“Cezaevlerindeki Sıkıntıların Giderilmesi İçin İnsancıl Hukuk Anlayışı Hayata Geçirilmeli”

0
148

İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk; “Cezaevlerindeki Sıkıntıların Giderilmesi İçin İnsancıl Hukuk Anlayışı Hayata Geçirilmeli”

İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, dernek binasında, üyelerin katılımıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında, ülkemizde cezaevlerinin durumu hakkında açıklamalarda bulundu.

Türkiye cezaevlerinin, hak ihlallerinin en çok yaşandığı birincil alanlar olduğunu savunan Selçuk; “Bunun sebebi sadece yasalar değil, vicdani olmayan Adalet, İnsancıl olmayan hukuk pratiği ve anlayışıdır. Sorunun temel çözüm yolu; evrensel hukukun kabul ettiği “insan onuruna yakışır” bir anlayışın cezaevlerinde yaşamsallaştırılmasıdır. Bugün, Türkiye Cezaevlerinde Adalet bakanlığı verilerine göre; 24.10.2017 itibariyle 229 bin 790 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Toplam sayısı 384 olan cezaevlerinin kapasitesi 207 bin 339 dur. Yine Adalet Bakanlığının Haziran 2017 verilerine göre; 2 bin 800 çocuk, 9 bin 708 kadın hükümlü ve tutuklu cezaevlerinde bulunmaktadır. İHD hapishaneler komisyonunun hazırladığı 22 Haziran 2017 tarihli hasta mahpuslar raporuna göre 357 si ağır toplam 1025 hasta mahpus bulunmaktadır. Belirtilen bu veriler gün geçtikçe artmaktadır. Bu verilerin nedeni Türkiye’nin; sosyo-ekonomik yaşamın her alanında olduğu gibi, cezaevlerinde de uygulanan Devletin güvenlikçi politikalarıdır. 20 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren OHAL yasakları ile tüm baskı ve kabul edilemez hukuk dışılıklar, anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı KHK’ler ile uygulamalara yasallık ve meşruluk kazandırılmaya çalışılmıştır” dedi.

İskenderun T Tipi ve M Tipi cezaevlerinde hak ihlallerinin son dönemde arttığını öne süren Selçuk, derneklerine yapılan başvurularda ciddi hak ihlallerinin yaşandığı iddiaları üzerine, dernek üyesi avukatlar tarafından cezaevlerinde bulunan mahpuslarla yüz yüze görüşmeler yapıldığını söyledi.

Yapılan görüşmeler sonrası tespit edilen hak ihlallerini de sıralayan Selçuk; “Cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz kalmaları, itiraz halinde darp ve işkenceye maruz kalınması, darp raporunun çok geç alınması. Hasta mahpusların tedavilerinin yapılmaması yahut geç yapılması. Hasta mahpusların muayenelerinin kelepçeli yapılması. İçme suyunun sağlıklı, hijyenik ve içilebilir olmaması. Çoğunlukla hukuka uygun gerekçeler olmadan disiplin cezaları verilmesi, disiplin cezalarına karşı yapılan itirazlara savunma hakkı ihlal edilerek infaz hakimince red kararları verilmesi. İnfaz yasası ve yönetmeliği uyarınca mahpuslara tanınan haftalık sosyal ve kültürel faaliyet sürelerine uygun davranılmayarak kısıtlamalara gidilmesi veya hiç faydalandırılmamaları. Yasaklanmamış kitap ve dergilerin verilmemesi. İnfaz koruma memurlarının mahpuslara karşı provoke ve tahrik edici söylem ve davranışları, mahpuslar arasında ayrımcılık yaparak ideolojik yaklaşımlarda bulunmaları. Dilekçelere cevap verilmemesi.

Yapılan görüşmelerde tespitlerimiz ile yaşanan hak ihlallerinin ciddi boyutlara vardığı tartışmasızdır. Sorunun çözümü öncelikle insancıl hukuk anlayışı ve pratiğinin hayata geçirilmesidir. Türkiye’nin tarafı olduğu Uluslararası Sözleşmeler ve ulusal mevzuatta tanınan temel hakların uygulanması için Adalet Bakanlığı, TBMM Cezaevi ve İnsan hakları komisyonunu, Siyasi partiler, ulusal ve uluslararası hak temelli çalışan İnsan Hakları Örgütlerini duyarlı olmaya ve sorunların çözümü için yetkili kurumları göreve çağırıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here