Bir Günah İşledik ki… (3)

0
34

Değerli okurlarım, Güney Anadolu’yu saymayacak olursak, ülkemizin üzeri beyaz çarşafla örtülü olur adeta. Kış sonunda da muhtemelen karlar eriyerek barajlarımızı doldurmuş olacak inşallah. Doğu Anadolu’yu anlatmaya gerek dahi duymuyorum. O bölgemiz yılın en az altı ayını beyaz hayaletle iç içe geçiriyor. Buranın insanları erkenden yatmaya çekildiğinden çocuk sayısı da bir hayli fazla maşallah…

Spor, doğu bölgemiz için lüks. Yılın yarısını kar altında geçiren yerlerde spordan söz edilebilir mi? Kayak sporu olsa bile, inanın tamamen göstermelik, o günahsız insanlarımız öyle idare ediyorlar.

Doğu’yu düşündüğümde hep içim sızlar. İstanbul bizim de, Doğu Anadolu bizim değil mi? Her dönemde üvey evlat muamelesi görmüştür o garip bölgemiz.

Buz pistinde spor yapılır mı? Yabancıların dans ettiği bizi aldatmasın. Fabrika yok, üretim nanay, eğitim hak getire… Sözü buraya getirmişken, yıllar önce yazdığım bir şiirden bir dörtlük sunmak istiyorum.

Her busesi güller gibi, bir günah işledik,

İstanbul bizim de, doğu bizim mi bilemedik,

Yazın sıcağında kömürün dumanına boğulduk,

Allah’ın bile affetmeyeceği, günahlarla yüzleştik…

Hani futbolun; rengi, şekli, dili ve dini yoktur ya. Günahlarda böyledir bir bakıma. Renk aranmaz, din iman sorulmaz. Allah indinde günah, günahtır. Öyle ümit ediyorum ki, necip Türk milleti de günahın nasıl bir şey olduğunu en kısa zamanda anlayıp, kendine çeki düzen verecektir.

Karla kaplı sahalarımızda gençlerimizi futbol oynamaya zorlamak günah değil de nedir? Son haftalardaki sakatlıkların büyük bölümü, yeşil zeminin beyazlaşmasından kaynaklanmaktadır. Bunun günahı kime aittir?

Futbolu tanımayanlar, doğal olarak onun nelere hitap ettiğini de bilemezler. Bu saatten sonra bilmeleri de mümkün değildir. Oysa futbol, aşkın ta kendisidir. Ondan vazgeçmek mümkün değildir. Siyasi görüşünü değiştirenleri çok gördüm ama renklerini değiştirenlere bugüne kadar hiç rastlamadım.

Futbol kirli değildir, böyle düşünenler yanılırlar. Futbol gerçekten bembeyazdır, O’nun rengini değiştirenler yine bizleriz, söz de sporseverler…

Dondurucu kış günlerinde her şeyi göze alarak ta İstanbul’a maç izlemeye giden gözü karalardan birisi de benim. İyi ki gitmişim, aksi halde Ordinaryüs’ü nerden tanıyıp da hakkında bir şeyler karalayacaktım. İyi ki gitmişim ki, Berlin Panter’ini, Taçsız Kralı dünya gözüyle gördüm.

Tribünün bir köşesinde köfte ekmek yiyerek, yensek de yenilsek de, onları zevkle izledim. Bizim kuşakta bile onları resen tanımayan çok fazla. Sizleri yarım asır gerilere götürebiliyorsam ve telefonda anlattıklarımın gerçek olup olmadığını soruyorsanız, tek nedeni riski göze alarak Dolmabahçe’ye maç izlemeye gitmiş olmamdır. Yarın yine devam edelim…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here