94 Yıllık Milli Egemenlik, Tek Adam’a Verilemez!

0
90

Türkiye’nin kaderini belirleyecek Başkanlık Sistemi’ne ilişkin Anayasa Paketi dün (09 Ocak 2017) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Her fırsatta halkın egemenliğinden bahseden Ak Parti iktidarı, her nedense daha en baştan halkın gerçekleri duymasına ve öğrenmesine izin vermemek adına Meclis TV’nin yayınlarına sansür koydu. Görüşmeler boyunca kesintisiz yayın yapması gereken meclis TV, iktidarın talimatıyla sadece ara-ara yayın yapıyor. Meclis TV’nin yayınına sansür koymak, hükümetin, halktan korktuğunun kesin bir kanıtı ve göstergesidir…

*Açık Oy Kullananlar Oldu

9 Ocak 2017 oylamasında, gizli kullanılması gereken oylar, iktidar partisinin milletvekilleri ve bazı bakanlarınca açık bir şekilde göstere-göstere kullanılmış ve üzerlerindeki yoğun baskılarının emaresi olarak ibretle izlenmiştir. Özellikle Ak Parti milletvekilleri ile MHP milletvekillerinin 18 maddelik değişiklik tasarısını tam manasıyla içlerine sindiremedikleri ve büyük bir zorlama ve yoğun markaj altında oy kullandıkları gözlenmiştir.

*Kasaba Belediye Başkanlarının Baskısına Dayanamayanlar

Benim yaştakiler çok iyi bilir. Anadolu’da bir kasabanın, küçük bir ilçenin belediye başkanı bir, iki değil beş, altı dönem, bin bir entrika, ekonomik tehdit ve hile ile yerel iktidara geldiğinde, kasabanın tek yöneteni, tek adamı ve despotu olurdu. Ve yıllarca baskı, tehdit ve şantajlarla iktidarlarını sürdürürlerdi. Yerel de böylesi bir despotizme dayanamayan, yerel de böylesi bir diktaya isyan bayrağı açanlar, bakalım yarın kendi elleriyle teslim ettikleri tek adam sisteminde, tek adam iktidarın da, bugünkü gibi memnuniyet bildirip yine biat edebilecekler mi? Hiç sanmıyorum. Hepsi koro halinde “Yandım Allah” diyecek ama iş işten geçecektir…

*Despot Baba, Diktatör Dernek Başkanı

Aileden başlayalım. Bir aile de despot bir baba, evde huzur ve mutluluk yaratamaz. Eşi ve çocukları baskı, korku ve muhtelif yasaklarla, topluma yararlı bireyler yerine çoğu zaman toplum için sakıncalı insanlar olarak şekillenebilirler. Oysa evde herkese söz hakkı veren, eşine, çocuklarına saygılı, aile bireylerinin özgürlüklerine müdahale etmeyen bir baba, o evden sevgi, mutluluk ve başarı tohumlarını yeşertir, topluma yararlı bireyleri topluma ve ülkeye kazandırır.

Toplumdaki sivil toplum örgütlerimize bakalım. Yönetim kurulunu hiçe sayan bir başkan,“Bu derneğin her şeyi benim, ben yönetim kurulunun kararlarını takmam, uymam” diyen bir başkan modelindeyse, o başkan uzun süre başkanlık yapamaz. Her şeyin bir yolu ve adabı vardır. Dernek başkanı ancak, üyeleri, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve diğer organlarıyla başkandır.

meclis görüşmeleri ile ilgili görsel sonucu

*Tüm Yetkilerin Bir Kişide Toplanması Diktatörlük Getirir…

Ülke yönetimi de aile ve dernek yönetiminin en üst düzey versiyonudur. 94 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumsal yetkileri bir kişiye verilemez. Yargıda tek söz sahibi olma yetkisi, seçimle gelen Cumhurbaşkanına verilemez! Yürütme erkinin, artık meclise karşı sorumlu olmaması tam bir felakettir! Yasama, yürütme ve yargının yetkililerinin Cumhurbaşkanı elinde toplanması, kuvvetler ayrılığını bitirir ve kesinlikle dikta rejimi getirir! Bakanlar Kurulunun anayasadan çıkarılması ve bakanların Cumhurbaşkanına hizmet eden birer memura döndürülmesi, kabul edilemez! Cumhurbaşkanın tüm yetkilerini denetime tabi olmadan kullanabilmesi, hesap vermeyecek olması, Türkiye’miz için tam bir felaket olur!

