Evliliği Korumanın Yolları!..

0
76

Sanat Yazısı

Değerli Okurlarım, çok büyük aşklarla ve umutlarla başlayan evliliklerde bile, ilk zamanlardaki coşku, bir süre sonra yerini monotonluğa bırakır. Bunu önlemenin en önemli yollarından biri çiftlerden her birinin birbirinden bağımsız hayatları olduğunu kabul etmeleridir.

Evliliklerde çiftler bazen etraflarında başka insanlar, aktiviteler, benzerleri bulunduğunu nedense unuturlar ve sadece birbirlerine odaklanırlar. Bu anlaşılır durum olmakla beraber dışarıya açılan bir pencereniz olmazsa bir süre sonra da birbirinizi boğarsınız.

Eşinizle tanışmadan önce annenizle, babanızla, kardeşlerinizle hatta kız arkadaşlarınızla daha fazla vakit geçirirdiniz. Şimdi kocanız hayatınızın merkezi haline geldi. Yine de değerinizin farkına varın ve ondan bağımsız aktivitelerde de bulunun. Sosyal yaşamınız belli çiftlerle geçiyorsa hayatınız çok sıkıcı hale gelebilir, kendinizi evlilik kıskacına girmiş gibi hissedersiniz.

Bu sıkıntıları iş ve okul arkadaşlarınızla, komşularınızla, ailenizle ve hatta yeni edineceğiniz arkadaşlarınızla görüşerek aşabilirsiniz. Kayınvalideniz ve kayınpederiniz inanılmaz sıkıcı ve her şeye burnunu sokan tipler olabilirler. Zaman zaman sizi toplumda mahcup bile edebilirler. Ne olursa olsun onlara saygılı olmalısınız. Unutmamalısınız ki, kocanızı onlar yetiştirdiler.

Evlenmeden önce, onunla ağız dalaşına girdiğinizde kapıları çarpar, ağlar ve sonra onu öyle bırakır giderdiniz. O da sizin peşinizden gelir binlerce özür diler ve sular durulurdu. Öyle değil mi? Ama ne yazık ki artık o devir kapandı, kavgalarınızda daha ılımlı olmalısınız ve kendinizi daha iyi ifade etmeye çalışmalısınız…

İkinizde ilerinizde oldukça başarılı ve bağımsız insanlar olabilirsiniz… ama hiçbir zaman birbirinize destek olmayı ihmal etmemelisiniz. Bütçeniz bir olmalı, harcamalar iki tarafın bilgisi dahilinde yapılmalı.

Kocanızın kötü bir gün geçirdiğini hissettiğinizde, onu rahatlatmak, stresten kurtarmak için çaba göstermelisiniz. Onun beğeneceği sürprizi hazırlamak sizin elinizde. Köylü kadın gibi değil, dekolte giyinin. Bunun faydasını göreceksiniz.

Bir akşam, son derece bakımlı bir şekilde ona kapıyı açıp, sevdiği yemeklerle donattığınız masaya koluna girip götürebilirsiniz. Bundan kolay daha ne olabilir ki? Yeter ki, sizin evinizde ve kocanızda gözünüz olsun.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Gönül Gözüyle Sevmek!

Değerli Okurlarım, “gönül gözüyle bakmak” karşımızdakini sevmek, sevmeye çalışmak ve belki de âşık olmak demektir. Bugünkü sanat yazımda, hem gönül gözüyle ve hem de gözlerimizle nasıl bakıyoruz, bu konudaki duygularımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.

İnsanoğlunun bütün uzuvları çok değerli ve kıymetlidir. Birinin noksanlığı yaşamı zindan eder. Hepsinin de birer özelliği ve vazgeçilmez faydaları vardır. Yüce Allah öyle yaratmıştır. İnsanların yaşamı, bütün canlılardan daha uzun değildir.Bazılarından fazla olsa bile 0 ile 100 arasında bir yerde son bulur. “Çok Yaşayan Yüze Kadar Yaşadı” diye bir şarkıyı arada bir mırıldanırız ve de güleriz. Neye güleriz acaba?

