Bugün Aşure Günü

0
113

Günaydın sevgili okuyucularım. Nasılsınız bu sabah? Bugün Aşure Günü… Belki birçoğunuz aşure gününün ne anlama geldiğini biliyordur. Bilenlerin bilgilerini tazelemeleri ve bilmeyenlerin de bilgi sahibi olabilmeleri için netten bir derleme yaptım. Umarım beğenirsiniz. Sevgi ve sağlıkla kalın… Yase

Aşure, (Aşura) Arapça’da 10 manasına gelen “aşara” kelimesinden türemiştir. Kelimenin Sâmî diller arasında ortak bir kelime olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, sözcük (ve gün) Musevilik inancında Büyük Kefaret Günü için kullanılmıştır. Hüseyin bin Ali ve beraberindeki 72 kişi hicri 61’de Muharrem’in onuncu gününde (10 Ekim 680) Kerbelâ’da Yezid’in Ordusu tarafından katledilmiştir. Bunun dışında Aşure Günü’nde gerçekleştiğine inanılan dini açıdan önemli bazı rivayetler bulunmaktadır.

Bunlar; Âdem’in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi, İdris’in diri olarak göğe yükseltilmesi, Nuh’un gemisinin tufandan kurtulması, İbrahim’in ateşte yanmaması, Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması, Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi, Musa’nın Kızıldeniz’den geçip İsrailoğulları’nı firavun’dan kurtarması, Yunus’un balığın karnından çıkması, İsa’nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesidir. Bu olaylar saygın hadis kitaplarının hemen hepsinde geçmektedir. Musevilerin de bu günü oruçla geçirdikleri, İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah’ın bu günde oruç tutmayı tavsiye ettiği, Yahudilere benzememek açısından orucun Aşure günü ile bir gün öncesi veya bir gün sonrası ilâve edilerek tutulması gerektiğine inanılır.

Şiîlik İnancında Aşûre Günü

Şiî inancında Aşûre Günü’ne, diğer İslam mezheplerinin atfettiği önemin dışında bir önem verilir. İnanca göre Şiîlik’te önemli bir figür olan İslam peygamberi Muhammed’in torunu İmam Hüseyin Kerbelâ’da muharrem ayının onuncu gününde şehit edilmiştir. Muharrem ve Safer aylarını matem ayları olarak kabul ederler. İki ay boyunca düğün ve benzeri eğlenceler yapılmaz, mâtem günlerinde taziye meclisleri düzenlenerek mersiyeler okunur, ihsan yemekleri verilir. Bazıları için her ayın onuncu günü Aşuradır; kelime Muharrem ayında işlenen Hüseyin cinayetinden sonra tutulan geleneksel yasın diğer adı olarak yerleşmiştir. Türkiye’deki en büyük anma merasimi İstanbul Halkalı’daki Aşura Matem Merasimi’nde yapılır. Bu tören Aşura gününü en iyi şekilde anlatması yönünden UNESCO tarafından en iyi Aşura Merasimi seçilmiştir; ayrıca törende yapılan Aşura tiyatrosunun ve izleyicinin sayısı bakımından da Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olmuştur. Anadolu’da çeşitli hububatlardan pişirilen, Aşure Nuh tufanı ile ilgili bir rivayet dolayısıyla yapılır. Rivayete göre gemidekilerin yiyecekleri tufan boyunca bitmiş, erzak çuvallarının dibinde kalan az miktardaki yiyecekler tek bir kazan içerisinde birleştirilerek yemek yapılıp yenmiştir.

Alevî İnancında Aşûre Günü Ve Muharrem Mâtemi

Muharrem Mâtemi: Şiîler, Muhammed Mustafa’nın torunu Hüseyin Seyyîd’ûs-Şuhedâ’nın Yezîd bin Muâviye’nin Ordusu tarafından şehid edilmesinin anısına, kendilerini zincirlerle döverken. (Malir, Karaçi, Sind Eyaleti, Pakistan)

Alevîlerde, Hüseyin’in Kerbelâ’daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar’ın acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Mâtemi tutulur. Muharrem Matemi’nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemektir. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak Mâtem Orucu’nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, kötülük ve katliamların bir daha olmaması adına anmak ve unutmamaktır. Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin’in kurtulması ve Ali’nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah’a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter. 12 gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.

yase-asure1

Âşûrâ denildiğinde akla gelen ilk husus orucudur hiç şüphesiz. Âşûrâ orucu, herhangi bir mânisi bulunmayanların (bugünlerde oruç tutmak suretiyle) ihyâ etme konusunda hassas davranmaları gereken, Ramazân-ı Şerif’in farz orucundan sonra, fazileti sabit en önemli ibadetlerden biridir.