*Yargı Bağımsızlığı da Kesin Olarak Ortadan Kalkar

94 yıllık Türkiye Cumhuriyeti devleti, tek adamın iktidar ve inisiyatifine bırakılmayacak kadar büyük ve kıdemlidir! Meclisin denetim yetkisini kaybetmesi, vekillerin etkisizleştirilecek olması, tek sorumlunun Cumhurbaşkanı olması, ülkemizi tam bir çıkmaza sokar! Devletin, Meclisten çıkan yasalar yerine kararnamelerle yönetilmesi tam bir keyfilik getirir! Bütçe düzenleme yetkisinin Meclis yerine Cumhurbaşkanında olması telafisi mümkün olmayan çok ciddi sorunlar doğurur. Cumhurbaşkanın, meclis yerine kanun yapıcı hale gelmesi, akıl almaz bir garabettir! Yargı üyelerinin çoğunluğunun Cumhurbaşkanınca belirlenecek olması yargı bağımsızlığını kesin olarak ortadan kaldırır!

*Biz Başkanlık Sistemi ile Oyalanırken, Terör Örgütleri Boş Durmayacaklar

Oldukça vahim sakıncaları daha da uzatmak mümkün! Ancak bu kadarla kalıyor ve meclisteki sandalye dağılımına da takılmıyorum. Sandalye çoğunluğuyla belki bazı yanlışlar yapılır ama böylesi bir sistem değişikliği paketi, eninde sonunda Türkiye’den geri döner. Aklın yolu birdir. 80 milyonun kaderi bir kişiye teslim edilemez. Ben yazmaktan yorulmadım ve yorulmayacağım. Bir kere daha yazıyorum. Ülkemizin öncelikli sorunu terördür. Terörden sonra ülke ekonomisidir. Bunları ülke yaşayanları ve ülke yönetenleri olarak atlamamız gerekir.

Temenni etmiyor ve üzülerek yazıyorum ama parlamenter sistemi kökten değiştirecek anayasa paketi mecliste daha muhtemelen 15 gün kadar görüşülecek. Bu süre zarfında bölücü örgüt mensupları, FETÖ, İŞİD ve diğer aşırı sol örgütler kuvvetle muhtemel yeni bombalı ve silahlı eylemler yapıp, milletimizin canını yakacak, yine can kayıplarımız ve maalesef şehitlerimiz olacak. Görünen ülke manzarası buna işaret ediyor, kâhin olmaya gerek yok!

*Allah Rızası İçin Terörle Mücadele ve Ekonomiye Yoğunlaşalım

Terör örgütleri böyle puslu havaları ve siyasi partilerin bölünmüş, parçalanmış ve kavgalı hallerini severler ve fırsatları kaçırmazlar. Her yanı çelişkilerle dolu bu tek adam anayasası derhal geri çekilmeli ve birlik ve beraberlik adına yaralar acilen sarılmalıdır. Darbe anayasası değiştirilecekse, çok geniş katılımlı, zamana yayılan ve parlamenter sistem güçlendirilerek tam bir mutabakat ve uzlaşı ile gerçekleştirilmelidir. A’dan Z’ye, tepeden tırnağa herkes sorumluluğunu bilirse, aydınlık günlere ulaşabiliriz. Lütfen, Allah rızası için ülke önceliği olan terörle mücadele ve ekonomiye yoğunlaşalım, yüzümüzü öncelikli sorunlara çevirelim. Yarın, çok geç olmadan…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here