Bayramınız Daim Olsun

0
78

-Kurban Bayramı-

Değerli okurlarım, fazileti yüksek kutlu günlerimizden biridir Kurban Bayramı. Kurbanlık alacak durumda olmasak bile, herkesin aklına hemen kurbanlık ve kurban eti geliyor. Koyun, keçi, sığır ve deve kurbanlıkların cinsleri. Büyük baş hayvanlarda (Sığır, deve) ortaklık olur mu, olmaz mı? Kesin olarak bilemiyorum ya, caiz olduğunu duyuyorum. Yine de bu konuyu midesi geniş olan bir bilene sormakta yarar var.

Bu mübarek bayram vesilesiyle iki konuyu özellikle işlemek istiyorum… Kurban kesimi ve çevre temizliği, Kurban etinin verileceği haneler, Kesim yapılırken dikkat edilecek hususlar, Kesim yapılmadan önce toprak bir zemin belirlenmeli ve büyükçe bir çukur kazılmalıdır. Kurban cellâdına vekâlet verilmeli ve çevrede çocukların olmasına dikkat edilmelidir. Olaydan sonra o çukur iyice kapatılır, bu şekilde çevre temizliği zarar görmemiş olur.

“Kurbanı ben kestim, kime istersem veririm” şeklinde bir düşünce içinde olmamalıyız. Zira yaptığımız her fiilde Cenabı Allah’ın rızasını kazanmak vardır. Yakın çevremizde ya da uzak çevremizde öyle aileler vardır ki, aylarca evine et girmemiştir. İşte o aileleri bulabilirsek kestiğimiz kurban da amacına ulaşmış olur.

Bu bayramı da bizlere gösterdiği için Cenabı Allaha hamd-ü senalar olsun. Umarım daha çok bayramlar görürüz. Bayramların faziletinde çok şeyler yatmaktadır, bunları göz ardı edemeyiz. Kestiğimiz kurbanlarda bazı insanların hakkı olduğunu da unutmamalıyız. İşte o hak sahiplerini bulup memnun ettiğimizde adam gibi adam olduğunu düşünebiliriz. Dinimizde bayramlaşmak çok önemlidir. Çocukluğumuzda bizler sokakta oynardık ama büyüklerimiz gelenleri karşıla, ikram bulunurlardı. Büyüdükten sonra toprak olan atalarımızın ne denli haklı olduklarını anladık.

Bayramlaşmanın faziletinde dostluğun pekişmesi, hukukun artması, dargınlıkların ortadan kalkması yatmaktadır. Bu kadar güzel şeyler için bayramlarda evde kalmaya değer doğrusu. Analarını, babalarını görmek için yola çıkanlara sözüm yok. Tatil yapmak isteyenlere evde oturmalarını salık verebilirim. Aynı zamanda o sıkışık trafikte Azrail kol geziyor, Allah korusun.

Bu vesile ile çalışma arkadaşlarımın bayramlarını en iyi dileklerimle kutlar, nice güzel günler dilerim. Dertlilere deva, hastalara şifa, borçlulara eda nasip etsin. Cenabı Allah. Yüreğinizden sevgi, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın. Allah’ın selamı hepinizin üstüne olsun.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

ocal-sanat18

Gönül Köşemden

Kurbanlık Koçun Asaleti

Değerli okurlarım, on günlük farkla dini bayramlarımız her mevsimde yaşanıyor bildiğiniz gibi. En sıcak günlerde de, dondurucu soğukların hüküm sürdüğü aylarda da bu kutsal günleri yaşıyoruz.

Soğuk bir kış günüydü, önce sabah namazını eda edip, gün ağarırken de bütçeme göre bir kurban alabilmek amacıyla evden çıktım. Camiye yaklaşırken imamın el arabasıyla avluya girdiğini gördüm. El arabası büyüktü ama koç iyice doldurmuştu arabayı. İyice yaklaştım hayvanın kımıldayacak hali yoktu.

Göz göze geldik koçla. Kurbanlık koç çaresizliğinden değil, teslim oluşun en asili, en görkemlisi vardı gözlerinde. Adını bilmediğim, bence adı olmayan bir şeyler aktı içimden. Güçlü esen rüzgârın etkisiyle ağaçlar toprağa secde ediyorlar, ormanın sakinleri tabiatın çaldığı ıslığı huşu ile dinliyorlardı.

