sandalye gibi sıralarda oturuyoruz.” Rüya, Ezel, T.Bedir, Meltem, Ayşe; “Sırada oturmaktan rahatsız değiliz.” Asel; “Sıra değil sırada oturanlar rahatsız ediyor.” Melis, Yusuf; “Aslında oturmayanlar rahatsız ediyor.” Ege; “Rahatsız olan ayağa kalkar.” Sude; “Senin oturduğunu zaten hiç görmedik.” Zeliş: “Sıradan rahatsızım, fakat ne oturabiliyorum ne ayağa kalkabiliyorum.” Damla; “Zeliş haklı, boyumuza göre sıra istiyoruz.” Uzun boylu arkadaşlar “sıra, sıra” şeklinde tempoya başlayınca Beril, “Başkanlık sandalyesine herkesin aday olduğu bir sınıfta, bu gürültüyle sıra sorunumuzun çözümü için sıramızın gelmesini daha çok bekleriz!” dedi. Fakat bu sözleri gürültüden kimse anlamadı. Doğu; “Sessiz olun” diye bağırdı. Arel; “Demokrasi sessiz olmaz” dedi. Dilara; “Sesli demokrasi gürültü yapmak değildir” dedi. Öğretmenimiz; “Aday sorunu çözülmedi. Ben mi seçeyim?” diye sordu. Arda; “Seçilecekleri seçmek de bizim hakkımız olmalı” dedi. Beril; “Herkes seçilmek istiyor, kim seçecek?” Emre; “Herkesin adını kâğıda yazıp kurayla beş kişi seçelim, beş adayla seçim yapalım.” Emre’nin önerdiği gibi seçimi yaptık. Elif başkan, Efe de yardımcı seçildi.

Enver; “Keşke oyunu seçip Beden Eğitimi yapsaydık” dedi. Öğretmenimiz, “Keşke kelimesini sözlüklerden çıkartın demiştim” hatırlatmasını yaptı ve tahtaya, “Hayat, aslında tercihlerimizin / seçtiklerimizin veya seçmediklerimizin toplamıdır!” diye yazdı.

Sevgili Can. Mektubumu burada bitiriyor, keşke kelimesini kullanmayacağın bir hayat dileğimle oyun bakışlı bahçeli gözlerinden öpüyorum.

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here