Ne Zaman Aklımız Başımıza Gelecek?

0
118

Telafisi zor olan yaşanan olaylardan hiç “ders” almıyoruz. Yarım yamalak telafi edilse de “izi” kalıyor, belleklerden silinemiyor.

Kural tanımazlık, sorumsuzluk ve ihmaller zinciri, olaylara davetiye çıkarıyor. ‘İş kazaları, depremler, sel felaketleri, feci trafik kazaları, çevre kirliliği, kadına şiddet, cinayetler, çocuk istismarları…’ günlük hayatın birer parçası olmuş. Olayların biri bitti derken, diğeri başlıyor. Susamışız, özlemişiz, faciasız günleri. Bir türlü kendimize gelemiyoruz.

“Çılgın Felaketler” zinciri. Sanki abone olmak zorundaymışız unutulmaz felaketlere kriz üretme zinciri. Her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Bu ayıplardan sıyrılmak, kendimize çeki düzen vermek zorundayız. Yanlışlıklar çarkı durmadan dönüyor. Ama yanlışların üzerine yine yanlış yöntemlerle gidiliyor.

Yaşanan bunca ağır travmalı olaylara rağmen, geçici önlemlerle çözüm aramakla işi geçiştirme yolları tercih ediliyor. Önce olay, çaresi kolay (!) “Hele bir olay yaşansın, daha sonra çaresine bakarız” zihniyeti.

Facialara meydan okuyoruz adeta. Güvenli yaşamak bize batıyor. Önlemler, deneme-yanılma yoluyla alınmaya çalışılıyor. İhmalkârlık, sorumsuzluk ve vurdumduymazlıktan kaynaklanıyor.

Ortada bariz hata var, suç var. Ama suçlu ve sorumlu yok. Her faciadan sonra tanık olduğumuz manzara bu! Olaylar bile-bile, göz göre-göre, göstere-göstere geliyorum, diyor. Sadece seyretmekle yetiniyoruz.

Her yıl binlerce dekar orman alanları yangın nedeniyle göz açıp kapayıncaya kadar yok oluyor, aynı şekilde iş kazaları, kadın katliamları…

Kendi ihmal ve yanlışlıklarımızı yaratmada üstümüze yok. Sorumlular cezasız kalınca, daha çok tepkiye yol açıyor. Koruma, korunma ve önlem almada sınıfta kalmışız. İlkel yollarla kolaycılığa başvuruluyor.

“SOMA Faciası” bizlere ders olsun. Ülkemize mal olan ağır maddi hasarlarla birlikte, insanın en temel hakkı olan “yaşama hakkı” da körü körüne elinden alınıyor.

‘İnsan hayatı bu kadar ucuz olur mu?’ diye, feryat ediliyor. Aslında ucuz değil, bedavaya pazarlanıyor.

Bir an önce dersler alarak “Felaket Tiryakisi” bir ülke olmaktan vazgeçmeliyiz. Çünkü bu ülke hak etmiyor bunca acıları. Artık kendimizle yüzleşmenin zamanı gelmiştir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here