Adaletsiz Düdükler (4)

0
41

Değerli okurlarım, aksayan futbolcuyu sahada tutmak bir cinayettir. Bu önemli konuya özellikle hakemler çok dikkat etmelidirler. İnsanların hassas bir yapısı vardır. Arkadan gelen sert bir top, oyuncunun böbreğini düşürüyor. Bu konunun ayrıntısına girmeyeceğim ancak ülkemizde bilim, tıp ve spor adına ve daha önemlisi insan adına çok acı olaylar oluyor. Hiç kimse birbirine yardımcı olmuyor. Neler oluyor, nasıl oluyor demek yok, sakat-sakat oynadı ama destan yazdı.

Peki, destan yazdı ama daha sonraki haftalarda n’olacak? Topallayarak mı destan yazacak? Ondan bundan borç para isteyerek mi yaşamını sürdürecek? Özellikle sakat-sakat oynayan kalecilerden söz etmek istiyorum ve iğneyle sahaya sürülen spor yaşamları riske edilen futbolculardan… Bizim futbol oynadığımız dönemde, kale atışlarını (aut atışı) defans oyuncuları yapardı. Günümüzde defans zafiyet göstermesin diye bu atışı kaleciler yapıyor ve doğrusu da bu.

Bir duayen ağabeyimiz şöyle söylemişti; “…Hakemlerin görevi müsabakayı kusursuz yönetmektir, kartlara fazla itibar etmeden, takımları eksik bırakmadan müsabakayı bitirmelidir. Bir de, oynamayacak durumda olan kalecileri, diskalifiye etme yetkisi yoktur ama takım teknik direktörüyle göz göze gelebilir…”

O ağabeyimiz aynen böyle söylemişti. İstisnaların dışında (önemli bir derby ya da final maçı) oyuncu değiştirme hakkın kalmamıştır, o zaman futbolcunun yaptığı fedakârlık geçerlidir. İnsan hayatı her şeyin üstündedir. Bu güzel söz bizim için geçerli değildir ama Avrupalı futbolcular için tamamıyla geçerlidir. Bizimkilerin canı taştan olmalı! Hakemlerimizin duygusallığını bir tarafa bırakalım. Yabancı teknik direktörler alacağı puana, kazanacağı paraya bakar. Ya bizimkiler?

Nerede hipokrat yeminleri, nerede Tabipler Birliği? Nerede Kulüp doktorları, nerede Futbol Federasyonu Sağlık Kurulu? Nerede futbolcu dernekleri, nerede o burunlarından kıl aldırmayan, ekranlarda göbeklerini kaşıyan anlı şanlı yorumcular, spor yazarları çizerleri?

Hakem olmak kolay bir hadise değildir. Yıllar önce futbolu bırakanlar hakemliğe özeniyorlardı. Şimdilerde spor yazarı oluyorlar. Bir işin uzmanı olmak için, yıllarca çalışmak, kitaplarla dost olmak bazen yetmiyor ama ilim, deney gelişim birimlerini kendine rehber edinip ve birçok güzellikleri görmezden gelenlerin başarısız olacağını da söyleyemeyiz.

Bir de pratik zekâlılar vardır ki, bir ömür boyu kitaplarla, deneylerle boğuşanların önüne geçmelerini de normal saymamız gerekiyor. Örneğin, Collina! Yarın sizlere sunacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here