Paskalya’da Barışı Kutlamak…

0
816

“Şu dünyadaki, En mutlu kişi, Mutluluk verendir. Şu dünyadaki, Sevilen kişi, Sevmeyi bilendir..”

Şenay söylerdi bu şarkıyı yıllar önce.. Bahar neşesinin tüm tonlarını içeren bir sesin sahibiydi Şenay.. Dinlerken şarkısını,  bahar hasretimizin kardeşlik sevgisiyle çarpardı yüreklerimiz..

Alkışlarla ritim tuttuğumuz barış içinde yaşama hasretimizi dile getirdiği şarkısının devamında,  bahar neşesinden güz hüznüne koşan ses tonuyla ne diyordu Şenay?

“Bütün dünya buna inansa, Bir inansa, Hayat bayram olsa, İnsanlar el ele tutuşsa, Birlik olsa, Uzansak sonsuza..”

Şenay’ın şarkısının sözlerinden hareketle, “bu dünyadaki en mutlu kişi, sevmeyi bilendir.. Sevmeyi bilen kişi mutluluk verendir” diyebilir miyiz? Hayatımızı bayram sevinci, coşkusu, neşesiyle yaşamak istiyorsak elbette..

Ne diyor hayatımızı bayram yapan nefeslerinin birinde Yunus? “Sevelim sevilelim, Bu dünya kimseye kalmaz..”

Sıkıştırılmış bir zaman dilimi anlamında bir asrın içinde yaşıyoruz hepimiz..

Peki, asrın içindeki biz insanların hüsrana düşmemesi için tavsiye ne? “Salih amel..” Yani; “barışa yönelik çalışma..”

İnsanlığa ve insan onuruna yaraşır bir “hayat” düşüncesi ve böyle bir hayatı “yaşayabilme” çabası.. Sevgi, barış, kardeşlik, dostluk, birlik, beraberlik, yardımlaşma, dayanışma, paylaşmayı içeren hayat düşüncesinin adı: teori.. Yaşayabilme çabasının adı; pratik.. İnsanların, toplumsal hayat teorisi içindeki kendi pratiğini yaşayabilme çabasını kapsayan anlayış tümlüğünün adı: “dünya görüşü..”

“Yaratılmışı severiz, Yaratandan ötürü” diyerek, nefsinden sıyrılıp nefhasal bakışla, dünya nüfusunun tamamını görüp kucaklayan bizim Yunus’un dünya görüşü ne? “Sen sana ne sanırsan, Başkasına da onu san, Dört kitabın manası, Budur eğer var ise..”

Hz. İsa’nın yeniden doğuşunu/dirilişini bayram sevinciyle kutluyor bu yıl 4 Nisan ve devamındaki günler içerisinde Hıristiyan alemi.. Kutluyorum Paskalya Bayramı’nı Hıristiyan yurttaşlarımızın..

İnsanların mutluluk içinde bayram ortamını ne sağlar? Barış elbette..

Barış içinde olmak hem kendimizle hem başkalarıyla.. Kendimizden başkalarıyla dediğimiz anda açığa çıkan ne? Farklıklarımız..

İyi de, başkalarıyla barış içinde olmak için ne yapmalı?

İnsanlığımızın değerler manzumesini özetleyen Yunus’tan hareketle bir değerlendirme yargısı olarak soralım? Kendimiz için istediğimizi başkası için de isteyebiliyor muyuz?

Değerli bir eğitimcimizden bir paragraf.. “Çocuklarımıza çoğulcu bir toplumda her türlü farklılığa rağmen huzur ve barış içerisinde nasıl yaşanabileceğini öğretmek zorundayız. Öğrencilerimize “veya”cılığı değil “ve”ciliği öğretmek zorundayız. “Veya” olan ortamlarda bir kargaşa olması, bir kaos ortamı olması doğaldır..  Fakat, “ve” iki harften oluşan bu sihirli kelime bu sorunu çözer. “Veya”cı değil “ve”ci bir toplum, bir nesil yetiştirmek zorundayız, bu da demokratik değerlerin özümsenmesiyle olur. Farklılıklara tahammülle olur..”

Yani; ben veya başkası değil, ben ve başkası.. Ben veya sen değil, ben ve sen.. Biz veya siz veya onlar değil, biz ve siz ve onlar.. Niçin? Onlar dediğimiz başkalarının “bizsiz” olmaması için..

Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Rızkullah TERBİYELİ ve sevgili eşi, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü İlyas TERBİYELİ ve sevgili eşi Helga hanım, öğrencim Arel’in babası Yusuf bey ve sevgili eşi şahsında  Hıristiyan yurttaşlarımızın “Paskalya Bayramını” insanlığımızın evrensel değerleri “sulh ve selam” barış ve esenlik dileklerimle kutluyorum..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here