Değerli okurlarım, soğuk havalar yapacağını yaptı. Epeyce bizden uzak dururlar. Şimdi de güneş oldukça etkili ve de ısıtıcı. Bu söylediklerim yöremiz için geçerli. Başka bölgelerde hala karakış hüküm sürüyor.
Efendim, Bahar bir ara mevsimdir deyip hafife almayalım. En uzun mevsimdir, başı da var, sonu da vardır. Bahar çok güzel bir mevsimdir doğrusu. Bahar aylarında oldukça dikkatli olmamız gerekiyor. Bütün tabiat canlanır, her taraf cıvıl cıvıldır ama bütün hastalığa da gebedir. Giysilerimize dikkat edersek yanlış yapmamış, isabet etmiş oluruz.
Bahar mevsimi bizi yanıltmasın, canlıların kanı kaynadığı için kan basıncı da artar. Olayların arttığı, sinir sistemlerinin bozulduğu mevsimdir bahar ayları. Sakın ola ki, BAHAR BAŞIMIZA VURMASIN…
Bu anlattıklarım güneyin baharı. Ankara’da uzun zamanım geçti. Başkent’de bahar oldukça uzundur. Yağmur yağıyor olsa bile, insanlar memnun ve mutludur, sıkıntı yaşamazlar. Ancak, bahar yorgunluğuna fazla itibar etmemek ve onu depolamama şarttır. Bu güzel yorgunluğun da çözümü vardır.
Sebze ve meyve tüketiminin faydaları tescil edilmiştir. Fakat bu mevsimde bu yiyecekler insanlara daha fazla yarar sağlar. O da Allah’dan. Bu mevsimde su içmeyi göz ardı etmemekle beraber, müsait saatlerde kısa yürüyüşler yapmak, insanın canına can katar. Bu uğraşı kilo sorununa çözüm olacağı gibi, tansiyonunuz da belli seviyeye iner.
Bir de; bu mevsimde uyumak çok güzeldir. Uyumanın mevsimi olmaz mutlaka ama, bu ılık aylarda uyumanın rehaveti üst düzeydedir. Bahar uykusunu hafife almamalıyız. Çünkü insanlarda beyinsel gelişme, bayanlarda güzelleşme ayıdır, bahar mevsimi…
Bu mevsim diğerlerinden farklıdır. Buna aşk mevsimi de denilebilir. Baharda gelişmek, baharda yaşamak, bu mevsimde âşık olmak müstesna bir hadisedir.
Onu, bir bahar günü kilisenin hazin çan sesleriyle meçhule uğurlamıştım. O nedenle bahar, benim için çok önemli bir mevsimdir.
Ak Saçlar Ağlarını Germeden, Azrail’in Biz Aklına Gelmeden,
Kara Toprağa Randevu Vermeden, Yaklaş ki, Sevecek Zamanım Olsun…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Varlığımız Hissedilmeli
Değerli okurlarım, son haftalarda, ne zaman daktilomun başına geçsem, sınır ötesinde yapılan vahşetten başka bir şey aklıma gelmiyor. Neden?
Medeniyetler mahvoluyor, İnsanlar ölüyor, O bebeler, yaşamla tanışmadan, ter-i mekan ediyorlar. Bunların temelinde, kaçırılan İsrailli onbaşımı yatıyor? Güldürmesinler…
İsrail halkı, sığınaklardalar. İsrail halkı umutsuz ve mutsuz! Savaş istemiyor, Savaşa karşı… Onlar ölmüyorlar ama medeniyetten uzak, ilkel yaşam içindeler.
Bunları söyledikten sonra, şöyle bir soru sormamız gerekiyor, kendi kendimize. Bizim yerimiz neresi, Esir bir devlet miyiz? Sesimizi yükseltirsek ülkemizi istila mı ederler? Acaba, Ortadoğu’dan çok mu uzaktayız?
Orta Doğu alev-alev, cayır-cayır yanıyor. Bu orman yangını değil insanların yüreğinden çıkan alevler, can verirken çıkardığı sesler. Dünyanın her yanından sesler yükseliyor, protesto edenler de çoğunlukta.
Biz ne yapıyoruz? Sadece, Kınıyoruz. Şiddetten yana değiliz, tamam. Fakat ateşi kes kardeşim, “YOKSA GEREKENİ YAPARIM” demek tehdit midir yoksa uyarı mıdır?
Sesiz kaldığımız sürece, kültürden yoksun ama teknolojinin T’sindeki ABD de, buraları yangın yerine çeviriyor. Emperyalist güçler. Ortadoğu’nun haritasını baştan belirleyecekler. Şimdilik hiç kimse “TIK” diyemiyor.
Gaflet içinde olanlar, vahşeti marifet sayanlar, attıkları her mermi için bir düşman kazanırlar. Onları sevmeyenler olduğu gibi, düşmanları da bir hayli çoğaldı. Tavır koymanın ne sakıncası olabilir ki? Güçlü gücünü belli zamanlarda gösterebilmelidir. Bunu kendi insanları için yapmalıdır öncelikle.
İran, bu karambolda, neler tasarladığını, amaçlarını bundan önceki makalemde ayrıntılı olarak belirtmiştim. Hükümetimiz üzerinden ölü toprağını atmalıdır. Varlığını hissettirmelidir caydırıcı olabilmelidir. ABD’nin Irak’taki başarısızlığı ve bölgede ki otorite boşluğu, birilerinin işine yarayacaktır. Hizbullah (İran destekli) Kuzey Irak’a yerleşir ve hedef TÜRKİYE…
Bunun başka bir izahı yoktur. Çünkü Şii İran diğer mezhepleri düşman saymaktadır. Özellikle elinde önemli bir “B” planı bulunmaktadır.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Her Şeyin Başı Sağlık
Ne hikmetse, sağlığın çok önemli olduğunu biliriz de, o bizimle beraberken görmezden gelir, rahatsızlandığımızda başımızı taştan taşa vururuz. Buna gerek yok. Unutmayalım ki, sağlıksız insanlardan hiçbir şey olmaz.
Sağlık, kadınlarımızda daha da önem kazanmaktadır. Tatil beldelerinde, plajlarda kadınlarımızın ilgi çekmeleri için son derece sağlıklı gözükmeleri gerekmektedir. Zengin olmak ömrü uzatmaz ama sağlıklı kalmaya birazcık faydası vardır diye düşünüyorum. Öyle zenginler tanırım ki, üstten sıkıp, alttan yalayan cinsen. Onlara çözüm yok.
Sağlık ve gençlik zeytinyağının içinde… Ondan uzak kalmayanlar sağlığı da omurgasından yakalamış olurlar. Bunları yazarken hava çok soğuktu. Yani plaj mevsimi değildi. Fakat zeytinyağı gündemde olduğu için söylemeden geçemeyeceğim. Bu sözlerim özellikle bayanlar için. Erkeklerin de uygulamalarında hiçbir sakınca yoktur.
Efendim, beş çay kaşığı zeytinyağını, iki yemek kaşığı yoğurtla karıştırın ve bu karışımı nerelerinize süreceksiniz biliyor musunuz? Yüzünüze, boynunuza, dirsek ve dizlerinize maske yapın ve beş dakika bekleyin. Daha sonra ılık bir duş alın. Bunu birkaç kez tekrarlayın…
FARKI GÖRECEKSİNİZ.
Günün Sözü
Aşk Anlatılamaz Sadece Yaşanır.
Öcal’dan İnciler
Bazı Aşklar Bir Bilmecedir.
