EMEP Gezi Parkı Eylemleri ve Yaşananlarla İle İlgili Değerlendirme Yaptı…
Emek ve Demokrasi Platformu, Boyacılar Parkında bir araya gelerek, tüm yurt genelinde yaşanan eylemlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
İstanbul Taksim meydanında gezi parkındaki ağaçların kesilmek istenmesiyle başlayan halk muhalefetinin on beş günü geçtiğini anımsatan Platform üyeleri adına konuyla ilgili açıklamayı İnsan Hakları Derneği Başkanı Sadullah Çağlar yaptı. Demokratik haklarını kullanan vatandaşlara karşı polisin uyguladığı şiddetin akıllara 12 Eylül darbesini getirdiğini ifade eden Çağlar; “Toplumsal demokratik direniş ortaya koyan kitleler yasal meşru haklarını ortaya koydukları için şiddetli polis baskısıyla karşılaştıkları masum halka biber gazı, tazyikli suyla göstericilere saldıran emniyet güçleri 12 Eylül darbesini aşan bir baskı sürecini başlatmışlardır. Barışçıl bir gösteriyle başlayan yığınların eylemi, katı bir şiddete dönüşmüştür. Taksim alanına şu anda bakıldığı zaman alan sanki savaş yıkıntısını andırmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde siyasal gösterilere bu kadar baskıcı yaklaşılmamıştır” dedi.
Başbakanın tüm halkın yöneticisi olduğunu kaydeden Çağlar; “Demokrasilerde başbakan bütün halkın yöneticisidir. Aslında halkın gezi parkının tasfiye edilmesine karşı siyasal olarak karşı çıkması sevindirici bir gelişmedir. 12 Eylül darbesinin amacı neydi? Halkların politikleşmesini engellemekti. Bütün baskılara karşı genç kuşakların siyasallaşması beklenilmeyen bir uyanıştır. Yani batıda yeni başlayan halk hareketinin kıvılcımlarıdır. Halkların hangi görüşten olursa olsun her yer Taksim her yer direniş çığlığı ülkeye çöken karanlığı aşacak bir aydınlanmanın habercisidir.
Halk yığınlarının insan haklarını hedefleyen sesini duymayan AKP yönetimi ve başbakan halkın haykırışını duymuyor. Günlerdir hiçbir şekilde bu insanların haklı istemleri yanıt bulmuyor. Ve şiddet ortamı devam etmektedir. Yine 12 Haziran Salı günü İstanbul Çağlayan adliyesinde Taksim’deki şiddete yönelik basın açıklaması yapmak isteyen avukatlar saldırılara uğramış yaka paça yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmışlardır. Darbe döneminde bile görülmeyen bu görüntü ülke genelinde endişe yaratmıştır. Yargı insanların yaşam teminatıdır. Eğer bir ülkede hukukun temsilcileri sokakta bir paçavra gibi yerlerde sürükleniyorsa o zaman yargı bağımsızlığından söz etmek inandırıcı olmamaktadır. Hukukçular zoraki şekilde baskı altına alınırken sayın adalet bakanı nerede? Ve bu görüntülere ne söylüyor? Ama biz Emek ve Demokrasi Güçleri olarak geleceğe umutla bakıyoruz” diye konuştu.
