Yaza Girdik, Bazı Şeyler Sorun Yaratmazsa… Hayatınız Renklenir!

0
76

Değerli okurlarım, yaza girmesine girdik de, bu güzel mevsimde neler sorun yaratabilir ki? Aslında dikkatsi ve özensiz olursak, çok şeyler sorun yaratabilir. Biraz dikkatli olursak hiç sorun yaşamayız. Özellikle bayanların daha dikkatli olmaları gerekiyor. Aslına bakarsanız, erkekler için fazla bir şey fark etmiyor. Fakat bayanların, özellikle genç kızlarımızın “olağanüstü” dikkatli olmaları gerektiğine inanıyorum.

Bayanların saç durumu, Fazla kiloların verilmemiş olması vs. Efendim, uzun ve bakımlı saçlar her zaman güzeldir hoştur da yaz aylarında kişiye sıkıntı verir, bunaltır. Eğer, saçlarınızın başınıza bela olmasını istemiyor, sorunsuz bir tatil geçirmeyi düşünüyorsanız kolayı da var, çaresi de var. Kolay taranan, yüzünüzün boyunuzun güzelliğini açığa çıkaran bir model seçebilirsiniz. Seçimin insanların zevkiyle doğru orantılı olduğundan, herkes modelini, kolay taranacak hale getirmeyi daha iyi bilirler.

Çıktığınız tatillerde, “Nasıl olsa tatildeyim, spor yapıyorum, kilo almam” diyerek ipin ucunu bırakmayacaksınız. Az ve öz yemeğe özen göstereceksiniz. Daha önce de söylediğim gibi, sabah kahvaltınızı kimseyle paylaşmayın. Diğer öğünlerde yağ oranı yüksek yemeklerden uzak durmalısınız. Sözün kısası aynaya baktığınızda kendinizi beğenmelisiniz demeye çalışıyorum.

Ayrıca, bildiğiniz gibi, özellikle yaz tatilinde nişanlanmalar hatta evlilikler çok oluyor. Nerden çıktı diyeceksiniz ama aklıma gelmişken söylemekte yarar görüyorum. Siz bilirsiniz.

Bir önerim de şu olacaktır. İyice bronzlaşacağım diye güneşte fazla kalmayın. Hele 11-15 arası hiç tavsiye edilmez. Çocuğu olanlar bu konuya daha fazla dikkat etmelidir.

Bu arada, yaz kamplarından yararlanırsanız çocuklarınız açısından çok faydalı olur. Zira yaz tatilini değerlendirmeye yönelik kamplar, çocuklar ve gençler için bulunmaz fırsattır. Yeni hobiler edinme, yeni dostluklar kurma, sosyal gelişme açısından oldukça idealdir. Burada yapacağınız en önemli yaklaşım, çocuğunuzun eğilimlerine göre bir kamp seçmek hepsi o kadar.

Bazı anne-babalar, çocuklarının kişilik kazanması için başıboş bırakırlar. Öyle olmaz. Aileler çocuklarının kişisel ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak, ilgi alanlarını arttırıp, bu konuda eğitim verecek. Spor yapıp kalıcı dostluklar kurabilmelerine yardımcı olacak bir tatil düşünmelidirler.

Burada dikkat edilecek en önemli şey, çocuğun kişilik ve öğrenme biçimini dikkate almak olmalıdır. Böylece gençlerin kendini geliştirebileceği, becerilerini ortaya çıkarabileceği iyi bir kamp en iyisi olacaktır. Burada bile çocuklar ailelerinin gözetiminde, bir sorun yaşamadan, güzel ve mutlu bir tatil yapmaları sağlanmalıdır. Her şeyde olduğu gibi, tatil yapmanın da kuralları vardır. Bunun dışına çıkmak, çocuklarımıza fayda yerine zarar verir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Doğa Beddua Ettiyse

Değerli okurlarım, hani sık-sık duyarız ya… Söyleyen kişilerde öke kişilerdir, “İNSANLARIN GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURUR…” Bu ifadeyi çocukluğumuzda da duyardık da, şimdilerde de özellikle duyar olduk. Bu bilgi kişiler, bildiklerini söylerken, yüreklerini de ortaya koyuyorlar. Şöyle sesleniyordu o bilge kişi topluma…

“…Ey gafiller, ey harisler, aç gözlüler, ey zavallılar… Doğa ile olan dostluğunuzu bozmayın. Şu ana kadar geçen zaman içinde, doğa ile dostluğunuz bozulmuştur. Duracağınız yeri bilin artık, fazla ileri gitmeyin…”

Her tarafta sessizlik hakimdi ve çıt çıkmıyordu.

