10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun

0
65

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, yani bir zamanlar öyleydi. Şimdiki durum da ise kadınların kendi aralarında düzenlediği günler dâhil hiçbir gün özel değil artık. Şimdi bir tek şey var gündemde -Başkanlık sistemi!- Bugün (dün) mecliste oylanıyor. Bakalım ne olacak? Ya ret edilecek ya da Nisan ayında sandık başında olacağız. Hayırlısı olsun diyoruz. Ama biz Laik Cumhuriyetçiler olarak başkanlık sistemi ile ilgilenmiyoruz!

Şahsen bendeniz partili değilim hiçbir partiye sempatim yok çünkü kafamın içindeki partinin karşılığını bulamadım hala. Ancak Laik ve Cumhuriyetçiyim. Din, dil ayrımı yapmam, kendi inancımı içimde yaşarım kimseyi ilgilendirmez. Kimsenin inancı da beni ilgilendirmez. Her insan bir dünya, her dünyanın kendi doğruları, yanlışları, inançları, kültürleri var ve bunlara saygım sonsuzdur. Herkesi belki eşit derecede sevemem ama herkese saygılı olmak zorundayım çünkü kendime saygım var. Aklı Selim Sabrı Cemil olmaya çok önem veririm. Ve şimdiki durumda buna çok ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

& & & & &

Ve bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun. Çalışmayanlarında günü kutlu olsun. Çalıştırılmayanların da… Dilerim gelecek yıl  gerçek bir kutlama yazısı yazacak koşullar içinde olalım.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım. IŞİD denen terör örgütünün elinde olan iki askerimiz şehit olmuş yine yüreklere ateş düştü. Yine öksüz çocuklar, çocuksuz ana babalar var. Biraz sonra hangi çocuk öksüz kalacak, hangi ananın içine doğacak çocuğunun şehadeti belli değil ama bu gidişte olacak. Ve biz şehitler ülkesi olduk. Ve aşımız artık acı keder. İçtiğimiz zehir.

Her şehit haberi ile yok olmak istiyoruz. Ve nefret ediyorum artık bildik cümleleri kullanmaktan ya. Ve empati yapıyorum, acılıyım ve acımı yaşmak istiyorum, kimseden teselli edici, gönül alıcı bir dilek istemiyorum. Ama özür diliyorum şehitlerimizden, biz evlerimizde ahkâm keserken onlar çocuk yaşta şehit oluyorlar, mekânınız cennet olsun. Vatan sağolsun.

& & & & &

21. Yüzyılın Don Kişot’u. Yeni yazmakta olduğum kitabın adı. Bu aralar Dünyada savaş fırtınaları esiyor, her taraf yıkıntı, virane ve bu yıkıntılardan çıkan bir öykü. Çok araştırdım ve yazmaya başladım ancak yazarken çok zorlanıyorum, çok ağır gidiyor.

Çünkü uykularımı kaçırıyor, dumura uğratıyor yazdıklarım, bir sayfa yazıyorum bir saat elim çenemde dalıp gidiyorum ortamdan. Herkes rahatsız bendenizden yine hem varsın, hem yoksun, hem karabataksın diyorlar. Ama duymuyorum bile.

Yaşadığımız ve tanıklık ettiğimiz bu zaman dilimi çok acımasız, bizler  sırça köşklerimizde dizi keyfi yapıyorken çocuklar savaşta ölüyor.

Ve sevgili okuyucularım sağlıkla ve sevgiyle kalabiliyorsak her şeye rağmen lütfen kalmaya gayret edelim ve her türlü ayrımdan gayrımdan uzak. Yase

& & & & &

Çalışan Gazeteciler Günü

Çalışan gazeteciler günü, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den beri 10 Ocak günü düzenlenen Türkiye’ye özgü bir kutlama gündür.

1961-1971 arasında “Çalışan gazeteciler bayramı” adıyla kutlanmış; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, “10 Ocak Çalışan gazeteciler günü” olarak değiştirilmiştir.

4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü olmuştur.

Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu.

yase-gazeteciler1

Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir.[

Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971’de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı.

Günün Şiiri

Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurada da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

Cemal SÜREYA

Yazmam Daha Aşk Şiiri 

Oydu bir bakışta  tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa Rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan

Cemal SÜREYA

Günün Fıkrası

Harçlık

Okula yeni başlayan Emre’ye teyzesi harçlık verir. Emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine atınca, annesi: “Oğlum, teyzen sana para verdi. Ona bir şey demeyecek misin? Hani baban bana para verince ben ne diyordum?” Emre suratını asarak: “Hepsi bu kadarcık mı?”

Günün Sözü

Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkum olmaktır.

GIBBON

İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.

Richard BERNEDİCİ

Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.

ARISTOTELES

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here