Belediye Başkanlığı Seçimleri ve Bazı Düşünceler

0
55

Şirin İlçemiz İskenderun’da, bir Belediye Başkanlığı seçimi daha yaşıyoruz. Bu seçimin bence en ilginç yönü, geçen seçimdeki adayların, tekrar aday olarak karşımıza çıkmalarıdır. Herhalde partiler adaylarından çok memnun kalmış olacaklar ki yeni aday çıkarmaya gerek görmemişler. Bu durumda birbirlerini çok iyi tanıyan adaylar da mücadelelerini daha bilinçli bir şekilde sürdüreceklerdir. İnşallah 30 Mart’ta İskenderun’a layık bir Belediye Başkanı seçilir ve İskenderun halkı da rahat eder.

Adayların seçim çalışmaları sırasında vatandaşlara, yapacakları işlerle ilgili projelerini anlattıklarını biliyorsunuz. Adaylar tabii ki İskenderun’un problemlerini, bu problemlere karşı ortaya koyacakları çareleri iyice hesap etmişlerdir. Üstelik aynı sınıfı iki defa okuyan öğrenciler gibi çift dikiş yaptıklarından, problemlerimizi, sıkıntılarımızı artık ezber edercesine biliyorlardır.

İşte ben, tam da burada, bazı fikirlerimi siz değerli okuyucularla paylaşmak istiyorum. Bu fikirler -her ne kadar duymamış da olsam- adaylar tarafından değerlendirilip sayın halkımıza anlatılıyor olabilir. Ama ben gene size anlatacağım:

1–İskenderun’un birinci derecede önemli meselelerinden biri de şehir içi trafiktir. Şehir içi trafik denilince birçoklarının aklına, hangi sokaktan girip hangi caddeden çıkılmalıdır gibi konuyu basitleştirici çözümler gelir. Zamanında İl Koordinasyon toplantılarına da katıldığım için biliyorum, o toplantılarda da buna benzer kararlar alınır ve toplantı biterdi. Hâlbuki şehir içi trafik deyince akla ilk olarak “Otopark” gelir. İskenderun’da her hafta 20-30 araba trafiğe çıkıyor. Bu arabalar nereye park edecek diye düşünen yok. En işlek caddelerde park eden arabalar tek sırayı bitirmişler, iki sıra, hatta bazen üç sıra halinde dizilmişler, halkımızın alışveriş yapmak için arabaları ile bu caddelere girip de park etmelerini engellemişlerdir.

Çünkü herkesten evvel o caddede bulunan esnaf, cadde üzerindeki park yerlerini kapatmıştır. Sabah erken saatte gelen esnaf, arabasını dükkânının tam önüne gelecek şekilde park eder. Çayını söyler, müşterisini beklemeye başlar. Ama unuttuğu bir şey vardır. Alış veriş için gelen müşterinin de arabası vardır. Ve cadde içinde dakikalarca dolaşır arabasına yer bulmak için. Sonunda dayanamaz, çeker gider. Dükkân sahibi müşterisini kaybetmiştir ama bundan haberi bile yoktur. Müşteri ise alışveriş yapmayı arzu ettiği dükkânların sadece önünden geçmekle yetinir.

Peki, bu durumu önlemenin çaresi yok mudur? Elbette vardır. İşte size anlatmak istediğim konu da budur. Bu konuya Osmaniye ilinde çok pratik bir çözüm bulmuşlar. Esnafın çok ve işin yoğun olduğu caddelere “Park Kısıtlaması” getirmişler. Esnafa rica etmişler ve herkes arabasını arka sokaklara taşımış. Gerçekten işi olan insanlara sadece 15 dakika park izni vermişler. Böylece caddeler boşalmış ve şehir içinde bir rahatlama sağlanmış. Büyük paralar harcayıp otoparklar inşa etmeden önce böyle basit tedbirlere de ihtiyaç vardır.

2–Bir başka husus da şehrin bütünlüğünü sağlayıp, gecekonduları önlemektir. Bunun için de büyük çaplı projelere geçmeden önce yapılabilecek pratik çözümlere yönelmektir. Şehrin etrafı 3-5 km. kalınlığında orman kuşağı ile çevrilirse gereksiz yayılma önlenir. Biliyorsunuz gecekondular genellikle şehrin en son binalarına ekleme binalar yapılarak oluşturulur. Ama kalın bir orman kuşağı yapılırsa bu durum önlenmiş olur.

3–Şehirde yeşil alanın çokluğu belediyeye artı puandır. Hele bir “Botanik” parkı yapılması o belediyenin yaptığı hizmetleri taçlandırır. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in yaptırdığı “Akvaryum”un bütün Türkiye’de konuşulduğu düşünüldüğünde,”Botanik Park” gibi İskenderun bitkilerinin görüleceği yeşil alanların değeri daha kolay anlaşılır.

Her zaman ki gibi, atalarımızdan gelen şu harika sözlerle yazımızı bitirelim: “Akıl İçin Yol Birdir…”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here