Ahlakın Kimyası (5)

0
49

Değerlin Okurlarım, yerel sporumuzu şöyle bir süzgeçten geçirecek olursak; neden istenilen şekilde ilerleme olmuyor? Neden yerel takımlarımız zor günler yaşıyorlar? Neden hiç kimse ellerinden tutmuyor? Yıllardan beri de yazıp söylediğim gibi, bu lakayıdlığın oluşturduğu olumsuz ortam herkesçe malum. Yeniden gündeminize getirecek değilim.

Ancak, ülkemizin en büyük, en nezih, en medeni, nüfus yoğunluğu birçok illerden bile fazla olan şirin bir ilçede yaşıyoruz. En verimli topraklar, Akdeniz’in en güzel bölümü bizimle baş başa. Neredeyse yüz kilometrelik bir sahil şeridimiz var. Dört mevsimi bir anda yaşayabiliyoruz bu nezih beldede.

Bunların hepsi de doğruda, bu şehrin sakinleri de yaşadığımız güzelliklere gereken değeri vermeli. Yerel basın, görsel basın! Hem sporculara, spor kulüplerine gerekli eğitilmeli ve bunu görev saymalı. Program yayınlansın, ya da gazete çıksın da nasıl çıkarsa çıksın hareket edilmemeli. Kovboylarda ellerinde defter kalem, reklam için dolaşmamalı. Üç beş günlük gazete sahipleri matah bir şeymiş gibi havalara girmemeli.

Bu güzel ve nezih şehrimizde doğmuş büyümüş ve de dört köşe olmuş önemli iş adamlarımız bulunmakta. Allah onlara daha fazla kazanç kapısı açsın. Fakat şehrimizin genel olarak mütevazı sporuna el atmaları şart. İskenderunluyum demeseler bile, mademki burada yaşıyoruz ve bu güzel ilçeye minnet borcumuz var, bunu unutmamalıyız. Ceplerinde akrep mi var bilmiyorum. Ama kefenin cebi olmadığını da burada samimi olarak belirtmeliyim. Halkın büyük bölümü iş adamlarımızın bu olumsuz yaklaşımlarından oldukça rahatsız! Biz de onların isteği üzerine kalem oynatıyoruz.

Bunlar içimizde bir uhde. Şayet şehrimiz takımlarından birisi süper ligde top koştursa neler olur biliyor musunuz? İskenderun’un taşı toprağı altın olur. Yoksul kimse kalmaz ve ahlak olarak da eski günlerine döner. Hani geceleri kapılar açık kalır, kilitlenme gereği duyulmazdı ya, işte o günlerden söz ediyorum. Nerde?

Şehir sakinlerinin ekonomisi düzelirse özgüveni artar, kendine ve çevresine saygılı olur. Her şey rayına oturur diye düşünüyorum. Genel olarak, insanlarımız büyük bir gerilim içindeler ve stres yaşıyorlar. Nedenlerini söylememe gerek yok. İnsanların birbirine ters bakmaları, her gün şehit haberleri, dostlukların giderek en aza inmesi. İşte bunlar kaos yaratıyor ve hepimizde bunu çok iyi biliyoruz.

Mevlevi camiinde Cuma namazı kılmak senin neyine? Ülkende camimi yok. Yenikapı Ruhu için “Sen olsan n’olur, olmasan n’olur” gibi siyasi nezaketten çok uzak ifadeler. “Adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var” ifadeleri yine Kasımpaşalı arkadaşıma ait. Yakışıksız sözler. Kimlere gönderme yapıyorsun? Kimlere gönderme yapıyorsun dedim ya ne kimse üstüne alır, ne de yanıtlar.

Öncelikle ve ivedilikle, öncelikle içerde birliği, beraberliği sağlamalıyız. Ortamı geren ifadelerle bir yere varılamaz. Dile sahip olmak asil insanların işidir. Bu millet bir gün doğruları idrak edip uyanacaktır. O zaman n’olur bilemem gelmenize ben karar vermedim ama gitmeniz muhteşem olacaktır.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here