Demirtaş; “Mutsuz Bir Ailede Mutlu Çocuk Yetişmez”

0
461

Evimiz İskenderun Süpürge ve Ayna Kültür ve Sanat Derneklerinin Çarşamba Sohbetleri’nde konuşmacı konuk emekli öğretmen, eğitimci Celal Demirtaş oldu. Çocuk büyütmede anne baba sorumluluğu üzerine değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, mutsuz bir aile ve toplumda mutlu çocuk yetiştirilebilmesinin imkansız olduğunu savundu.

İnsanoğlunun en büyük isteğinin çocuk sahibi olmak olduğunu kaydeden Demirtaş; “Soyumuzu sürdürme arzumuz ciddi bir şekilde var. Bebek doğuyor, ilk ağlamasından çok mutlu oluyoruz. Öyle ya da böyle çocuklarımız büyüyor. Dünyanın her yerinde tüm insanlar çocuklarının geleceği için kaygı duyuyor, zengini de yoksulu da… Gayet insanı bir tespit. Din, dil, ırk, mezhep ayrımı gözetmeksiniz herkesin kaygısı var.

Çocuk büyüyor, okula başlıyor. Onunla birlikte biz öğrenmeye başlıyoruz. Okulda öğrendiklerinin fazlasını öğretme gayreti içinde oluyoruz. 6,5 yaşlarına geldiğinde dikleşmeler başlıyor, hayır diyor. Kendini ifade etmeye başlıyor. Garipsiyoruz ve suçlu arıyoruz. Dedesi şımartıyor, o yapıyor, bu yapıyor. Daha ileriki yaşlarda arkadaşları suçlanıyor, ayartıyor arkadaşı deniyor. Çocuklar aslında birbirini buluyor. Kişiliğine uymayan birini insanlar kolay kolay kabul etmez mümkün değil. Ben sizi kolay kandıramam, yoldan çıkaramam, tamamen kişiliğe bağlı.

Sonra sınavlar başlıyor. Bir yıl boyunca aynı testleri çözüyor, aynı konuları tartışıyor. Fen liseleri, seçkin Anadolu liseleri toplamda alacağı öğrenci sayısı en fazla 50 bin. Aynı yaş grubundan sınava giren öğrenci sayısı ise 1,5 milyon… ‘Kızım ne istersen onu ol, sen bizim için önemlisin, canın sağolsun, kendini strese sokma yavrum’ diyoruz, ‘Allah bana, senin beyaz önlük giydiğini görmeden ölmeyi nasip etmesin’ de diyoruz. Yine baskı devam ediyor… Biz yapıyoruz.

Beynimiz belli mesleklere, belli puana, belli yarışmalara göre çalışıyor. Oldu oldu, olmadı auttasınız. Burada bizim arınmamız lazım. Öğretmenlerin bir düşünce sistemi olarak arınması lazım. Ve doğru hedefi belirlemesi lazım. Türkiye’de 1 milyon civarında insan üniversitede okurken tekrar sınava giriyor. Bazıları idare ediyor, bazıları geri dönüyor, bazıları orada hayatın içine akıp gidiyor, bazıları sağdan soldan yanan ışıklara yönelip gidiyorlar. Sonuçta kayıplar devam ediyor. Bu çocukları nasıl bir kalıba sokacağız, torna mı? Yanlış yetişen çocuğumuzu eritip yeniden şekillendirme şansımız da yok. Hurdaya dayalı üretimi olmayan bir sektördür eğitim sektörü” şeklinde konuştu.

Mutsuz bir ailede, mutsuz bir toplumda mutlu çocuk yetişmeyeceğini de savunan Demirtaş; “Mutluluk toplumda olur. Toplumu mutlu olmayan bir ülkede çocuk niye mutlu olsun, nasıl mutlu olsun, böyle bir dünya yok. Mutlu olmayan bir ailede mutlu çocuk yetiştirmeyi beklemek ne kadar doğru? Aile mutlu değil ki… Mutluluk oyunu oynamayla da mutlu çocuk olmaz. Okullar mutluluk kokuyor mu? Hangi okula girdiğiniz zaman cıvıl cıvıl yüzünüz gülümsedi, benim gülümsemiyor. Yeni yeni açılan anaokulları görüyorum sosyal medyada, gidip izlemek lazım. Güzel şeyler dönüyor Türkiye’de, örnek özel. Anaokulu o da 20-30 kişi.

Mutlu bir okul yok, mutlu bir toplum yok, mutlu bir aile yok ama mutlu bir çocuk istiyoruz bu fabrikadan. İmkansız” diye konuştu.

Emekli Öğretmen Celal Demirtaş, kendi hayatından ve bazı eğitimcilerin hayatından kesitler sunarak örneklemelerle konuştuklarını süsledi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here