Gönül gözüyle bakmak gerçekten güzeldir ama bir ömür boyu gönül gözüyle bakmamız söz konusu olamaz. Eşyanın tabiatına aykırıdır. Yaşam koşulları bir heyelan gibi üstümüze bindiğinde, o kadar işim çok ki, gözümü açamıyorum deriz. Bunu böyle söylerken de, yaşamın göz açıp kapayıncaya kadar da geçtiğinin farkındayız. Ölümsüzmüş gibi, üstümüze kondurmayız. Ne hikmetse bu böyle işte!

Göz açıp kapayıncaya kadar akıp giden yaşamın, her anının göz alıcı olmasını isteriz. Yaşamımızın güzelliği, bazılarını göz atarak değil, birçoklarının gözden kaçırmamaya özen gösteririz. Bu dünyada herkes birilerinin göz hapsindedir.

Şöyle de söyleyebiliriz… Toplumun gözüne girmek, gözde olmak, gözden düşmemek, göz ardı edemediğimiz temel hedeflerimizdir. Birilerini gözden düşürmek için de, türlü şetlikler yapar, kötülüklere başvururuz. Belki çok sevdiklerimizin dışında, herkes birbirini göz boyamakla, göz bağcılıkla suçlar ve de sonsuza kadar da bu böyle gözlenecektir.

Her şeyin bir sanat yönünü araştırmaya, gözlemlemeye özen gösteriyoruz ya…Çok ilginçtir, gözüm gibi severim dediğimize, günün birinde, gözün çıksın diyebiliyoruz. Gözlerle bakmak çok şeyler ifade ediyor.  Göze getirmek, oyun alanının dışına itmek yani diskalifiye etmek oluyor.

Neden acaba? Çünkü insanların, başkalarının başarısını gözü yemezde ondan… Gözlerle insanlar tanınabilir. Sevince gözlerimiz parlar, üzülünce gözler dolar, ama kızınca da çakmak-çakmak olur. Gözlerimiz dönünce de insanlıktan çıkarız bir anda…

Gözleri yuvasından fırlamış ya da gözleri fal taşı gibi açılmış… Gözünü karartmış… Gözünü budaktan sakınmamış… Bu saydıklarım insanoğlunun farkında olmadan o anda ki haletiruhiyesini ele veren gözlerin bakışlarıdır.

Oysa bizim kuşak gözleriyle iyi bakar ama gözlerimizi son kez kapamadan önce,“Göz Açıp Kapayana Kadar, Geçti Ömrüm” diye düşünürüz. Heyhat, sonra da gözlerimizi kapatırız. Açılmamak üzere!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Güzellerin Yedikleri

Güney Amerikalı kadınların, esmer teni, siyah saçı ve beyaz dişleriyle ün yaptığını bilmeyen var mı? Zaten koyu esmer ve siyah derili olanlarda sarışın olur mu? Dişleri kirli bile olsa beyaz gözükmez mi? Bu da bir gerçek!

Bu esmer güzeli bayanlar, kesinlikle yağlı yiyecekleri mutfaklarına sokmuyorlar. Özellikle sabahları toplu halde spor yapıyorlar. Bol-bol da su içmeyi de ihmal etmiyorlar.

Mutfaklarında bolca baharat ve acı biber bulunduran bu güzeller bu sayede kusursuz bacaklara sahip olduklarını ve seksi göründüklerini çekinmeden söylüyorlar. Buna itirazımız yok. Biz ne diyoruz ki? Israrla, İSOT yiyin diyoruz.

Günün Sözü
Dinlemeyi Bilmek İnsanları Sevmektir!

Öcal’dan İnciler
Aşk Dünyanın En Güzel Belasıdır!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here