Çocuklarla Ödevi Tartışmak!

4
318

Öğretmen, “ödev-görev” sözcüklerini yazmak için tahtaya yönelmişti ki Yusuf Emre; “Öğretmenim n’olur çok ödev vermeyin” dedi, “Cumartesi, Pazar adı üzerinde tatil günü zaten. Çocukluğumuzu yaşamaya da biraz zamanımız kalsın!”

Öğretmen, “Çocuklar biliyorsunuz ki ödev” diye söze başlarken Derin hemen atıldı. “Evet, biliyoruz, artık ezberledik! Ödev bugün neler yaptık, günün tekrarı ve yarın neler yapacağız, derslere hazırlık demek!” Elif; “Ödev, okul dışı zamanda kitap, defter, kalemle arkadaşlığımızın devamı demek!” Arel; “Ayrıca inceleme, araştırma, bilgi kaynaklarına ulaşma demek.” Efe; “Fakat öğretmenler ders dışında hiçbir şeyle uğraşmayın dercesine ödeve boğuyor bizi.” Ş.Tuana; “Ailemizle vakit geçirecek zaman kalmıyor!” Beril; “Katılıyorum, fakat sanki anne babalarımız farklı mı? Onlar da bizi sürekli ödev yaparken görmek istemiyorlar mı?”

Öğretmen, “Peki ne yapalım, ödev vermeyelim mi?” diye sordu. Elif; “Verin fakat beceri geliştirecek, yetenek kazandıracak türden olsun, bizi bıktıracak kadar yazma, okuma, işlem yapma türünden olmasın” dedi. Tuna; “Baskı oluşturmasın.” Arda; “Eğlenceli olsun.” Deniz; “Ödevler, yaşımız ve yaşantımıza göre olsun.”

Öğretmen, “Bu konuyu daha önce de tartışmıştık hatırlarsanız” derken, Orkan; “Evet öğretmenim, hatırlıyoruz” dedi ve devam etti: “Ödev; çocuklara ders olsun veya dert olsun diye verilmez!” Ezel; “Ödev; çocuklara boş zaman kalmasın diye de verilmez!” A.Sude; “Çocuklar güya ders çalışıyormuş gibi görünsünler diye de verilmez!” Tuna, “Ceza olsun diye de verilmez.” Katibe; “Düzenli çalışma alışkanlığı kazanılsın diye verilir!” Yunus; “Sorumluluk duyalım diye verilir!” Toprak; “Ödev, çocuklar neler yapıyor, neler öğreniyor anne babalar takip etsin, ilgilensin diye verilir!” Deniz; “Ödevi öğretmenimiz veya anne babamız görsün diye yapmıyoruz ki zaten” dedi ve ekledi: “Kendimizi geliştirmek, bilgilerimizi pekiştirmek, derslere hazırlıklı gelmek için yapıyoruz.”

Yusuf Emre, “Arkadaşlar,” diyerek sınıfa seslendi; “Biz çocuklar olarak hepimizin sorunu aynı. Öğretmenlerimize veya anne babalarımıza göre bizim oyun oynamaya hakkımız yok!” Derin; “Yalnız oyun oynama değil ki, örneğin sinemaya gitmeye de hakkımız yok!” Emir; “Ne sineması, televizyon izlemeye bile hakkımız yok!” Arda; “O kadar da değil yani fakat ödevler dışında kendimize ayıracağımız zamanımız da kalmalı!” U.Tuana; “Her öğrencinin ilgi duyduğu dersler farklı. Mesela ben tiyatro etkinlikli ödevleri severek yaparım!” Elif; “Ben de yazılı anlatımla ilgili.. Çünkü şiirlerde duygularımı, paragraf ve metinlerde düşüncelerimi açıkça ifade ettiğimi düşünüyorum.” Ezel, Melis, Beril, Tuna; “Bizler de” diye katıldılar. Derin, Deniz, Orkan, T.Sude; “Problem çözmek, işlem yapmak, şekil çizmek, grafik yorumlamak” dediler.. Efe, Arel, Tuna; “Fen, araştırma, inceleme, deney hazırlamak, sunum yapmak” diye eklediler. Melis; “Kendimi renklerle, çizgilerle daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum” dedi.. Ayşenur; “Ben resim yaparken sanki içindeymişim gibi hoşuma gidiyor” dedi. Asel, Ada; “Bence her ödev resimli olmalı.” Damlasu, Rüya; “Her gün resim ödevi olmalı!”, Efe; “Bence ödev hayali de olsa bizi değişik yerlere götürmeli.” Arel; “Hayali de olabilir fakat gerçekte de götürmeli. Mesela, geçen hafta sonu, kayaçları doğadan incelediğimiz, fosil aradığımız gibi.”

Enver; “Öğretmenim, ödeve bir kez de oyun oynayın diye yazsanız” dedi ve başka bir tartışmaya yol açtı. M.Melis, Meltem, Asya, Doğu; “Okula başlamadan önce ne güzel oyunlar oynuyorduk.” Efe; “Çevreyi, doğayı tanıyorduk.” Arel; “Öğrenme merak, heves, heyecanımız vardı, bu ne, şu nasıl çalışıyor, o neden yapılmış diye sorular soruyorduk.” Ali, Çınar, Ege; “Okula başladık, oyun yasaklandı!” Beril; “Soru sormamız da yasaklandı.” Yunus, Doğu, Emir; “Tv’de yasaklandı!” Emre; “Şimdi bize oynamayın, izlemeyin, sormayın, konuşmayın, susun deniyor!” Deniz, tartışmayı noktaladı: “Sormak yasak, oynamak yasak, bilgisayar yasak, resim yasak, müzik yasak! Öykü yazmak, şiir yazmak, masal yazmak yasak! Hayal kurmak bile yasak! Fakat bizleri yeteneksiz diye suçlamak serbest!”

Öğretmen, “Şimdi de ödevimizi yazalım. Çevrenizde karşılaştığınız sorunları çözmek için bir kulüpte görev almak istiyorsunuz. Hangi sorunu çözmek için hangi kulübü seçerdiniz? Ne gibi etkinlikler yapardınız? Dosya halinde sınıfta sunulacak. Dosyada sorun ile ilgili haberler, resimler, afişler” derken zil çaldı. Çocuklar: “Yaşasın iki gün tatil!” diye sevinçle çantalarını toplarken öğretmen ekledi: “Ayrıca bir belgesel izlenecek ve sınıfta anlatılacak!”

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

4 YORUMLAR

  1. Kısıtlanan haklarımızı bir kez daha hatırlayarak başkalarına da hatırlatıyoruz!Ve haklarımızı sonuna kadar savunuyoruz…!!!

SUDE ANTAKYALIOĞLU için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here