Ankara’dan Yükselen Ses…

0
92

Yaşadığımız şu günlerde insanlarımızın kafası oldukça karıştı. Devleti yöneten AKP ile muhalefet partileri arasında uzun tartışmalara yol açan “Kürt Açılımı”nı aziz milletimiz derin bir üzüntü ve şaşkınlık içinde izlemektedir. Ne yazık ki iktidar partisi ile muhalefet partileri arasındaki bu tartışmaların konusu; ülkemizin nasıl daha ileriye gideceği, nasıl kalkınacağı değil, ülkemizin nasıl bölüneceği, nasıl parçalanacağı üzerinedir.

Dünyada hiçbir ülkede böyle bir tartışmanın kabul göreceğini sanmıyorum. AKP Türkiye’de iktidara geldiği günden beri bütün stratejisini ‘Türk varlığının yok sayılması’ üzerine kurdu. Hatırlayınız… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dağlara taşlara Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerini yazmak ilkelliktir demesini, AKP Meclis Grup Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı’nın Anayasa’dan Türk adını çıkaracağız demesini…

Evet, bunları hep hatırlayınız. Sizce dağlara taşlara Atatürk’ün o güzel vecizesini yazmak kimi rahatsız edebilir? Anayasadan Türk adını çıkarmak kimin çıkarınadır? Misalleri saymakla bitiremeyiz. AKP hükümetinin yaptığı hiçbir icraatta “Millilik” göremiyoruz. Her hareketleri başkalarının işine yarıyor. Ekonomide yaptıkları tarihi hatayı, milli varlıklarımızı yok pahasına satıp savmalarını düşünmek bile istemiyorum. Hiç hesapta yokken birdenbire Suriye ile ters düşmelerinin, neredeyse savaşacak hale gelmelerinin, tamamen ABD-İSRAİL ve AB ülkelerinin işine yaradığı gün gibi ortada. Ya Habur rezaleti? Oslo ve en son Diyarbakır’da Nevruz kutlamaları… Diyarbakır’da kalaşnikoflu PKK’lılar meydanlarda idiler. Apo posterlerini ve bayrak niyetine kullandıkları bez parçalarını sallayıp, zafer sarhoşluğu ile ağızları kulaklarında zılgıt çekenlerin rezillileri diz boyu. Bir devlet ilan etmedikleri kaldı.

Gidiş oraya doğru ama ülkemizin bu derece cüretkâr bir şekilde bölünme planlarına karşı düşünen, çareler arayan aydın insanları da var. Nitekim 27 Mart 2013 Çarşamba günü, Ankara Sürmeli Otelinde sağcısı ile solcusu ile bir grup vatansever bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının konusu, son yıllarda konuşulmaya başlanan, günümüzde ise hızını ve şiddetini arttıran “Anayasa değişikliği” idi. Biliyorsunuz, AKP mevcut anayasamızı değiştirip yeni bir anayasa yapmak için çalışmalar başlattı. Yeni Anayasada Türk yerine Türkiyelilik kavramının olacağı söyleniyor. Yani artık biz ‘Türküm’ diyemeyeceğiz. Onun yerine Türkiyeliyim diyeceğiz. Böyle bir garabet dünyanın neresinde görülmüş?

27 Martta Ankara’da toplanan Türk aydınları bakın ne diyor: “TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI… Aşağıda imzası olan bizler Türk Milletinin aklıselimine sesleniyoruz. Tarihin bu dönemecinde Türk Milleti adına hareket edenleri uyarıyoruz…

1-Devletin kurucusu ve sahibi olan Türk Milletinin adı, vatandaşlık tarifi ve anayasadan çıkarılamaz.

2-Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz.

3-Milletin egemenliğini esas alan Atatürk’ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz.”

Tertip Komitesinden Sadi Somuncuoğlu ise hareketin çok kapsamlı imza kampanyasına dönüşeceğini ve bunun için de “AKSAKALLILAR” olarak bir yürütme grubunun kurulacağını söyledi.

İmza sahiplerine gelince; Yazar Alev Alatlı, Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Anıl Çeçen, Apoyu yargılayan hakim Talat Şalk, eski bakan Ufuk Söylemez, eski Bakan Hasan Celal Güzel, eski Bakan Sadi Somuncuoğlu, emekli General Osman Pamukoğlu, tarihçi İlber Ortaylı, tutuklu general Ali Aydın gibi isimlerle birlikte 300 imza bulunuyor…

Türk Milleti, tarihinin en zor zamanlarında bile kurtulmayı başarmış bir millettir. İstiklal savaşımızı hatırlayın. Top yok, silah yok, para yok. Velhasıl hiçbir şey yok. Buna rağmen Türk milleti bağrından Mustafa Kemal’i çıkarıp yedi düvele haddini bildirmiştir. Gün, Mustafa Kemal’lerin günüdür…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here