Futbolun Kimyası Bozuldu (5)

0
53

Değerli okurlarım, aklın yolu birdir. Eğer geçerli bir ifade kullanmıyorsak mutlaka büyüklerimizden duymuşuzdur. Güzel sözleri duyup da uhdemizde muhafaza etmenin ve yerinde kullanmanın bir erdem olduğuna inananlardanım.

Ülkemizde kimya bozukluğu öylesine yoğunlaştı, uzun mesafeler kat etti ki engel olmanın mümkünâtı yok. Sadece kamp dönemlerinde yeni sezon başında herkes biraz tebessüm eder o kadar. Henüz kaybedilmiş bir şey yok. Yıllar önce, transfer döneminde bir yöneticinin ağzından duymuştum. Aynen şu ifadeleri kullanmıştı…

“…Başarılı transferler yaptık, gençlerle yaşlıları kaynaştırdık. Hocamız zaten bu işin ustası. Yenemeyeceğimiz takım yoktur…”

Alınan ilk yenilgi sonrası yine aynı yönetici “Hakemin yanlış kararlarının kurbanı olduk. Hocamızın arkasındayız, onun işine karışmayız…” İkinci yenilgide suratlar asılır ve bazı toplantılara takımın hocasını çağırmazlar ve hatta verilen bazı yemeklere haber bile vermezler. Üçüncü yenilgiden sonra ne olacağını söylemiyorum, ne olacağını tahmin ediyorsunuz.

Burada, Kimya bozukluğuyla birlikte korku da hakimdir. Kulüp başkanı o makama yapışmıştır, bırakmak istemez nedense. Teknik direktör yönetime sesini duyuramaz. Yönetim duymazdan gelir. Futbol için konuşuyorum. Yenilgi yenilgidir, üçü beşi olmaz. Teknik heyet ve yönetim, bir araya gelip de yenilginin ya da başarısızlığın nedenini araştırma gereği duymaz.

İşler iyi giderken güzel de başarısızlık gündem oluşturduğunda hiç kimse istifa etmeyi düşünmez. Kan değişikliğinin bazı şeyleri halledebileceğini nedense kimse düşünmez.

Hepinizin bildiği gibi, Yasama Yetkisi (TBMM), Yürütme Yetkisi (Hükümet), Yargı Yetkisi (Bağımsız Mahkemeler). Bunları neden yazdım biliyor musunuz? Hani Avrupa’nın bizlere ağır basan önemli bir farkından söz etmiştim ya onu söylemek istiyorum. Sporla ilgili olsun ya da olmasın, batılı bir bakan yalan yanlış bir şeyle suçlansa, o anda istifa ediyor. Bildiğiniz gibi bu yaklaşım yargının etki altında kalmadan karar vermesini sağlamak içindir.

Unutmadan söylemek istiyorum. Yukarıdaki üç önemli kurum kararıyla ne takımlarımız nede milli takımımız galip de gelemez, gol de atamaz. Bu yetkili organlar Türk insanının güvencesidir ve onlar varken insanlar rahattır ve rahat yaşarlar! İnsanların rahat etmesi için işin en kolayı seçilmez. Terör boyut kazanmışsa TFF işin kolayına kaçıyor. O takımın tribünlerini kapatıyor. Hakemler, futbolcular, yöneticiler ve kolluk görevlileri. Oysa taraftar ile futbolcular olmazsa futbol olur mu?

Şöyle de düşünebiliriz. Eğitim kurumları olmasa Milli Eğitim ne güzel yürütülür değil mi? Olumsuzlukların nedenlerini araştırmak gerekmez mi? Araştıracaksın, zaman harcayacaksın. Sonuç alamayınca şunu söyleyebilmelisin. “BU İŞİ BECEREMEDİM, İSTİFA EDİYORUM” diyebilmelisin.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here