Bilim ve Futbol (5)

0
65

Değerli okurlarım, hukuk, bilim, bilge kişilik ve de kurallar… Bu saydıklarımın hepsi de yaşamın olmazsa olmazlarıdır ama her şeye rağmen hayatı zorlaştırmamak lazım diye düşünüyorum. Vücut dili, hitap etme, siyasi nezaket gibi özelliklerden yoksunsanız, çevreniz daralır, sevenleriniz azalır ve öyle bir an gelir ki yalnız kaldığınızı görürsünüz. Bu kaçınılmaz olur. Lozan’mış, Misak-ı Milli imiş ve buna benzer tarih olaylarını gündeme getirerek nemalanmak isteyenler ‘Okumuş Cahiller’dir!

Ve insanlar cehaleti kadar yükselir. Çevren yobazsa böyle olur. Fakat sosyal toplumsa sıfır çekersin, bir adım ileriye gidemezsin. İşinde çok olduğuna inanan yetersiz ve cahil kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten zerre kadar tereddüt etmez. Boyundan büyük işlere girişmekten de geri kalmaz. Çevremize baktığımızda böyle tipler hemen karşımıza çıkar. Aynı zamanda bu okumuş cahiller çok acımasız olur.

Yine de spordan uzaklaşmadan bazı şeyleri düşünmemizin bir sakıncası olmalı diye düşünüyorum. Sporcu olsun olmasın, insanlara ‘Hayattan Ne Bekliyorsunuz?’ şeklinde bir soru yöneltsek, alacağımız yanıt hemen-hemen aynıdır. Ölümsüzlük isteyemeyiz, buna Yaradan bile güler.

Allah’a şöyle yakarırız her halde; “…Aç kalmayalım, sosyal insanlar olalım, çocuklarımız ülkesini ve de atalarını sevsin” deriz doğal olarak. Bunlar güzel de, işsizliğin boyut kazandığı, gündüz şehirde, geceleri dağda yaşayanların var olduğu ve en vahimi sizinkiler bizimkiler diyerek ülke genelinde binlerce ocaktan yükselen feryatlar. Burada en fazla huzur istenmez mi? Emevi, Meslevi Camilerinde Cuma namazı kılmak bu kadar önemli mi? Senin ülkende dünyanın en görkemli camilerin var, orada ibadetini yapsan suç mu işlemiş olursun?

Sözü buraya getirmişken, çaba göstermeyi es geçmeyelim ama işlerin olacağına varacağını da hiç aklımızdan çıkartmayalım ama işlerin olacağına varacağını da hiç aklımızdan çıkarmayalım. Her şeyi kontrol etme eğiliminde, devamlı geleceği planlama çabasında olursak, hakem de olsak ofsaydı göremeyiz, sıradan bir vatandaş da olsak evin yolunu şaşırırız. Bilim, teknoloji, spor ve tabi ki futbolda da fazla zorlamanın maksimum faydası olduğunu söyleyemeyiz. Sınava hazırlanan bir öğrenciye kırk profesör ders verse, fazla değil yüzde onluk bir avantaj sağlanır, fazla olmaz.

Unutmayalım ki en büyük icatlar bile tesadüfen olmuştur. Bilinçli olarak yapılanı hatırlamıyorum. Dün ve dünler sona erdiğinde tekrar yaşayıp düzeltme olanağı yok. Yarınları yaşamadan bazı önlemler düşünmek ne dereceye kadar gerçekçilik olur bilemiyorum. Atasözlerimiz yaşanan önemli tecrübelerden sonra günümüze kadar gelmiştir. “Eceli gelen köpek cami duvarına işermiş” kimler söylemişse, bu sözü çok beğeniyorum. Nur içinde yatsınlar.

Bilimle, teknolojiyle özdeşleşmemiş futboldan medet ummak dünya şampiyonasında final istemek gibi bir şey. Ne kadar anlamsız değil mi? Sonuç olarak, yaşamı olmazsa olmaz kurallar içine çekerek hayatı da çekilmez hale getirmeyin. Bütün imkanlarımızı zorlamalıyız, yine de istediğimiz yere gelemezsek, dünyanın sonu değildir. “Biz yapamadık, başkaları gelip yapsın” diyerek istifa etmek delikanlılığın raconudur. Tabii bilenler için söylüyorum.

Cahilseniz, ancak cahillerle anlaşabilirsiniz. Çevrenizde sizi alkışlayan cahiller çoksa yükselirsiniz. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir. Okumuş cahillerden korkulur. Unutmayın!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here