Ağaçların koro halinde haykırışını ya da sımsıkı bağlanmış bir kurbanlığı ilk kez görüyor değildim. O mahzun ve asilana bakışın etkisinde kalmış ve acze düşmüştüm. İlk kez karşılaşmış olsam bile, bir daha göremeyecek ve ona bakamayacak olsam bile; Dokundum ona. Okşadım gün saçlarını eski bir dost gibi. Gözlerini ayırmıyordu benden, alnında ve yanaklarında dolaştı ellerim. Hafifçe elimi yaladı ve bu sıcaklığı hissettim. İki elimle avuçlayıp öptüm yüzünü. Yüzünü, gözlerini ve azgının etrafındaki kıllarının üstünden:

İmam efendi, pazarın fazla olmadığın, aldığı kurbanında tam kebaplık olduğunu övünerek söylüyordu. Bu ifadelerle iyice dibe vuruyordu ya, o farkında değil. Çünkü onların büyük bölümü mideci. Gelişen bu olaylardan sonra pazara gidip gitmemekte mütereddittim.

Hava çok soğuktu, hem de çok. Yerdeki yapraklar süratle yer ve yön değiştiriyorlardı. Koç uzaktan bana “Mee “ diyerek serzenişte ve hatta bir çağrıda bulunuyorlardı. Durdum orada. Toprak ayağımın altından kayıyor, eriyordu adeta. Sanki batıyordum suya atılmış bir taş gibi toprağa.

Serzenişle karışık, çağrıların en büyüğü dolaşıyordu gözlerinde. Çağırıldığı ve gittiği yer için beni yanında istiyordu asil kurbanlık. Bayram namazından sonra caminin arka tarafında olacağını tahmin ettiğim koçu görmek istedim. Değişik de olsa yine bağlıydı, başında imam efendi, elinde büyük bir bıçak olduğu halde salâvat getiriyordu.

Çırpınıyordu koç. Beni görünce sakinleşti ve akabinde boğuk bir ses ve de çukuru dolduran kıpkızıl bir kan. Bu kez ona dokunamadı, okşayamadım ve öpemedim de. Sadece huşu ile izledim mübareğin cansız ve hareketsiz vücudunu. Bana bakan donuk, sabit gözlerinde önemli bir mesaj vardı sanki. Çok yoğun ve karmaşık duygular içindeydim.

Ağaçlar toprağa secde ederken, kavaklar ıslık çalarken, imam efendi de mübarek koçu yüzmeye başlamıştı bile. Cellât olmak kolay mı? Mideci onlar. Anlatmaya çalıştığım bu hadise, beni çok etkileyen çok önemli bir anımdır. Oysa bu sütunlarda ve bayram nedeniyle sizlere başka konular da anlatabilirdim. Gazeteyi kaldırdığımda bir çift renkli göz bana bakıyordu. Besmeleyle kapattım ve cennete yolcu ettim.

Bu bayram tüm âlemlere hayırlara vesile olmasını dilerim ve aynın zamanda tüm insanların bayramını en iyi dileklerimle kutlarım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Bayramlarda Çocuk Olmak

Efendim, çocuk olmanın bayramı seyranı olmaz da. Yine de o çocukluğu yaşamakta yarar var. Bu boyuttaki çocukluğu doya-doya yaşadım. Teknolojinin fukara olduğu dönemden söz ediyorum. Şimdiki yeni yetmelere söz mü söylenir. Hepsinin elinde bilgisayar ve de telefon, burunlarından kıl aldırmıyorlar. Onlara bayram harçlığı vermek ya da el öpmelerini beklemek yürek işi!

Bizim kuşak çocukluğunda radyoda görmedi, buzdolabı da. Küçük büyüklerin eskisini giyer, delinen ayakkabılar pençelenirdi. Ancak, saygı ve terbiye gözle gözükür şekilde açık ve netti. Ateş hattında olsak bile, bize bu günleri gösteren Cenab-ı Allaha Hamd-u senalar olsun.

Bayramlar da güzel günlerde gelip geçiyor. Bizimle beraber gelecek olan, kalıcılık arz eden manevi değerlerdir. İyi bayramlar!

Günün Sözü

Kurban Kesen, Huzurlu Olur!

Öcal’dan İnciler

Kurban Eti Kutsaldır!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here