“…Doğaya karşı telafisi mümkün olmayan yanlışlar yaptınız…”

Doğa, Yaratıcının sizi kucaklayan kolları, okşayan elleri ve ısıtan nefesidir. Doğayla aranız açıldıysa bilin ki, tüm koruyucularınızı yitirmişsiniz. Doğanın hayat verdiği tüm canlılar, size ve hatta çocuklarınıza düşman gözüyle bakıyor. Ey gafil insanlar (!) doğanın dost yavrularına akıl almaz kötülükler yaptınız. Hem de telafisi mümkün olmayan kötülükler…

Ne mi yaptınız?  Bir fildişi için, bir fili katlettiniz… Bir kemerlik deri için bir timsahın canını aldınız… Bir yazlık, bir tarla için, bir ormanı kül ettiniz ya da fabrika için, bir sahili batırdınız. Yozlaşmışlığınız yarattığı keyifler uğruna ürettiğiniz kokularla ozonu delecek kadar zalimleştiniz.

öcal sanat9

Doğa ve onun yavruları sizin yüzünüzden nefes alamıyorlar. Doğa ve onun ak ve berrak çocukları size ne büyük iyilikler etmiş, ne tarifsiz nimetler vermişti. Siz onlara şükran borçluydunuz ama nankörlük, kalleşlik ettiniz. Doğanın dualar korosu, sizin zulümleriniz yüzünden beddualar korosuna dönüştü. Artık haddinizi ve duracağınız yeri bilin.

Balık yüzerken, kuş uçarken, sincap zıplar, kertenkele sürünürken, artık size beddua ediyor. Çünkü her şeylerini talan ettiniz. İçeceklerini zehirlediniz. En vahşi hayvan bile, yarınlar için öldürmez. Bunu ancak sizler yaparsınız ve yaptınız da…

Başınıza büyük işler açtınız ve sizin dışınızdaki tüm canlıların şikâyetiyle sanık sandalyesine oturtuldunuz. Artık sizden, siz bile şikâyetçisiniz. Sevgi diye bir şey kalmadı, onu da siz öldürdünüz. Anaları vurup, yavruları yuvalarında ölüme mahkûm ettiniz. Ürettiğiniz cehennem silahlarıyla toprakları bombalayarak karınca yuvalarını mahvettiniz. Sevginin yaratıcı kucağı olan anaları, belleri büküldüğünde, bağrınıza basamıyor, huzurevlerine kapatıyorsunuz.

İşte böyle seslenmişti o bilge kişi insanlara… Sözleri de “A” dan “Z” ye doğru, dosdoğruydu. Anlayan oldu mu acaba?

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Gülün Arkadaşım Gülün!

Hepiniz gülün lütfen.

Hemen şimdi, hemen

Yok! Başka seçeneğiniz

Arkaya bakmayın, yok geleniniz.

Gülenleri suçlamazlar,

Ama O’nu anlarlar.

Anlamazlarsa, anlamazsınlar.

Anlayalar sizden çok yaşadılar.

Demek ki gülmek, ömrü uzatıyormuş

Kişiyi yaşarken, mutlu kılıyormuş

Genç kaldım güle, güle

Mutlulukla verdim el ele.

Sizde öyle yapın, bir deneyin

Beni söylediğime pişman etmeyin

Hepiniz akıllısınız, biliyorum,

Kahkahayla güleceğinize inanıyorum.

Öcal Çulcuoğlu

Günün Sözü

Paspaslığa Özenme, Herkes Basar!

Öcal’dan İnciler

Sevmemiş Olan Cehennemliktir…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here