Değerli okurlarım, bu makaleyi ölü sezonuna getireyim demiştim ama ön elemeler, play-off maçları derken, bu zamana kadar sarktı. Okurlarımın arzusu üzerine futbolun birazcık dışında kaldık o kadar. Karate sporunda yumruklarda, tekmelerde rakibe vurulur demiştim, hatırlayacaksınız. Ata sporumuz değil ama bu Uzakdoğu sporunu da içimize sindirmişiz. Ama sporumuz kaldı mı sanki?…
Bu sporda kadın erkek ayrımı yapılmaz. Yani herkes bu sporu yapabilir. Sadece kombine hareketleri yapabilirsen bir yere kadar yeterli. Bu kombine hareketlerin insan vücuduna uyarlanması için öne ve geriye taklalar, sağa, sola yuvarlanmalar sık-sık ve usanmadan yapılır. Şöyle de düşünebiliriz…
Karate sporu fazla masraf gerektirmiyor, halter sporunda olduğu gibi. Bu sporda her kes için bir alet gerekmiyor. Muhtemelen bu nedenle karate sporu gençler arasında yaygı. Aynı zamanda korunma sporudur… Bu uzak doğu sporunda biyometrik denilen önemli bir çalışma şekli vardır. Kızların ip atladığı oyunun adı… Tek atlayış, çift atlayış falan…
Neden öyle düşünüyoruz? Çocukluğumuzda kızlarla ip atladığımı hiç hatırlamıyorum. Bu oyunu oynadım diyenler de pek ender. İp atlamak kız oyunu derdik, yaklaşmazdık… Oysa biyometrik çalışma (ip atlama) sadece karatede değil, bütün sporlarda oldukça önemli. Bütün spor dallarında koşarak ter atılır ve daha sonra da ip atlanır. Ülkemizde henüz böyle bir çalışma yok…
Ülkemizde 40 yaş ve üzeri olanlar spor yapmayı akıllarından çıkarıyorlar. Unutulmamalıdır ki, spor her zaman geçerlidir ve herkesin yapabileceği bir spor dalı vardır. Ve de karate masrafsız olmakla birlikte “Kendini Savunma” sanatıdır. Bu savunma her anlamda savunmadır. Severek ve isteyerek bu spora yaklaşan, öğrenen, stresi hayatından çıkarır, çıkarabilir. Ayrıca üzüntülerden de kurtulur.
Sporu severek ve isteyerek yapanların vücutlarında denge unsuru sağlanır, yani dengeli bir insan konumuna gelir. Ayrıca karate sporunda dans eğitimi de bulunmaktadır. Tahmin edebiliyorum, bu sert sporla dansın ne alakası var diyeceksiniz ama inanın çok ilgisi var. Dans eğitimi iki saatlik bir çalışmadır ve bu çalışma ciddi yapılacak olursa, insan beyninde çok şeyi değiştirir. Aslına bakarsanız, hangi sporu yaparsak yapalım, öncelikle severek ve isteyerek yapmak kaydıyla kazanımlarımız oldukça fazla olacaktır.
Dilerseniz ülkemizde fazla rağbet görmeyen masa tenisini ele alalım… Bizim zamanımızda bu Uzakdoğu sporunun adı Ping-Pong idi. Masa tenisi de söylediğim gibi bir Uzakdoğu sporudur. Çinliler bu sporu harika oynuyorlar. Acaba diyorum onların ataları bu sporu yapmış mı? Masa tenisi şartlar oluşmayınca yapılamaz. Futbol gibi taşlardan kale direkleri belirlense de, bu sporda nizami bir masa, raket ve küçük top şart… Bu spor istenirse, kayak, dağcılık gibi, zengin spor dalı olarak da kabul edilebilir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMIZLA
