Değerli okurlarım, ‘Yaradılanı Severiz, Yaradan’dan ötürü…’ bunu Cumhurbaşkanı olan Kasımpaşalı arkadaşım da söylüyor ama bizim riyakârlığımız yok. Engelli kardeşlerimle (sporcu olsun olmasın) hep iyi ilişkiler içinde olmuşumdur. Bunu da onları sevmemden kaynaklandığını hemen söylemeliyim.
Okuduğunuz bu makalemde engellilerle ilgili genel bilgiler sunduktan sonra, toplumun engellilere bakışını, aynı zamanda sporun engelli bireylere neler kazandırdığını anlatmaya çalışacağım. Engelli sporcuların, TSB’nin, yani bu oyuncuların yani sporun engelli bireylere neler kazandırdığını anlatmaya çalışacağım…
Bunları söylemeden önce; önemli bir referandum yaşandı ve ilk kez Türk halkı kendi oylarıyla Cumhurbaşkanını seçtiler. Öyle ya da böyle kazanıldı denilebilir ama, bu işin en iyisini doğrusunu tarih yazacaktır. Bu seçimin iştirak oranı çok düşüktü. Okuduğumuz kadarıyla 5 milyon seçmen oy kullanmış. Ellerini kimseler tutmadı, kullansalardı. Oy kullanmayanların ülke yönetiminde söz hakları da olmaz.
İşte bu nedenle, altını çizerek söylemek istiyorum ki; engelli kardeşlerimiz tüm engelleri aşarak oylarını kullandılar. Engelsiz olanlar da kullansalardı. Beş milyon oy hiç de az sayılmaz. İktidar da bile yapar ve iktidardan da düşürür. Kasımpaşalıya gözünün içine baka-baka her şeyi söylüyorlar ama o yine bildiğinden şaşmıyor.
Başkanlık sistemi falan hikâye ama ‘Yüce Divandan Yırtmak’ şimdilik onu becerdi… Noterden bir Cumhurbaşkanımız vardı, bakalım 12. Cumhurbaşkanı neler yapacak, kimlere makam bahşedecek?
Efendim, ülkemizde engelli sayısı ürkütücü boyutta bulunmaktadır. 9-10 milyon civarında çile çeken insanımız bulunmakta. Gerçi herkes çile çekiyor ama onların ki daha bir değişik. Olacağa çare bulunmaz ama engelli olmanın nedenlerine samimiyetle eğildiğimizde büyük bölümden kaçınabilir, önlenebilir nedenler olduğunu söyleyebiliriz.
Engelli kardeşlerimize spor yapma olanağı sağlanmak öte, engelliğin oluşmasını önleme tedbirleri almak gerekmektedir. Gelişmiş toplumlara bakıldığında engellilerin sosyal yaşama katılım açısından fazla sorunlarla karşılaşmadıkları, zorlanmadıkları görülmektedir.
Ancak, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde engelli birey yaşama katılım açısından oldukça zorlanmaktadır. Türkiye ve benzeri ülkelerde engelli birey daha ziyade fiziksel ve çevre koşulları nedeniyle zorlanmaktadır. Engelli birey daha ziyada fiziksel ve çevre koşulları nedeniyle zorlanmaktadır. Engelli birey sosyal çevresiyle etkileşim içindedir. Bu etkileşimin düzeyi ve sıklığı engelli kardeşlerimizin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Toplumdaki sosyal, kültürel, eğitimsel ve sportif etkinliklere yeterince katılmayan engelli bireyin toplumsal çevresinde, işte bu nedenle çok zayıf kalmaktadır.
Toplumdaki bazı kimselerin engelli kardeşlerimize (sporcu olsun olmasın) bakış açılarını değiştirmelerini dilerim. Şunun da altını çizmek isterim. Hiç kimse engelli olmak istemez. Değil ülkemizde, en gelişmiş ülkelerde bile olsa engelli olmak istemez. Bakın, engelli olmadığımızdan Cumhurbaşkanını ilk turda seçtik…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
