Değerli okurlarım, futbolun birlik ve beraberliğimizi sağladığını ve aynı zamanda birlik ve beraberliğimizi bozduğunu arada bir söylüyorum bildiğiniz gibi. Futbolla, birlik ve beraberliğin sağlandığı ve de bozulduğu olacak şey değil diyenleriniz de olacaktır şüphesiz. Bunu açıklamaya çalışacağım.
Ancak, dünkü sayımızda teknik direktörlerin de bütün yetkileri uhdesinde topladığını, yardımcılarını kendisinin seçtiğini (uzatmaya da gerek yok) tekelci olmak isteyen biriyle mukayese etmek, örnek olarak belirlemek istatistik hatırlayacaksınız.
Öyle bile olsa, teknik direktörler rahat değildir, diken üzerindedirler. Her ne kadar mukaveleyle göreve başlamıştır da, mesele hiç de gözüktüğü gibi değildir. Başarılı iken yönetimin saygı duyduğu kişidir. Hele iki üç maçı yenik bitirsin bakın nerelere geliniyor. Öncelikle uyarılır ve hem de sert bir biçimde! Başarısızlık devam ettiğinde, yönetim teknik direktörü kovar hem de gözünün yaşına bakmadan!
Şimdi, ülke insanlarının istikbalinde söz sahibi olacak tekelciyi; Kimler uyaracak? Kimler kovacak? Kimsenin böyle bir lüksü yok, olacağını da sanmıyorum.
Bir baba, kendisine karşı çıkan oğluna gıyabında serzenişte bulunuyor. “-Ona söyleyin, ne istedi de vermedik…”
Efendim, birlik ve beraberliğimizi sağlamak da, uçuruma yollamak da yine kendi elimizde. Öyle günler yaşıyoruz ki, bunu kelimelerle anlatabilmek mümkün değil. Örneğin, milli takımımız ya da Avrupa kupalarında oynayan bir takımımız galip geldi. Bakınız galip geldi diyorum. Beraberlik, mağlubiyet söz konusu değil. Spor kanallarına bir göz atacak olursanız, herkes ahkâm kesiyor. Yeni yetmeler de orada söz sahibi oluyor. Kılık kıyafetinden söz etmiyorum, müsabakanın skorunu gündemde tutuyorlar.
Peki, sporseverlere neler söylemeye çalışıyorlar? Bu takımdan şu futbolcuyu alsalardı, Defansta şu futbolcu olsaydı, Forvet biraz agresif davransaydı ifadeleri kullanılıyor. Bu ifadeleri gözümüzün içine bakarak söyleyenler, boyacı küpüne batmış, çıkmış bir kız ve saç sakal birbirine karışmış ve göz estetiğimize zarar verecek boyutta kılıksız bir adam. Hepsi için söylemiyorum ama genel olarak görüntü aynen böyle. Hele bir de mağlubiyet olsa; Maazallah! Yarınki sayımızda da istismar edilen konulardan söz edeceğim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