Âşûrâ Orucu Tutacakların Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Âşûrâ günü, ta‘zîm hususunda, Ümmet-i Muhammedden önce gelmiş ve geçmiş olan Nebîler ve ümmetleri indinde de makbul bir gün idi. Bu kapsamda, âşûrâ gününde oruç tutmanın, geçmiş şeriatler için de va‘z edilmiş, ortak bir hüküm olduğu ortaya çıkmaktadır. Tevârüs etmiş olduğumuz en kıymetli hazinelerimiz olan ilmî eserlerimizde; âşûrâ orucunun, Ramazân-ı Şerîf’in orucundan evvel Mü’minler için de farz kılındığına dair kaviller olduğu, Ramazân-ı Şerîf orucunun farziyetinden sonra bu orucun artık müstehâb hükmüyle tutulmaya devam edildiği, bu orucu Yahudiler tutmakta olduğundan, onlara benzememek endişesiyle, bir gün öncesi ya da bir gün sonrasıyla birlikte tutulmasının Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından tavsiye edildiği kaydedilmiştir.

Yine kaynaklarımızda geçen istihbâba (müstehablık) dair nakillerde, Muharrem ayında üç gün oruç tutmanın fazîletine dair yaklaşım, âşûrâ orucuyla ilgili hükümlerle birlikte değerlendirilmekte ve Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinin oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmektedir. Bu tatbikatla; hem âşûrâ orucu, Efendimizin tavsiyesine uygun bir şekilde tutulmuş olunacak, hem de Muharrem ayında peş peşe üç gün oruç tutmanın beraberinde getirdiği fazîlet, elde edilmiş olacaktır.

Günün Şiiri

Sevda Yaratan

Bu şehrin adları durmadan değiştirilen,

sokaklarında dolaşırken,

eski bir şarkıyı çağrıştırır bazen

aklına takılır olmadık adlar.

Örneğin, Konstantin Nikoleyeviç Batyuşkov

Puşkin’in bir çağdaşı –

hani şu ölen Tasso’ya ağıtlar yazan –

evet, senin Tasso’na,

Kutsal Kudüs’ü özgürlüğe kavuşturan.

Bu yaştan sonra, sınırsız bir çağrışımlar

zinciridir hayat;

başka kokular, başka görüntülerle

saldırır üstüne tekleyen belleğinle

ve birden başka adlarla uyanırsın

bir dağ yamacında daldığın düşten.

Bir İsveç filminde miydi / o küçük madenci çocuğu

Auguste Renoir’ın adını hecelemeye çalışan?

Her şey ne kadar kül rengi ve dağınık

gökle denizin maviliği ötesinde.

Bir kadın “Gecenin matemi”ni söylüyor öğle üzeri

ve herkesten bir şeyler kalan bu sokaklarda

kırılan camdan kalplerin parçalarını toplarken

belalısı gizlice zehirliyor içindeki aylak köpeği.

Ve uzakta, düşlediğim Girit’te, belki de,

denize eğilen çamları yıkıyor yıldızlar.

Sonunda sana sığınıyorum, ey şiir,

rüzgârları, fırtınaları yararlı kılan.

Yaşarken, güzel adlar koydum çocuklarıma:

Nigâr, Leylâ, Alişan.

Cevat ÇAPAN

Günün Fıkrası

Kırkayak ve Karınca

Günün birinde karıncalar ile kırkayaklar maç yapacakmış ve sonunda maç günü gelmiş. Karıncalar sahaya çıkmışlar. Beklemişler, beklemişler bir türlü kırkayaklar sahaya çıkmamış. Sonunda ilk yarı bitmiş. İkinci yarıda kırkayaklar sahaya çıkmış. Karıncalar sormuş:  “Neden bu kadar geciktiniz?”

Kırkayaklar hemen cevap vermiş: “Kramponlarımızı giymek biraz vakit alıyor da.”

Günün Sözü

En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.

Arthur SCHOPENHAUER

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here