Sporda Ahlak (5)

0
73

Değerli okurlarım, ülkemizde hileli yolla elde edilen başarı ve onun sayesinde elde edilen kazançlar sporcu ve spor adamı iddiasındaki bazı beyinleri cezp etmektedir. Bu beyinlerin tek amacı vardır. Sadece kazanmak. Bu zihniyetle motive edilen sporcuyu, spor alanlarında yazılı olan “Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim” vecizesi pek ilgilendirmemektedir. Bu vecizedeki ahlak (etik) kelimesi kendisine verilen eğitim sırasında sporcunun duymadığı bir sözdür. Çünkü piyasa ekonomisi imkânlarından çok yönlü yararlanmanın ön şartı şampiyon olmak ve kazanmaktadır.

Oysa etik olan, ahlaki kurallarla marka olmayı ve onurlu, şerefli, haysiyetli olmayı gerektirir. Kasımpaşalı arkadaşım, yeter ki namaz kıl, daha sonra ne yaparsan yap diyor. Günümüzde, sporcuya da, spor adamına da, tek seçenek sunulmuştur. Etik olmayan yollardan başarılı olmak ve başarının getirilerinden yararlanmak’ Bu şartlarda sporcu/spor adamlığına sahip olmak ve o kimliğin gereklerini yerine getirmek çok güç.

Ancak, kendisine sporcu/spor adamı diyen kişiler bu unvanlarını taşımak ve sahip olmak, istiyorlarsa doğru olanı, yani etik olan yolu seçmek zorundalar. Hangi kıta, hangi ülke olursa olsun, sporcu/spor adamlığı kimliği ve felsefesi tektir. Bu felsefe de ise hileli yola yer yoktur.

Dünya üzerinde önemli boyutlara ulaşan spor etkinliklerinde ülke olarak adımızı tüm bu gerçeklere karşın olumlu bir biçimde duyurmak istiyorsak, öncelikle spordaki gerçek kazanımın ne olduğunun farkına varmak gerekiyor. Spordaki gerçek başarı, dayanışma, mücadele, özgüven, yetenek gibi önemli bedensel ve düşünsel özellikleri insanlar arasında barış, dostluk, kardeşlik, arkadaşlık gibi sevgi temeline dayalı bağları oluşturabilmektir.

Sporda (futbolda) şiddeti, tribün terörünü, etik olmayan davranışları ve yaklaşımları ve ahlaksızlıkları (ahlaksızlıklar derken şike, doping, teşvik priminden söz etmiş oluyorum) önlemenin en doğru yolu eğitimdir. Daha sonra da hükümetin koyduğu yasalarla mümkündür. Adamlık kişinin yüreğinde, onu özümlememişse, yasa değil ne koyarsan koy fayda etmez.

Etik yoldan elde edilen başarı altın gibidir, kararmaz. Bilerek ve isteyerek yanlış yoldan da şampiyon olunabilir ama, sporcu/spor adamlığı kimliğini kaybeden, eğer varsa önce kişiliğini kaybeder. Sporda etik, terbiyeli ve ahlaklı anlamında Yunanca bir sözcüktür. Nasıl terbiye, ahlakmış bir türlü anlayamadım.

Adamın elinde 100 adet maç bileti var. Tellal gibi bağırıyor “Bilet var” diye… Bu adam bu kadar biletleri nereden aldı? Bu biletleri ona kim verdi? Karşılığında para aldı mı almadı mı? Kulüp yönetiminin haberi var mı? Bilet için gişeye mi talimat verilmiş? Dikkat ederseniz nerelere geldim. Şike, doping, teşvik primi ve bilet ahlaksızlığını bundan sonraki makalemde sizlere sunacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SDAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here