Bir Buket Tebessüm

0
80

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yine şiir okumaya ara verdik. Gündem yoğun, siyasiler koşturuyor, adaylarda büyük heyecan derken şiir okumak kimsenin aklına gelmiyor tabi. Hadi biz okuyalım bari. Hepimiz için derlediğim bir buket şiir dilerim günümüze uğurlu gelir. Sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman hep beraber. Yase

& & & & &

Büyük Can Dedi Ki
Kovalamayın beni yatağa
Hiç uykum yok
Daha lafınıza karışacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Başparmağıma şiir okuyacağım
Islık çalacağım
Daha çok işim var
Gecenizi karartacağım
Kütahya vazonuzu kıracağım
Vakitsiz yatırmayın beni
Daha çok erken

Can YÜCEL

 

Bir Cin Şiiri 

Davacı zengin, davalı yoksulsa
Zenginden yana işler yasa

Davacı yoksul, davalı zenginse
Davalıda kalır yine nizalı arsa

Davacı da davalı da zenginse davada
Özür diler çekilir aradan kadı

Davacı da davalı da yoksulsa, bak,
Sade o zaman işte yerin bulur hak

Can YÜCEL

 

Seni Saklayacağım 

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya…
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım…
Anlayacaksın.

Özdemir ASAF

 

Umut Yaprakları

Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.

Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.

Özdemir ASAF

 

Söyle Sevda İçinde Türkümüzü 

Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?

İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
Ayrı maviliklerden geçmiştir
İnsan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA


Açılmamış Kapılar

Sevdiğin kentlerin selamı sanki
Sülüs kamyon şoförleri
Kufi hamallar

Anılar hep sonbaharda gibidir
astrakan gecede
süt yıldızlar

Belleğinin yerini tutar kadehindeki
Taşlar taş kemerler
İvedi sarmaşıklar

Hayatını sarsan binbir andan
adlarını yıllara
veren yargıç krallar

Ne varsa yarım kalmış, geleceğindir
Bir kez girilmiş sokaklar
Açılmamış kapılar

Bilir misin iki kökeni var hüznü niyetinin:
çiçek durumu aşklar,
yaprak düzeni siyasalar.

Cemal SÜREYA

 

SÜVÂRÎ

Şu bakır zirvelerin ardından

Bir süvârî geliyor kan rengi.

Başlıyor şimdi melûl akşamda

Son ışıklarla bulutlar cengi!

Bir bakır tasta alev şimdi havuz,

Suya saplandı kızıl mızraklar.

Açılıp kıvrılarak göklerde

Uçuyor parçalanan bayraklar!

Ahmet HAŞİM

 

Bir Adam Bir Düş Gördü

Ve Uyandığında Yorumcuya Giderek

 Düşünü Kendisi Için Yorumlamasını Istedi

Yorumcu Adama Dedi Ki,

Bana Uyanıkken Gördüğün Düşlerle Gel Ki

Anlamlarını Söyleyebileyim.

Ama Uykunun Düşleri

Ne Benim Bilgeliğime Aittir

Ne De Senin Imgelemine

Bir Elmanın Yüreğinde Gizlenen Tohum

Görülmez Bir Elma Bahçesidir.

Ama Bu Tohum Bir Kayaya Rast gelirse

Ondan Hiçbir Şey Çıkmaz

Günün Şiiri

Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halkalarında

Güller gibi fecr oldu nümâyân,

Güller gibi… sonsuz, iri güller

Güller ki kamıştan daha nâlân;

Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar

Tekrârını ömrün eder i’lân.

Kuşlar mıdır onlar ki her akşam

Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam

Bir sırma kemerdir suya baksam;

Üstümde semâ kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam

Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Ahmet HAŞİM

Günün Fıkrası

Bizim Evimiz Pek Dar

Adamın biri gitmiş Hoca’ya “Yahu hocam bizim ev pek dar, sığamıyoruz bir türlü, ama büyük eve de paramız yetmiyor, ne yapayım?” diye sormuş. Hoca bu abuk soru karşısında ne desin, kafasını karıştırmış biraz, düşünür gibi yapmış sonra da “Senin tavukların vardı değil mi?” diye sormuş. Adam “Var” deyince “İyi o zaman, şimdi onları da eve al” demiş.

Aradan biraz zaman geçmiş, adam yine gelmiş hocanın karşısına “Hocam ev iyice daraldı, şimdi ne yapayım?” diye sormuş. Hoca da “Senin kazların da vardı, onları da eve al” diye akıl vermiş.

Bir süre sonra adam yine Hoca’nın kapısında. “Olmuyor be hocam, eve hiç sığamıyoruz şimdi” deyince “Merak etme, iki koyunun vardı diye biliyorum, onları da eve sok” demiş. Adam hoca ne derse yapıyor.

Aradan biraz daha zaman geçmiş. Adam çıkmış Hoca’nın karşısına yine “Sorun bitmiyor Hocam, bana başka akıl” demiş. Hoca da “Sen inekle öküzünü de eve bir sok bakalım” demiş adama.

Üç gün sonra adam yana yakıla Hoca’nın kapısına dayanmış. “Aman Hocam, ne desen olmuyor. Artık evin içinde yürüyemez, yatağımıza yatamaz olduk. Ne oldu senin akıllarına” diye serzenişte bulununca Hoca “Tamam, tamam” diye itelemiş adamı.

“Şimdi bu geceyi de geçir, yarın sabah erkenden tavukları da, kazları da, koyunları da inekle öküzü de çıkar evden.”

Adam ertesi gün elinde bir tepsi baklava ile gelmiş Hoca’nın karşısına, “Ey Hocam” diye başlamış; “Sen büyük adamsın, sen ne büyük alimsin, sen büyük bilgesin. Meğer benim evim ne kadar ferahmış da haberim yok. Allah seni başımızdan eksik etmesin.”

Günün Sözü

Sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir.

Costance Foster

Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir.

Geothe

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here